Muhendis
New member
Dünya ne kadarını gezersek gezelim bize yeni sürprizler sunabilecek bir gezegen. Bugün gizemlerle dolu dünyamızda Afrika’daki en enteresan ekosistemlerden birinde, Tanzanya’daki Natron Gölü’ndeyiz. Kendi ortasında sakin bir habitat olsa da internette yer yer korkutucu fotoğraflarla karşımıza çıkan bu göl, rivayetlere nazaran içine adım atan hayvanları anında taşa dönüştürüyor! Pekala bu sav ne ölçüde gerçek? Gelin açıklayalım…
Kaynak: https://www.livescience.com/40135-pho…
Alkalik bir göl olan ve Tanzanya’da bulunan Natron Gölü’nün pH düzeyi 10.5 civarında seyrediyor.
Suyu uygun adaptasyon geçirmemiş hayvanların gözünü ya da derisini yakabiliyor.
Fotoğrafçı Nick Brandt, 2013’te yayımlanan kitabı “Across The Ravaged Land”de gölde ölmüş hayvanların çarpıcı manzaralarına yer vermişti.
Bu fotoğraflardaki hayvanların tam olarak nasıl öldüğü kesin halde bilinmiyor. Bazılarının doğal sebeplerle ölmüş, akabinde suya düşmüş olması mümkün.
Gelin artık bu kırmızı renkli göl hakkında merak ettiklerimize ayrıntılı yanıtlar arayalım.
Suyun yüksek bazik kıymeti yakınlardaki doruklardan gölün içine akan sodyum karbonat ve benzeri minerallerden geliyor.
Gölün suyunun tabanında bulunan Ol Doinyo Lengai isimli yanardağın püskürttüğü natrokarbonatit lavı, ortasında ağır ölçüde sodyum karbonat içeriyor. vakit içinde sodyum karbonat dahil olmak üzere lavın ortasındaki mineralleri emen tuzlu göl, bazik kıymeti yüksek bir yapıya kavuşuyor.
Sodyum karbonat, Antik Mısır’da mumyalama süreçlerinde kullanılmış bir kimyasal unsur. Emsal biçimde Natron Gölü’nde ölen hayvanların derisini de mumyalayarak koruma ediyor.
Öte yandan göle düşen hayvanların anında taşa dönüştüğü istikametindeki söylentilerin temelsiz olduğunu belirtmek gerek.
Hatta göl, ortasında bataklık alanlara uyumlu flamingolar ve öbür kuşların da dahil olduğu bereketli bir ekosistem barındırıyor.
Gölün flamingolar için bu kadar tanınan olmasının sebeplerinden biri peşlerindeki avcıların gölün ortasında uzun müddet hayatta kalamaması.
Bu durum Natron’u ortasında yaşayan birfazlaca canlı için basitçe av olamayacakları inançlı bir bölgeye dönüştürüyor.
Peki Natron Gölü’ne bir insan atlarsa ne olur? Yanıt: Canı epeyce yanar.
Öncelikle gölün suyunun sıcaklığının kimi vakit 60 dereceye ulaştığını belirtelim. Buna ilaveten gölün yüzeyinde tuz yığınları kimi vakit bıçak sertliğinde oluyor.
Belki bu göl sizi Medusa’nın bakışlarının yaptığı üzere anında taşa çevirmez, fakat cildinizde rastgele bir yara var ise canınızı fazlaca yakacaktır. Suyun çamaşır suyuna yakın seyreden bazik kıymeti, gölün ortasında uzun kalmanız halinde önemli yanıklara yol açabilir.
2007’de bölgede çekim yapmayı hedefleyen, yaban hayatı fotoğrafçılarından oluşan bir grubun helikopteri göle düşmüştü.
Kazada her neyse ki ölen olmadı, takım yakınlarındaki bir kabilenin yardımlarıyla kurtuldu. yıllar ortasında emsal öbür kazalar olduysa da şimdiye dek gölde ölen bir insan kayıtlara geçmedi.
Natron Gölü, bir daha Tanzanya’da bulunan Bahi Gölü’yle birlikte Doğu Adrika’da yer alan iki alkalik gölden biri.
Günümüzde bu gölün geleceği, kendisini besleyen Ewaso Ngiron Nehri’ne yapılması planlanan bir hidroelektrik santrali tarafınca tehdit ediliyor.
Siz bu gölü ziyaret etmek ister miydiniz? Yorumlarda buluşalım!
Kaynak: https://www.livescience.com/40135-pho…
Alkalik bir göl olan ve Tanzanya’da bulunan Natron Gölü’nün pH düzeyi 10.5 civarında seyrediyor.
Suyu uygun adaptasyon geçirmemiş hayvanların gözünü ya da derisini yakabiliyor.
Fotoğrafçı Nick Brandt, 2013’te yayımlanan kitabı “Across The Ravaged Land”de gölde ölmüş hayvanların çarpıcı manzaralarına yer vermişti.
Bu fotoğraflardaki hayvanların tam olarak nasıl öldüğü kesin halde bilinmiyor. Bazılarının doğal sebeplerle ölmüş, akabinde suya düşmüş olması mümkün.
Gelin artık bu kırmızı renkli göl hakkında merak ettiklerimize ayrıntılı yanıtlar arayalım.
Suyun yüksek bazik kıymeti yakınlardaki doruklardan gölün içine akan sodyum karbonat ve benzeri minerallerden geliyor.
Gölün suyunun tabanında bulunan Ol Doinyo Lengai isimli yanardağın püskürttüğü natrokarbonatit lavı, ortasında ağır ölçüde sodyum karbonat içeriyor. vakit içinde sodyum karbonat dahil olmak üzere lavın ortasındaki mineralleri emen tuzlu göl, bazik kıymeti yüksek bir yapıya kavuşuyor.
Sodyum karbonat, Antik Mısır’da mumyalama süreçlerinde kullanılmış bir kimyasal unsur. Emsal biçimde Natron Gölü’nde ölen hayvanların derisini de mumyalayarak koruma ediyor.
Öte yandan göle düşen hayvanların anında taşa dönüştüğü istikametindeki söylentilerin temelsiz olduğunu belirtmek gerek.
Hatta göl, ortasında bataklık alanlara uyumlu flamingolar ve öbür kuşların da dahil olduğu bereketli bir ekosistem barındırıyor.
Gölün flamingolar için bu kadar tanınan olmasının sebeplerinden biri peşlerindeki avcıların gölün ortasında uzun müddet hayatta kalamaması.
Bu durum Natron’u ortasında yaşayan birfazlaca canlı için basitçe av olamayacakları inançlı bir bölgeye dönüştürüyor.
Peki Natron Gölü’ne bir insan atlarsa ne olur? Yanıt: Canı epeyce yanar.
Öncelikle gölün suyunun sıcaklığının kimi vakit 60 dereceye ulaştığını belirtelim. Buna ilaveten gölün yüzeyinde tuz yığınları kimi vakit bıçak sertliğinde oluyor.
Belki bu göl sizi Medusa’nın bakışlarının yaptığı üzere anında taşa çevirmez, fakat cildinizde rastgele bir yara var ise canınızı fazlaca yakacaktır. Suyun çamaşır suyuna yakın seyreden bazik kıymeti, gölün ortasında uzun kalmanız halinde önemli yanıklara yol açabilir.
2007’de bölgede çekim yapmayı hedefleyen, yaban hayatı fotoğrafçılarından oluşan bir grubun helikopteri göle düşmüştü.
Kazada her neyse ki ölen olmadı, takım yakınlarındaki bir kabilenin yardımlarıyla kurtuldu. yıllar ortasında emsal öbür kazalar olduysa da şimdiye dek gölde ölen bir insan kayıtlara geçmedi.
Natron Gölü, bir daha Tanzanya’da bulunan Bahi Gölü’yle birlikte Doğu Adrika’da yer alan iki alkalik gölden biri.
Günümüzde bu gölün geleceği, kendisini besleyen Ewaso Ngiron Nehri’ne yapılması planlanan bir hidroelektrik santrali tarafınca tehdit ediliyor.
Siz bu gölü ziyaret etmek ister miydiniz? Yorumlarda buluşalım!