Sezen Aksu’yu savunanlar bu ibretlik olay sizin için!
Sezen Aksu’nun Hz. Adem ve Hz. Havva’ya yönelik yakışıksız tabirlerin yer aldığı müziği geçtiğimiz günlerde gündeme oturmuştu. Toplumun hudut uçlarına dokunan bu skandala sahip çıkanlar bile oldu. Haber7.com Yayın Koordinatörü İbrahim Günay, çıkarları uğruna dini pahalara hakareti savunanlara, ders niteliğinde bir köşe yazısı kaleme aldı.
İşte İbrahim Günay’ın o yazısı:
Sezen Aksu’nun, Hz. Adem ve Hz. Havva’ya hakaret içeren müzik kelamları kamoyunda reaksiyon çekmeye devam ediyor. Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan da topa girip Aksu’ya sert reaksiyon gösterdi. Erdoğan, “Hz. Adem efendimize kimsenin lisanı uzanamaz. O uzanan lisanları yeri geldiğinde koparmak bizim nazaranvimizdir” tabirlerini kullandı. Tabi Herkes Cumhurbaşkanı Erdoğan üzere Sezen Aksu’ya reaksiyon göstermedi. Kimileri Sezen Aksu’nun kelamlarını ‘ifade özgürlüğü’ olarak gördüğünü söylemiş oldu. Onlardan biri de İBB Lideri Ekrem İmamoğlu olmalı ki, husus için ‘Olur o denli, onlar söz. Sanatkarlar hassastır, sanat hassastır. Sanatkarlara karşı hassas ve farklı davranmak gerekir. Onların hassas hislerine katkı sunmak gerekir’ yorumunda bulundu.
Pekala Ekrem Beyefendi kültürümüzdeki inançlara ve pahalara hürmete ne oldu?
Tarihimiz boyunca farklı din ve inançlardan insanların bir ortada yaşamayı başarmasının en kıymetli niçini bu değil miydi?
Osmanlı’nın yüzsenelerca farklı dinden ve lisandan insanı yönetim edebilmesini mihenk taşı neydi sizce?
*
Bugün size babamın merhum dayısı Hıdır Türen’in yıllar evvel yaşadığı bir olayı aktarmak istiyorum.
Rahmet Hıdır dayımız bölgenin önde gelen din alimlerinden ve senelerca biroldukca köyde cami imamlığı yapmış biridir. Olay memur olarak bakılırsav yaptığı Batman’dan Mardin’e giderken meydana geliyor.
Hıdır dayımız, 90’lı senelerda şehirlerarası bir minibüsle, Mardin’e gerçek hareket ederken yaşadıkları şu biçimde anlatıyor:
Aylardan 11 ayın sultanı mübarek ramazan ayıydı. Minibüs ağzına kadar beşerle doluydu. Hasankeyf geçildi, Gercüş düzlüğü göründü. Sanki iftara meskenime girmiş olur muyum? diye düşünürken, birden teğe minibüsün ortasında bir tartışma sesi yükseldi. Başımı çevirdim ve tartışmanın önümde oturan iki kişi içinde olduğunu fark ettim. Tartışanlardan biri genç, bir başkası ise bir çok yaşlıydı. Genç olan, kimseye aldırmadan, minibüste bir şeyler yemişti. Tartışma da bundan çıkmıştı. Birazdan ikili arbedeye tutuştu. Yaşlı olan adam yanındaki gence, “Ramazan ayında bu denli insanın ortasında yemek yiyemezsin” deyip, tokadı yapıştırdı. Minibüs sürücüsü çabucak sağa yanaştı. Herkes ikiliyi ayırmak için hareketlendi. Ben de çabucak yaşlı olan amcaya çıkıştım: “Ne yapıyorsun amca, sana ne? her insanın dini kendine… Allah onu ıslah etsin. Müslüman adama bu biçimde davranmak yakışmaz” dedim.
Amca yapıştırdı karşılığı: Evladım ben Süryani’yim Müslüman değilim. Ben size hürmetimden bu yaşıma kadar hiç bir ramazan ayında sokakta ağzıma lokma sokmadım. Lakin büyük ihtimalle bu arbede ettiğim arkadaşa sorsanız kendisi Müslüman olduğunu söyleyecektir. Ben bu saygısızlığa tahammül edemedim.
*
Dini kıymetlerimize her atak olduğunda aklıma bu olay gelir. Ben gerçek hürmetin ne olduğunu bana anlatılan bu olaydan daha sonra öğrendim.
Dinde zorlama yahut baskı yoktur. Lakin fert ve toplum açısından hayati kıymet arz eden inanç ve kıymetlerin büyük bir gücü vardır. O denli kıymetlerimizin ayaklar altına alınmasına kimse seyirci kalamaz.
Kimse size, Hz. Adem için “benim düşündüğümü düşün” demiyor.
Size “saygı göstermek zorundasınız” diyoruz.
İşte Sezen Aksu konusundaki son açıklamalara baktığımda da o minibüsteki genç olmaya istekli birilerini görüyorum.
Cumhurbaşkanlığı hayali ile inanç ve kıymetlerimizi aşağılanmasında beis görmeyenler, Tahminen Hıdır dayı bu dünyadan göçtü gitti lakin size bir ders bıraktı:
“Dini kıymetlerimize saygı”
Siz isterseniz bu dersi alın, isterseniz de sanatçınızın hislerine katkı sunmaya devam edin.
Kalın sağlıcakla…
[email protected]
Twitter: ibrahimgny7
KAYNAK: HABER7
Sezen Aksu’nun Hz. Adem ve Hz. Havva’ya yönelik yakışıksız tabirlerin yer aldığı müziği geçtiğimiz günlerde gündeme oturmuştu. Toplumun hudut uçlarına dokunan bu skandala sahip çıkanlar bile oldu. Haber7.com Yayın Koordinatörü İbrahim Günay, çıkarları uğruna dini pahalara hakareti savunanlara, ders niteliğinde bir köşe yazısı kaleme aldı.
İşte İbrahim Günay’ın o yazısı:
Sezen Aksu’nun, Hz. Adem ve Hz. Havva’ya hakaret içeren müzik kelamları kamoyunda reaksiyon çekmeye devam ediyor. Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan da topa girip Aksu’ya sert reaksiyon gösterdi. Erdoğan, “Hz. Adem efendimize kimsenin lisanı uzanamaz. O uzanan lisanları yeri geldiğinde koparmak bizim nazaranvimizdir” tabirlerini kullandı. Tabi Herkes Cumhurbaşkanı Erdoğan üzere Sezen Aksu’ya reaksiyon göstermedi. Kimileri Sezen Aksu’nun kelamlarını ‘ifade özgürlüğü’ olarak gördüğünü söylemiş oldu. Onlardan biri de İBB Lideri Ekrem İmamoğlu olmalı ki, husus için ‘Olur o denli, onlar söz. Sanatkarlar hassastır, sanat hassastır. Sanatkarlara karşı hassas ve farklı davranmak gerekir. Onların hassas hislerine katkı sunmak gerekir’ yorumunda bulundu.
Pekala Ekrem Beyefendi kültürümüzdeki inançlara ve pahalara hürmete ne oldu?
Tarihimiz boyunca farklı din ve inançlardan insanların bir ortada yaşamayı başarmasının en kıymetli niçini bu değil miydi?
Osmanlı’nın yüzsenelerca farklı dinden ve lisandan insanı yönetim edebilmesini mihenk taşı neydi sizce?
*
Bugün size babamın merhum dayısı Hıdır Türen’in yıllar evvel yaşadığı bir olayı aktarmak istiyorum.
Rahmet Hıdır dayımız bölgenin önde gelen din alimlerinden ve senelerca biroldukca köyde cami imamlığı yapmış biridir. Olay memur olarak bakılırsav yaptığı Batman’dan Mardin’e giderken meydana geliyor.
Hıdır dayımız, 90’lı senelerda şehirlerarası bir minibüsle, Mardin’e gerçek hareket ederken yaşadıkları şu biçimde anlatıyor:
Aylardan 11 ayın sultanı mübarek ramazan ayıydı. Minibüs ağzına kadar beşerle doluydu. Hasankeyf geçildi, Gercüş düzlüğü göründü. Sanki iftara meskenime girmiş olur muyum? diye düşünürken, birden teğe minibüsün ortasında bir tartışma sesi yükseldi. Başımı çevirdim ve tartışmanın önümde oturan iki kişi içinde olduğunu fark ettim. Tartışanlardan biri genç, bir başkası ise bir çok yaşlıydı. Genç olan, kimseye aldırmadan, minibüste bir şeyler yemişti. Tartışma da bundan çıkmıştı. Birazdan ikili arbedeye tutuştu. Yaşlı olan adam yanındaki gence, “Ramazan ayında bu denli insanın ortasında yemek yiyemezsin” deyip, tokadı yapıştırdı. Minibüs sürücüsü çabucak sağa yanaştı. Herkes ikiliyi ayırmak için hareketlendi. Ben de çabucak yaşlı olan amcaya çıkıştım: “Ne yapıyorsun amca, sana ne? her insanın dini kendine… Allah onu ıslah etsin. Müslüman adama bu biçimde davranmak yakışmaz” dedim.
Amca yapıştırdı karşılığı: Evladım ben Süryani’yim Müslüman değilim. Ben size hürmetimden bu yaşıma kadar hiç bir ramazan ayında sokakta ağzıma lokma sokmadım. Lakin büyük ihtimalle bu arbede ettiğim arkadaşa sorsanız kendisi Müslüman olduğunu söyleyecektir. Ben bu saygısızlığa tahammül edemedim.
*
Dini kıymetlerimize her atak olduğunda aklıma bu olay gelir. Ben gerçek hürmetin ne olduğunu bana anlatılan bu olaydan daha sonra öğrendim.
Dinde zorlama yahut baskı yoktur. Lakin fert ve toplum açısından hayati kıymet arz eden inanç ve kıymetlerin büyük bir gücü vardır. O denli kıymetlerimizin ayaklar altına alınmasına kimse seyirci kalamaz.
Kimse size, Hz. Adem için “benim düşündüğümü düşün” demiyor.
Size “saygı göstermek zorundasınız” diyoruz.
İşte Sezen Aksu konusundaki son açıklamalara baktığımda da o minibüsteki genç olmaya istekli birilerini görüyorum.
Cumhurbaşkanlığı hayali ile inanç ve kıymetlerimizi aşağılanmasında beis görmeyenler, Tahminen Hıdır dayı bu dünyadan göçtü gitti lakin size bir ders bıraktı:
“Dini kıymetlerimize saygı”
Siz isterseniz bu dersi alın, isterseniz de sanatçınızın hislerine katkı sunmaya devam edin.
Kalın sağlıcakla…
[email protected]
Twitter: ibrahimgny7
KAYNAK: HABER7