Promter mi bilgi ekranı mı
ÜLKE TV Genel Yayın Direktörü Hasan Öztürk, Yeni Şafak Gazetesi için kaleme aldığı yazıda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CNN Türk-Kanal D ortak yayınında kullandığı ekran hakkındaki yanlışsız bilgiyi verdi.
İşte Hasan Öztürk’ün yazısı;
2008 yılından bu yana Cumhurbaşkanı Erdoğan ile sayısını hatırlamadığım kadar canlı yayına katıldım. Canlı yayınlarda kimi vakit kamera ardında kimi vakit kamera önünde bulundum. Kamera gerisi pek fazlaca şeye de şahitlik ettim.
Açıkçası Çankaya Köşkü’nden yapılan son periyottaki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı yayınlarla ilgili palavra yanlış tezler mide bulandırıcı niteliğe ulaşmıştır.
Şahsen katıldığım TRT yayını için “canlı yayın değildi bant yayın çekildi” palavrasını ortaya atan gazeteciler hala köşelerinde yazı yazabiliyor örneğin.
bir daha, “Erdoğan artık promter haricinde konuşamıyor. Canlı yayında da promterden okuyor” palavrasına kamera kadrajına girmiş “bilgi ekranı”nı şahit gösterenler neyin ne olduğunu bildikleri biçimde tezvirata devam ediyorlar.
Evvel şunu söyleyeyim, burada o yayından daha sonra yazmıştım bir daha hatırlatayım. Benim de katıldığım, TRT ortak yayını canlı yayındı ve yalancılar utanmadan özür bile dileyemedi.
İkinci ve bugünlerde tartışılan konu ise promter kullanılıp kullanılmaması.
2008’den bu yana pek fazlaca defa şahit oldum. Erdoğan, her soruya kapsamlı yanıt vermek için yayınlara kesinlikle hazırlıklı geliyor. 2019’a kadar, Cumhurbaşkanı grubu canlı yayınlarda kesinlikle bilgi notlarının olduğu belgeler da getiriyordu. Ve gerek duyduğunda o evraktan sayı, tarih üzere ayrıntıları paylaşıyordu.
Ayrıyeten, kamera kadrajının dışanda Erdoğan’ın nazaranbileceği bir açıdan bir danışmanı bilgi kartonuna küçük bilgi notları yazıyordu. Bu uygulamadan 2019’da vaz geçildi
2019 mahallî seçimi devrinde Üsküdar Katibim Kafe’de yaptığımız canlı yayında birinci sefer şahit olmuştum. Bu defa “bilgi kartonu” yerine “bilgi ekranı” gelmişti. Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşurken vakit zaman bilgi ekranına danışmanları küçük notlar yazıyordu.
Bu uygulama teknolojiyi kullanma açısından hayli kıymetliydi ve sonrasındasındaki şahit olduğum yayınların tamamında devam etti.
En son Kanal D, CNN Türk canlı yayınında “promter,” diye ağızlara sakız yapılmak istenen problemin özü budur.
Erdoğan yeterli bir promter okuyucusudur. Fakat daha da değerlisi hayli daha âlâ bir hatiptir. Daha da değerlisi yeterli bir tartışmacıdır. Onun için canlı yayınlardaki bilgi ekranındaki küçük notlar üzerinden sakil bir tenkit tam manasıyla ayıptır. Zira, hem hususun bütünselliği, hem bilginin doğruluğu açısından kullanılan enstrüman orada küçücük bir detaydır.
Çarşamba akşamı Çankaya Köşkü’ndeki canlı yayında da vakit zaman o bilgi ekranı kullanıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu enstrümanı kullanma hedefi milletine samimi, gerçek bilgi ve açıklama gayretinin bir göstergesidir.
Bence size buradan ekmek çıkmaz, Erdoğan ve takımını eleştirecekseniz öteki şeyler bulmalısınız.
Ne dersiniz?
Doğu Akdeniz’den Körfez’e Türkiye’nin yeni Arap ülkeleri açılımı
Çarşamba akşamı Cumhurbaşkanı Erdoğan ile canlı yayın için Çankaya Köşkü’nde hummalı bir çalışmanın ortasındayken, yayına dakikalar kala kıymetli bir isim, Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) gelen değerli konukla ilgili, “fazlaca kıymetli bir ziyaret” bilgisini paylaştı. Birebir dakikalarda bir daha fazlaca kıymetli bir Arap gazeteci dostum telefonuma Erdoğan’ın kabul fotoğrafını gönderip altına şu bildirisi yazdı, “Yakında… Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri sınırında hoş gelişmeler…” Not bu kadardı.
Cumhurbaşkanlığı kaynakları ise, görüşmenin ehemmiyetine dikkat çekmekle yetindi. Fakat bir detayın altını da çizdi. Yalnızca altı çizilen konu, Cumhurbaşkanımız’la görüşen ismin yalnızca BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı olmadığı, Pir Tahnoun bin Zayed Al Nahyan’ın, Veliaht Prens Bin Zayed’in kardeşi olduğu bilgisiydi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da canlı yayında ziyaret ile ilgili şu ayrıntıları paylaştı;
“Muhammed Bin Zayed ile de birtakım görüşmeleri yapma durumlarımız olacaktır. İnşallah olacaktır diye düşünüyorum bugünkü toplantıdan daha sonra.
Bu görüşmelerle bölgedeki kimi kasvetleri birebir kültürün, tıpkı inancın mensupları olarak inşallah gidermiş oluruz. Zira biz bölgenin temel aktörlerinin birbirleriyle direkt konuşmasını, müzakere etmesini, kendi meselelerini bir arada çözmelerini önemsiyoruz. Ben de bu bahiste hayli hassasım.”
SURİYELİLERİN GELECEĞİ İÇİN SURİYE İLE GÖRÜŞÜLÜR MÜ?
Türkiye, son devirde uzun müddettir sıkıntılar yaşadığı bölge ülkeleriyle direkt alaka geliştirmek üzere olağan üstü gayret sarfediyor. Bu eforun Mısır’daki evresine şahitlik ettik. Artık de BAE boyutunu görüyoruz. Suudi Arabistan ile de aslına bakarsan kıymetli temaslar devam ediyor. Bu durumda, Suriye ile de istihbarat seviyesinin üstünde bir temasın gerçekleşmesini beklemek sürpriz olmaz diye düşünüyorum. Hele hele, son Bakanlar Şurası Toplantısı’da süreksiz muhafaza altındaki Suriyelilerin geri dönmelerine ait yapılan açıklamalardan daha sonra, bu temasın olma ihtimali güçlenmiştir.
KAYNAK: YENİ ŞAFAK
ÜLKE TV Genel Yayın Direktörü Hasan Öztürk, Yeni Şafak Gazetesi için kaleme aldığı yazıda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CNN Türk-Kanal D ortak yayınında kullandığı ekran hakkındaki yanlışsız bilgiyi verdi.
İşte Hasan Öztürk’ün yazısı;
2008 yılından bu yana Cumhurbaşkanı Erdoğan ile sayısını hatırlamadığım kadar canlı yayına katıldım. Canlı yayınlarda kimi vakit kamera ardında kimi vakit kamera önünde bulundum. Kamera gerisi pek fazlaca şeye de şahitlik ettim.
Açıkçası Çankaya Köşkü’nden yapılan son periyottaki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı yayınlarla ilgili palavra yanlış tezler mide bulandırıcı niteliğe ulaşmıştır.
Şahsen katıldığım TRT yayını için “canlı yayın değildi bant yayın çekildi” palavrasını ortaya atan gazeteciler hala köşelerinde yazı yazabiliyor örneğin.
bir daha, “Erdoğan artık promter haricinde konuşamıyor. Canlı yayında da promterden okuyor” palavrasına kamera kadrajına girmiş “bilgi ekranı”nı şahit gösterenler neyin ne olduğunu bildikleri biçimde tezvirata devam ediyorlar.
Evvel şunu söyleyeyim, burada o yayından daha sonra yazmıştım bir daha hatırlatayım. Benim de katıldığım, TRT ortak yayını canlı yayındı ve yalancılar utanmadan özür bile dileyemedi.
İkinci ve bugünlerde tartışılan konu ise promter kullanılıp kullanılmaması.
2008’den bu yana pek fazlaca defa şahit oldum. Erdoğan, her soruya kapsamlı yanıt vermek için yayınlara kesinlikle hazırlıklı geliyor. 2019’a kadar, Cumhurbaşkanı grubu canlı yayınlarda kesinlikle bilgi notlarının olduğu belgeler da getiriyordu. Ve gerek duyduğunda o evraktan sayı, tarih üzere ayrıntıları paylaşıyordu.
Ayrıyeten, kamera kadrajının dışanda Erdoğan’ın nazaranbileceği bir açıdan bir danışmanı bilgi kartonuna küçük bilgi notları yazıyordu. Bu uygulamadan 2019’da vaz geçildi
2019 mahallî seçimi devrinde Üsküdar Katibim Kafe’de yaptığımız canlı yayında birinci sefer şahit olmuştum. Bu defa “bilgi kartonu” yerine “bilgi ekranı” gelmişti. Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşurken vakit zaman bilgi ekranına danışmanları küçük notlar yazıyordu.
Bu uygulama teknolojiyi kullanma açısından hayli kıymetliydi ve sonrasındasındaki şahit olduğum yayınların tamamında devam etti.
En son Kanal D, CNN Türk canlı yayınında “promter,” diye ağızlara sakız yapılmak istenen problemin özü budur.
Erdoğan yeterli bir promter okuyucusudur. Fakat daha da değerlisi hayli daha âlâ bir hatiptir. Daha da değerlisi yeterli bir tartışmacıdır. Onun için canlı yayınlardaki bilgi ekranındaki küçük notlar üzerinden sakil bir tenkit tam manasıyla ayıptır. Zira, hem hususun bütünselliği, hem bilginin doğruluğu açısından kullanılan enstrüman orada küçücük bir detaydır.
Çarşamba akşamı Çankaya Köşkü’ndeki canlı yayında da vakit zaman o bilgi ekranı kullanıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu enstrümanı kullanma hedefi milletine samimi, gerçek bilgi ve açıklama gayretinin bir göstergesidir.
Bence size buradan ekmek çıkmaz, Erdoğan ve takımını eleştirecekseniz öteki şeyler bulmalısınız.
Ne dersiniz?
Doğu Akdeniz’den Körfez’e Türkiye’nin yeni Arap ülkeleri açılımı
Çarşamba akşamı Cumhurbaşkanı Erdoğan ile canlı yayın için Çankaya Köşkü’nde hummalı bir çalışmanın ortasındayken, yayına dakikalar kala kıymetli bir isim, Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) gelen değerli konukla ilgili, “fazlaca kıymetli bir ziyaret” bilgisini paylaştı. Birebir dakikalarda bir daha fazlaca kıymetli bir Arap gazeteci dostum telefonuma Erdoğan’ın kabul fotoğrafını gönderip altına şu bildirisi yazdı, “Yakında… Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri sınırında hoş gelişmeler…” Not bu kadardı.
Cumhurbaşkanlığı kaynakları ise, görüşmenin ehemmiyetine dikkat çekmekle yetindi. Fakat bir detayın altını da çizdi. Yalnızca altı çizilen konu, Cumhurbaşkanımız’la görüşen ismin yalnızca BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı olmadığı, Pir Tahnoun bin Zayed Al Nahyan’ın, Veliaht Prens Bin Zayed’in kardeşi olduğu bilgisiydi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da canlı yayında ziyaret ile ilgili şu ayrıntıları paylaştı;
“Muhammed Bin Zayed ile de birtakım görüşmeleri yapma durumlarımız olacaktır. İnşallah olacaktır diye düşünüyorum bugünkü toplantıdan daha sonra.
Bu görüşmelerle bölgedeki kimi kasvetleri birebir kültürün, tıpkı inancın mensupları olarak inşallah gidermiş oluruz. Zira biz bölgenin temel aktörlerinin birbirleriyle direkt konuşmasını, müzakere etmesini, kendi meselelerini bir arada çözmelerini önemsiyoruz. Ben de bu bahiste hayli hassasım.”
SURİYELİLERİN GELECEĞİ İÇİN SURİYE İLE GÖRÜŞÜLÜR MÜ?
Türkiye, son devirde uzun müddettir sıkıntılar yaşadığı bölge ülkeleriyle direkt alaka geliştirmek üzere olağan üstü gayret sarfediyor. Bu eforun Mısır’daki evresine şahitlik ettik. Artık de BAE boyutunu görüyoruz. Suudi Arabistan ile de aslına bakarsan kıymetli temaslar devam ediyor. Bu durumda, Suriye ile de istihbarat seviyesinin üstünde bir temasın gerçekleşmesini beklemek sürpriz olmaz diye düşünüyorum. Hele hele, son Bakanlar Şurası Toplantısı’da süreksiz muhafaza altındaki Suriyelilerin geri dönmelerine ait yapılan açıklamalardan daha sonra, bu temasın olma ihtimali güçlenmiştir.
KAYNAK: YENİ ŞAFAK