Prof. Dr. Gurur Ateş’ten Başşehir Kulisi’nde kıymetli açıklamalar
Yunus Emre Enstitüsü (YEE) Lideri Prof. Dr. Onur Ateş, Başşehir Kulisi programında Kanal7 Ankara Temsilcisi ve Haber7 Muharriri Mehmet Acet’in sorularını yanıtlıyor.
İşte Ateş’in açıklamalarından satır başları:
2009 yılında kurulduk ve rastgele bir Yunus Emre Derneği sanılabilir. Ancak Meclis’ten çıkan bir kanunla kurulan bir kamu vakfıdır. Mütevelli heyeti vardır, denetleme heyeti var. Bakanlığa bağlı biçimde de eş vakitli olarak çalışmaktadır. Birinci kurulduğunda Saray Bosna’da açılmıştır. Yurtharicindeki üniversitelerde ofisler açmıştır. Temel maksadı Türkiye ile bağ kuran insan sayısını artırmaktır. Yunus Emre Enstitüsü reklam vermez ve algı oluşturmaz. Kültürleri farklı bakış açıları bakılırsarek, birbirlerini tamamlayan olarak görür.
Yunus Emre’nin ‘Gelin tanış olalım’ kelamlarını barındırır. Yunus bizim inanç kodlarımızı Türkçeleştirmiştir. Bizim temel misyonumuz Yunus’tan aldığımız bu görüşü devam ettirmektir.
53 ülkede faaliyet gösteriyoruz. Türkçe öğretiyoruz ve kültür sanat faaliyetleri yürütüyoruz. Biz 500 yıldır bu coğrafyalarda birlikte hayatışız. Merkez Anadolu’da bile her türlü mezhep, din, anlayış kendisini tabir edebilmiş. ötürüsıyla biz bu temelle yola çıktık.
Bizim bilinmeyen gizli bir ajandamız yok. Gittiğimiz ülkeye yararımız var ise gideriz. Burada temel amaç gittiğimiz ülkeye fayda sağlamak. Bunun da bir daha Yunus ideolojisiyle alakası var. Can dediğimiz şey, bugünkü çağdaş manada beşerler, hayvanlar, bitkiler. Bunların habitatları var ve hepsi birbirini yaşatır. Biz Çin’e de gitsek, oradaki canlar bizim bir kesimimizdir. Tabi ki Türkiye Cumhuriyeti’nin kaynakları ile yapıyoruz ancak bu karşılıklı inancı artırıyoruz. Türkiye’de iç politik süreçler var, biz hiç bir tartışmaya girmeden yalnızca kültür bahislerine gireriz. İnsanları yargılamadan herkese kapımız açıktır.
Biz Bakanlık ve Cumhurbaşkanlığımız yardımıyla 40 bin şahsa ‘Müzik susmasın’ diyerek yardımda bulunduk.
Dünyada her yıl soft power endeksleri toplanır. Bizim algı konusunda müspet bir algımız yok. Bu raporlarda da geçen yıl birinci 30’a girmemiz değerli. Geçen yıl hem Kültür Bakanlığı olarak hem Yunus Emre Enstitüsü’nde dijital varlıklara değer verdik.
Geçenlerde Şili Büyükelçisi ziyaret etti. Bir tek talebi olmasını istemiş, o da Şili’ye Yunus Emre enstitüsü açılması.
Üniversitelerimizde yabancı ile verdiğimiz kadar kıymeti Türkçe’mize vermiyoruz. Son 2 yılda talep patlaması var, salgın başlayınca biz dedik ki Türkçe derslerine online devam edelim dedik. Biz bu sınırı genişlettik ve 125 bin bireye ulaştık. Biz bu sene maksadımız 500 bin kişi.
KAYNAK: HABER7
Yunus Emre Enstitüsü (YEE) Lideri Prof. Dr. Onur Ateş, Başşehir Kulisi programında Kanal7 Ankara Temsilcisi ve Haber7 Muharriri Mehmet Acet’in sorularını yanıtlıyor.
İşte Ateş’in açıklamalarından satır başları:
2009 yılında kurulduk ve rastgele bir Yunus Emre Derneği sanılabilir. Ancak Meclis’ten çıkan bir kanunla kurulan bir kamu vakfıdır. Mütevelli heyeti vardır, denetleme heyeti var. Bakanlığa bağlı biçimde de eş vakitli olarak çalışmaktadır. Birinci kurulduğunda Saray Bosna’da açılmıştır. Yurtharicindeki üniversitelerde ofisler açmıştır. Temel maksadı Türkiye ile bağ kuran insan sayısını artırmaktır. Yunus Emre Enstitüsü reklam vermez ve algı oluşturmaz. Kültürleri farklı bakış açıları bakılırsarek, birbirlerini tamamlayan olarak görür.
Yunus Emre’nin ‘Gelin tanış olalım’ kelamlarını barındırır. Yunus bizim inanç kodlarımızı Türkçeleştirmiştir. Bizim temel misyonumuz Yunus’tan aldığımız bu görüşü devam ettirmektir.
53 ülkede faaliyet gösteriyoruz. Türkçe öğretiyoruz ve kültür sanat faaliyetleri yürütüyoruz. Biz 500 yıldır bu coğrafyalarda birlikte hayatışız. Merkez Anadolu’da bile her türlü mezhep, din, anlayış kendisini tabir edebilmiş. ötürüsıyla biz bu temelle yola çıktık.
Bizim bilinmeyen gizli bir ajandamız yok. Gittiğimiz ülkeye yararımız var ise gideriz. Burada temel amaç gittiğimiz ülkeye fayda sağlamak. Bunun da bir daha Yunus ideolojisiyle alakası var. Can dediğimiz şey, bugünkü çağdaş manada beşerler, hayvanlar, bitkiler. Bunların habitatları var ve hepsi birbirini yaşatır. Biz Çin’e de gitsek, oradaki canlar bizim bir kesimimizdir. Tabi ki Türkiye Cumhuriyeti’nin kaynakları ile yapıyoruz ancak bu karşılıklı inancı artırıyoruz. Türkiye’de iç politik süreçler var, biz hiç bir tartışmaya girmeden yalnızca kültür bahislerine gireriz. İnsanları yargılamadan herkese kapımız açıktır.
Biz Bakanlık ve Cumhurbaşkanlığımız yardımıyla 40 bin şahsa ‘Müzik susmasın’ diyerek yardımda bulunduk.
Dünyada her yıl soft power endeksleri toplanır. Bizim algı konusunda müspet bir algımız yok. Bu raporlarda da geçen yıl birinci 30’a girmemiz değerli. Geçen yıl hem Kültür Bakanlığı olarak hem Yunus Emre Enstitüsü’nde dijital varlıklara değer verdik.
Geçenlerde Şili Büyükelçisi ziyaret etti. Bir tek talebi olmasını istemiş, o da Şili’ye Yunus Emre enstitüsü açılması.
Üniversitelerimizde yabancı ile verdiğimiz kadar kıymeti Türkçe’mize vermiyoruz. Son 2 yılda talep patlaması var, salgın başlayınca biz dedik ki Türkçe derslerine online devam edelim dedik. Biz bu sınırı genişlettik ve 125 bin bireye ulaştık. Biz bu sene maksadımız 500 bin kişi.
KAYNAK: HABER7