Müsilaj, Ege’ye inecek mi? TÜBİTAK Lideri yanıtladı
Marmara Denizi’ndeki müsilajın Ege Denizi’ni etkileme riskini kıymetlendiren TÜBİTAK Lideri Prof. Dr. Hasan Mandal, “Marmara, şu an bir göl noktasında davranış gösteriyor. O yüzden risk boyutu yüksek. Lakin buna sebep veren münasebetler Ege Denizi kıyılarında da olduğu sürece, birebir risk orada da yaşanabilir” dedi.
Ege Denizi’nde 2020 yılında meydana gelen sarsıntının akabinde bölgedeki zelzele riskini ve fayları araştırma seferini tamamlayarak İzmir’e dönen TÜBİTAK Marmara Araştırma gemisini karşılayan TÜBİTAK Lideri Prof. Dr. Hasan Mandal, Marmara Denizi’nde tesirli olan müsilaj konusunda açıklamalarda bulundu.
MÜSİLAJ KONUSUNDA TÜBİTAK DA VAZİFELİ
Müsilaj konusunda TÜBİTAK’a da verilen misyonların olduğunu bildiren Prof. Dr. Mandal, şunları söylemiş oldu:
“Bu sefere çıkarken tek gündemimiz zelzeleyle ilgili etkin fay sınırlarının incelenmesiydi, lakin çabucak o esnada Marmara Denizi’ndeki müsilaj konusu gündeme geldi. Geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanımız tabir ettiler; TÜBİTAK’a verilen bir nazaranv vardı Etraf ve Şehircilik Bakanlığımız tarafınca.
MÜSİLAJA YÖNELİK TAHLİLLER TAMAMLANDI
TÜBİTAK’ın üzerine aldığı vazife çerçevesinde evvela bu bölgeden müsilaj odaklı numuneler alındı ve bunlarla ilgili olarak iki küme çalışma yapılması istendi. Bunlardan biri hem fizikî hem kimyasal tıpkı vakitte toksikolojik manada bunun tahlili. Bu çalışmaların değerli bir kısmını tamamladık. Hafta ortasında tamamını Etraf ve Şehircilik Bakanlığımıza teslim etmiş olacağız. İçinde toksik hususlar var mı, metal var mı? Bunların bilimsel dataya dayanması lazım. Bizim şu an elimizde bilgiler var lakin açıklayacak olan kurum Etraf ve Şehircilik Bakanlığımız.
İkinci olarak da şu an bunun bertarafı konuşuluyor alışılmış lakin bu bir biokütle olarak, gübre olarak kullanılabilir mi? İkinci kapsamda da bu çalışma TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezince gerçekleştiriliyor. Başka kurumlarımızla da iş birliğindeyiz. Bakanlığımızın bugün ilan edilen genelgesi var. Bu süreçte katkı vermeye devam edeceğiz. Marmara Belediyeler Birliği tarafınca oluşturulan Bilim Kurulu’na katkı vermek için 3 ay üzere kısa bir müddetde, orta periyot 1 yıl ve 3 yıllık uzun devirde neler yapılabileceğini paylaştık.”
“SADECE BUGÜNÜ DEĞİL, MARMARA’NIN GELECEĞİNİ KURTARMAK GEREKLİ”
TÜBİTAK olarak müsilaja mühendislik odaklı tahlil vurgusu yapan Prof. Dr. Mandal, “Bu sürecin üç boyutu var. Bir tanesi yasal yaptırımlar süreci. Bilinen gerçek, birinci sefer karşılaşmıyoruz. Yaşanan sürecin devamı boyutunda bakıldığında önlemlerin alınmasına yönelik hem bakanlığımız hem belediyelerimizin yapması gereken bir müddetç var. İkinci boyut süratli bir tahlil noktası; mühendislik odaklı tahlil. Bizim kurumumuzu ilgilendirecek olan bu sürecin bir bilimsel çalışmaya dayanması gerekiyor. Zira data olmadan korumak manalı olmuyor. Yaşanan Covid devrinde de birebir şey geçerliydi” dedi.
Tahlil olarak yalnızca bugünü değil Marmara Denizi’nin geleceğini de kurtarmak gerektiğine dikkat çeken TÜBİTAK Lideri Mandal, “Şu an karşılaştığımız müsilaj; fakat bunu oluşturan bileşenler ne? Şu an en epeyce bilinen deniz suyunun ısınması, o sürecin ortasındaki azot ve fosfor odaklı zenginlik. Müsilajın haricinde karşılaşabileceğimiz, yosunların oluşturduğu öbür şeyler de var. ‘Biz yalnızca müsilajı yüzeyden kaldırdık’ değil. Bunun derinliği var, bunun geleceği var. Bilim temelli tahliller olmalı. Yoksa alınacak önlemler tahminen bugün için süratli tahlil lakin Marmara Denizi’nin geleceği korunmak isteniyorsa tahlillerin yalnızca bugünü değil, geleceği de kurtarmış olması için bilim temelli tahlil olmalı” diye konuştu.
MÜSİLAJ SORUNU EGE’Yİ TESİRLER Mİ?
Marmara Denizi’ndeki müsilajın Ege Denizi’ni etkileme riskini de pahalandıran Prof. Dr. Mandal, “Marmara Denizi’miz şu an bir göl noktasında davranış gösteriyor. O yüzden risk boyutu yüksek. Lakin buna sebep veren münasebetler Ege Denizi kıyılarında da olduğu sürece alışılmış ki birebir risk orada da yaşanabilir” diye konuştu.
Marmara Denizi’ndeki müsilajın Ege Denizi’ni etkileme riskini kıymetlendiren TÜBİTAK Lideri Prof. Dr. Hasan Mandal, “Marmara, şu an bir göl noktasında davranış gösteriyor. O yüzden risk boyutu yüksek. Lakin buna sebep veren münasebetler Ege Denizi kıyılarında da olduğu sürece, birebir risk orada da yaşanabilir” dedi.
Ege Denizi’nde 2020 yılında meydana gelen sarsıntının akabinde bölgedeki zelzele riskini ve fayları araştırma seferini tamamlayarak İzmir’e dönen TÜBİTAK Marmara Araştırma gemisini karşılayan TÜBİTAK Lideri Prof. Dr. Hasan Mandal, Marmara Denizi’nde tesirli olan müsilaj konusunda açıklamalarda bulundu.
MÜSİLAJ KONUSUNDA TÜBİTAK DA VAZİFELİ
Müsilaj konusunda TÜBİTAK’a da verilen misyonların olduğunu bildiren Prof. Dr. Mandal, şunları söylemiş oldu:
“Bu sefere çıkarken tek gündemimiz zelzeleyle ilgili etkin fay sınırlarının incelenmesiydi, lakin çabucak o esnada Marmara Denizi’ndeki müsilaj konusu gündeme geldi. Geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanımız tabir ettiler; TÜBİTAK’a verilen bir nazaranv vardı Etraf ve Şehircilik Bakanlığımız tarafınca.
MÜSİLAJA YÖNELİK TAHLİLLER TAMAMLANDI
TÜBİTAK’ın üzerine aldığı vazife çerçevesinde evvela bu bölgeden müsilaj odaklı numuneler alındı ve bunlarla ilgili olarak iki küme çalışma yapılması istendi. Bunlardan biri hem fizikî hem kimyasal tıpkı vakitte toksikolojik manada bunun tahlili. Bu çalışmaların değerli bir kısmını tamamladık. Hafta ortasında tamamını Etraf ve Şehircilik Bakanlığımıza teslim etmiş olacağız. İçinde toksik hususlar var mı, metal var mı? Bunların bilimsel dataya dayanması lazım. Bizim şu an elimizde bilgiler var lakin açıklayacak olan kurum Etraf ve Şehircilik Bakanlığımız.
İkinci olarak da şu an bunun bertarafı konuşuluyor alışılmış lakin bu bir biokütle olarak, gübre olarak kullanılabilir mi? İkinci kapsamda da bu çalışma TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezince gerçekleştiriliyor. Başka kurumlarımızla da iş birliğindeyiz. Bakanlığımızın bugün ilan edilen genelgesi var. Bu süreçte katkı vermeye devam edeceğiz. Marmara Belediyeler Birliği tarafınca oluşturulan Bilim Kurulu’na katkı vermek için 3 ay üzere kısa bir müddetde, orta periyot 1 yıl ve 3 yıllık uzun devirde neler yapılabileceğini paylaştık.”
“SADECE BUGÜNÜ DEĞİL, MARMARA’NIN GELECEĞİNİ KURTARMAK GEREKLİ”
TÜBİTAK olarak müsilaja mühendislik odaklı tahlil vurgusu yapan Prof. Dr. Mandal, “Bu sürecin üç boyutu var. Bir tanesi yasal yaptırımlar süreci. Bilinen gerçek, birinci sefer karşılaşmıyoruz. Yaşanan sürecin devamı boyutunda bakıldığında önlemlerin alınmasına yönelik hem bakanlığımız hem belediyelerimizin yapması gereken bir müddetç var. İkinci boyut süratli bir tahlil noktası; mühendislik odaklı tahlil. Bizim kurumumuzu ilgilendirecek olan bu sürecin bir bilimsel çalışmaya dayanması gerekiyor. Zira data olmadan korumak manalı olmuyor. Yaşanan Covid devrinde de birebir şey geçerliydi” dedi.
Tahlil olarak yalnızca bugünü değil Marmara Denizi’nin geleceğini de kurtarmak gerektiğine dikkat çeken TÜBİTAK Lideri Mandal, “Şu an karşılaştığımız müsilaj; fakat bunu oluşturan bileşenler ne? Şu an en epeyce bilinen deniz suyunun ısınması, o sürecin ortasındaki azot ve fosfor odaklı zenginlik. Müsilajın haricinde karşılaşabileceğimiz, yosunların oluşturduğu öbür şeyler de var. ‘Biz yalnızca müsilajı yüzeyden kaldırdık’ değil. Bunun derinliği var, bunun geleceği var. Bilim temelli tahliller olmalı. Yoksa alınacak önlemler tahminen bugün için süratli tahlil lakin Marmara Denizi’nin geleceği korunmak isteniyorsa tahlillerin yalnızca bugünü değil, geleceği de kurtarmış olması için bilim temelli tahlil olmalı” diye konuştu.
MÜSİLAJ SORUNU EGE’Yİ TESİRLER Mİ?
Marmara Denizi’ndeki müsilajın Ege Denizi’ni etkileme riskini de pahalandıran Prof. Dr. Mandal, “Marmara Denizi’miz şu an bir göl noktasında davranış gösteriyor. O yüzden risk boyutu yüksek. Lakin buna sebep veren münasebetler Ege Denizi kıyılarında da olduğu sürece alışılmış ki birebir risk orada da yaşanabilir” diye konuştu.