Kum saati

Semerkant

Global Mod
Global Mod
Ekteki karikatür, ünlü çizer Semih Balcıoğlu’na ait. Balcıoğlu, kendine özgü çizgileriyle, İstanbul’un şu an içinde bulunduğu durumu betimlemiş. Bu karikatürdeki kum saatinin alt fanusundaki İstanbul yazısını çizip, üzerine Alanya yazın; işte size beş yıl sonraki Alanya’nın karikatürize edilmiş hali... Bu karikatür; bizim bu köşede, yıllardır anlatmaya çalıştığımız; Alanya’nın mantık ölçülerini zorlayan, pervasızca büyümesinin getireceği sonuçlar karşında duyduğumuz endişenin bir özeti. Tabi anlayana... Anlamak, görmek isteyene... Biri ya da birileri çıkıp, Alanya’nın obezleşme belirtileri gösteren şişmesine, bir an önce dur demezse; en geç beş yıl sonra; Alanya’nın tüm değerleri, tüm albenisi ve de elde kalan son güzellikleri de (tıpkı bu karikatürde betimlendiği gibi) akıp gidecek... * * * Alanya bir cazibe merkezi... Sürekli göç alıyor. Bir başka anlatımla, “Alanya’ya göç için, (bilinçli ya da bilinçsiz) sanal davetiyeler çıkarılıyor.” Alanya’ya göçen göçene... Ayrıca doğal olarak Alanya’nın yerli nüfusu da sürekli artıyor. Artan nüfus elbet barınak isteyecek, elbet iş, elbet aş isteyecek. Bunun önünde durmak mümkün mü?... Elbette yeni yeni arsalar üretilecek. Elbette yapılaşılacak, elbette yeni yeni konutlar, yeni yeni binalar, iş hanları, çarşı merkezleri inşa edilecek. Yeni sokaklar, yeni caddeler açılacak. Biz çevreciler, buna karşı değiliz Ya neye karşıyız?... Altyapı olmadan, üstyapıya izin verilmesine karşıyız. Çünkü bu konuda çok ciddi endişelerimiz, korkularımız var. Pek çok fiziksel ve sosyal donatıdan yoksun bu temelin, bir gün gelip çökmesinden endişe ediyoruz. Birden artan (artacak olan) nüfusun getireceği kirliliklerden, bu kozmopolit nüfusun getireceği sosyal patlamalardan korkuyoruz. Biz çevreciler, bazı çevrelerin savladığı ya da bizi suçladığı gibi “çok kata” falan da karşı değiliz. Karşı olmadığımız gibi (kentin siluetini ve coğrafi dokusunu bozmamak ve de belli bölgelerde konuşlandırılmak kaydıyla) tam aksine, çok kat yanlısıyız. Yeter ki binaların oturacağı taban alanları daraltılsın, çevrelerinde daha geniş yeşil alanlar bırakılsın... Yollar, sokaklar, caddeler, kaldırımlar daha geniş olsun. Ama Alanya’nın eski beldelerinde, yapılaşma böyle olmadı ve olmuyor. Dünün at arabaları için açılmış köy yollarının sağına soluna (yollarda hiçbir genişleme çalışması yapmadan) çok katlı bloklar dikildi. Geçenlerde işim düştü, Kuzey Alanya’ya gitmek durumunda kaldım. Şaştım, kaldım. Patikamsı yollar; bu yolların(!), sağında, solunda çok katlı devasa apartmanlar. Kim izin verdi bu apartmanlara, nasıl, ne mantıkla yapıldı, daha doğrusu yapılmasına niye göz yumuldu, akıl alır gibi değil. Yıllardır bunları söylüyor, bunları yazıyoruz. Yol diyoruz yol. Önce yol. Hem de en az 50 yıl sonranın trafiği düşünülerek planlanmış yol. Otopark diyoruz. Otopark. Olur olmaz her yere park edilen araçlar nedeniyle; Alanya trafiği kilitlenme aşamasında. Hiç değilse şu aşamadan sonra yapılan kentsel dönüşüm ve normal inşaatlar için otopark yapma zorunluluğu getirilse; yapılıp yapılmadığı ısrarla denetlense; o da yapılmıyor. Ne olacak bu otopark sorunu, akıl sır ermiyor. Şakır şakır ruhsat kesiliyor sadece. Yapmayın, etmeyin ne olur. Alanya’ya ihanet ediyorsunuz. Alt yapısını hazırlamadan vereceğiniz her üstyapı izni; yarın habis bir ur gibi karşınıza çıkacak; o urun ne siz, ne de sizden sonra gelenler hakkından gelemeyecek Arkanızda, torunlarınızın, hemşerilerinizin sizinle gurur duyacağı eserler bırakın... Yarın birileri çıkıp (ki şu durumda maalesef böyle olacak) sizin yaptığınız yanlış işler nedeniyle, torunlarınızın yüzüne karşı sövmesin... Tanrı sizin, bizim, hepimizin yardımcısı olsun, kum saati çoktan çalışmaya başladı çünkü...

ircfrm.net için Yenialanya-com sitesinden alıntı yapılmıştır.
 
Üst