Köpek tartışmasına farklı bir bakış: Tehlikede olan yalnızca insan canı değil!
Haber7 Yayın Koordinatörü İbrahim Günay, bugünkü “Lütfen artık bu saçmalığa ‘Dur’ deyin!” başlıklı yazısında, Gaziantep’te meydana gelen köpek saldırısına dikkat çekerek, yapılması gereken tedbirleri sıraladı ve yetkililere davette bulundu.
İşte İbrahim Günay’ın köşe yazısının tamamı:
“Gün geçmiyor ki haberlerde bir köpek saldırısı çıkmasın. 4 yaşında bir kız çocuğu babası olarak, geçtiğimiz gün Gaziantep’te meydana gelen fecî köpek saldırısını izlerken hissettiklerimi tanım edemem.
Ateş düştüğü yeri yakar dostlar!
hiç birimiz çocuğumuzun bu biçimde bir durumla karşı karıya kalmasına dayanamayız. her neyse ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da talimatı ile o ailenin yaraları sarılmaya başlandı.
Artık söyleyeceklerim birilerini rahatsız edecek. Birtakım kelamda hayvan sever lobiler tarafınca tahminen de maksat gösterileceğim.
Varsın olsun.
Şimdiden cevabımı vereyim: Elinizden geleni arkanıza koymayın!
Zira bizler sessiz kalmaya devam ettikçe Gaziantep’teki pitbull saldırısı ne birinci, ne de son olacak.
“AGRESİF VE SALDIRGAN TİPLİ KİŞİLER”
Bu biçim yırtıcı ve saldırgan tipli köpekleri yanlarında dolaştıranlara hiç dikkat ettiniz mi? Ben ettim. Hepsi agresif ve saldırgan tipli bireyler. Sanırım bu köpekleri yanlarında dolaştırarak içlerindeki hisleri bir köpek üzerinden dışa vurmaya çalışıyorlar. Sokakta bu çeşit köpeklerle gezen on insanı çevirip Gaziantep görüntüsünü izletseniz hiç kuşkum yok, hepsi ‘benim köpeğim yapmaz’ diyecektir.
Pitt ne demek biliyor musunuz? ‘Pitt’ arena demek ve pitbullar da arenada dövüştürülmek üzere üretilen köpekler. Siz bu köpekleri apartman dairelerinde yetiştirip metroda gezintiye çıkarıyorsunuz! Bunu da toplumun olağan karşılaması gerektiğini düşünüyorsunuz.
BU BİÇİM KÖPEKLERİ BESLEMEK YAHUT SAHİPLENMEK CÜRÜM LAKİN CEZASI YETERSİZ!
Pitbull cinsi köpek beslemek ve sahiplenmek olağanda yasak. 24 Haziran 2004’te çıkarılan Hayvanları Muhafaza Kanunu’nun 14. Unsuruna göre “pitbull terrier, Japanese tosa üzere tehlike arz eden hayvanları üretmek; sahiplendirilmesini, ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak; sergilemek ve ikram etmenin 7 bin 82 lira cezası var. Bu ceza yetersiz olduğu üzere uygulanması için de birinin şikayeti gerekiyor.
Yani kanun bize özetle şunu diyor: Sokakta yanınızdan o saldırgan köpeklerden biri geçecek olursa, süratle karşı kaldırıma geçin!
Buradan tüm kanun yapıcılara soruyorum: Adam akıllı caydırıcı bir kanun çıkarmanız için daha kaç vatandaşımızın parçalanması gerekiyor?
ŞAFİİ KARDEŞİMİ niye KİMSE DÜŞÜNMÜYOR?
Şimdiye kadar işin yalnızca tehlike boyutu ele aldım ancak vahim olan bir başka boyutu daha var. Sokakta başıboş dolaşan ve kendinde köpeği ile her alana girme özgürlüğü bakılırsan tipler.
Tahminen bu kelamını ettiğimiz tehlikeli tipler üzere, toplum açısından büyük bir sorun olarak görülmüyor olabilir, lakin birilerinin özgürlüğü niye diğerlerinin tutsaklığı olsun ki?
Örneğin Şafii mezhebinde birinin köpekten uzak durmayı tercih ediyor olmasından daha doğal ne olabilir? O sokaklara terk ettiğiniz yahut tasmasını eline aldığınız hayvanınız özgür olsun diye, niye bu insan oradan oraya kaçmak zorunda kalsın?
*
Geçen gün misal bir olay ile Kadıköy’de karşılaştım.
Köpeğini itina ile süslemiş ablamızın biri, yemek için oturduğumuz bir kafeye girdi. Köpeği ile yan masamıza oturdu. Köpek, haliyle dolaşmak, etraftakileri koklamak istiyor. Lakin masamızda oturan 3 arkadaş Şafii. Ortamı kestirim etmek epey sıkıntı değil. Lakin köpeği kendilerinden uzak tutmaya çalışan arkadaşlar üzerine ablamızdan azar işitti.
Köpek yalnızca onları koklayıp sevmek istiyormuş!
Ya sevgili ablamız arkadaşlarım senin köpeğini niye sevmek zorunda olsun?
Lütfen yapmayın! Biraz empati kurun.
Bu hayvanların yeri sokaklar değil, barınaklar olmalı. Bence belediyelere bu durumda daha fazla bakılırsav düşüyor.
YILDA 35 BİN KİŞİ ÖLÜYOR!
Almanya merkezli istatistik şirketi Statista, dünyada her yıl yaklaşık 35 bin insanın köpek ataklarında ömrünü kaybettiğini deklare etti. Şirket raporuna nazaran sivrisinek, insan ve yılandan daha sonra, dünyadaki en ölümcül 4’üncü canlı köpek.
AVRUPADA ÖNEMLİ YAPTIRIMLAR VAR!
Avrupa’da tehlikeli ırklar için önemli yaptırımlar kelam konusu.
Fransa’da hayvanı sokağa terk eden birinin, 30 bin euroya kadar para cezası ve 2 yıla kadar mahpusla karşı karşıya kalma ihtimali var.
İngiltere’de “Tehlikeli bir biçimde denetimden çıkmış” tıptaki bir köpeğe ise özel mülklerde dahi olsa sahip olmak 2014’te yasaklandı.
Kimi yerde de polisten köpek sahibinin güvenilirliğine ait rapor bile isteniyor.
Avrupa’da sokak hayvanlarına yönelik algı çok farklı. Kimi yerlerde sokak hayvanlarına neredeyse hiç rastlamıyorsunuz.
Pekala biz ne yapabiliriz?
Aslında yapmamız gereken şey aslında epeyce sıradan.
Sokaklarda hiç bir tedbir alınmadan sahiplerinin ruhsatsız silahı üzere dolaştırılan bu tehlikeli ırklar için acil yeni caydırıcı bir kanun çıkartmak.
Sokakta başıboş dolaşan hayvanların belediyeler tarafınca toplatılıp barınaklarda daha uygun şartlarda bakımının yapılması.
Tehlikeli olmayan ırkların da satışının önüne geçmek.
Hayvanları yalnızca barınaklardan sahiplenmeyi teşvik etmek.
Hayvan sahiplerine bu toplumda yaşayan Şafii’ler olduğunun şuuruyla hareket etmeyi öğretmek.
Bunları yapabilirsek, inanıyorum ki, canımızı yakan bu imgeleri tekrar izlemek zorunda kalmayacağız.
Kalın sağlıcakla…”
KAYNAK: HABER7
Haber7 Yayın Koordinatörü İbrahim Günay, bugünkü “Lütfen artık bu saçmalığa ‘Dur’ deyin!” başlıklı yazısında, Gaziantep’te meydana gelen köpek saldırısına dikkat çekerek, yapılması gereken tedbirleri sıraladı ve yetkililere davette bulundu.
İşte İbrahim Günay’ın köşe yazısının tamamı:
“Gün geçmiyor ki haberlerde bir köpek saldırısı çıkmasın. 4 yaşında bir kız çocuğu babası olarak, geçtiğimiz gün Gaziantep’te meydana gelen fecî köpek saldırısını izlerken hissettiklerimi tanım edemem.
Ateş düştüğü yeri yakar dostlar!
hiç birimiz çocuğumuzun bu biçimde bir durumla karşı karıya kalmasına dayanamayız. her neyse ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da talimatı ile o ailenin yaraları sarılmaya başlandı.
Artık söyleyeceklerim birilerini rahatsız edecek. Birtakım kelamda hayvan sever lobiler tarafınca tahminen de maksat gösterileceğim.
Varsın olsun.
Şimdiden cevabımı vereyim: Elinizden geleni arkanıza koymayın!
Zira bizler sessiz kalmaya devam ettikçe Gaziantep’teki pitbull saldırısı ne birinci, ne de son olacak.
“AGRESİF VE SALDIRGAN TİPLİ KİŞİLER”
Bu biçim yırtıcı ve saldırgan tipli köpekleri yanlarında dolaştıranlara hiç dikkat ettiniz mi? Ben ettim. Hepsi agresif ve saldırgan tipli bireyler. Sanırım bu köpekleri yanlarında dolaştırarak içlerindeki hisleri bir köpek üzerinden dışa vurmaya çalışıyorlar. Sokakta bu çeşit köpeklerle gezen on insanı çevirip Gaziantep görüntüsünü izletseniz hiç kuşkum yok, hepsi ‘benim köpeğim yapmaz’ diyecektir.
Pitt ne demek biliyor musunuz? ‘Pitt’ arena demek ve pitbullar da arenada dövüştürülmek üzere üretilen köpekler. Siz bu köpekleri apartman dairelerinde yetiştirip metroda gezintiye çıkarıyorsunuz! Bunu da toplumun olağan karşılaması gerektiğini düşünüyorsunuz.
BU BİÇİM KÖPEKLERİ BESLEMEK YAHUT SAHİPLENMEK CÜRÜM LAKİN CEZASI YETERSİZ!
Pitbull cinsi köpek beslemek ve sahiplenmek olağanda yasak. 24 Haziran 2004’te çıkarılan Hayvanları Muhafaza Kanunu’nun 14. Unsuruna göre “pitbull terrier, Japanese tosa üzere tehlike arz eden hayvanları üretmek; sahiplendirilmesini, ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak; sergilemek ve ikram etmenin 7 bin 82 lira cezası var. Bu ceza yetersiz olduğu üzere uygulanması için de birinin şikayeti gerekiyor.
Yani kanun bize özetle şunu diyor: Sokakta yanınızdan o saldırgan köpeklerden biri geçecek olursa, süratle karşı kaldırıma geçin!
Buradan tüm kanun yapıcılara soruyorum: Adam akıllı caydırıcı bir kanun çıkarmanız için daha kaç vatandaşımızın parçalanması gerekiyor?
ŞAFİİ KARDEŞİMİ niye KİMSE DÜŞÜNMÜYOR?
Şimdiye kadar işin yalnızca tehlike boyutu ele aldım ancak vahim olan bir başka boyutu daha var. Sokakta başıboş dolaşan ve kendinde köpeği ile her alana girme özgürlüğü bakılırsan tipler.
Tahminen bu kelamını ettiğimiz tehlikeli tipler üzere, toplum açısından büyük bir sorun olarak görülmüyor olabilir, lakin birilerinin özgürlüğü niye diğerlerinin tutsaklığı olsun ki?
Örneğin Şafii mezhebinde birinin köpekten uzak durmayı tercih ediyor olmasından daha doğal ne olabilir? O sokaklara terk ettiğiniz yahut tasmasını eline aldığınız hayvanınız özgür olsun diye, niye bu insan oradan oraya kaçmak zorunda kalsın?
*
Geçen gün misal bir olay ile Kadıköy’de karşılaştım.
Köpeğini itina ile süslemiş ablamızın biri, yemek için oturduğumuz bir kafeye girdi. Köpeği ile yan masamıza oturdu. Köpek, haliyle dolaşmak, etraftakileri koklamak istiyor. Lakin masamızda oturan 3 arkadaş Şafii. Ortamı kestirim etmek epey sıkıntı değil. Lakin köpeği kendilerinden uzak tutmaya çalışan arkadaşlar üzerine ablamızdan azar işitti.
Köpek yalnızca onları koklayıp sevmek istiyormuş!
Ya sevgili ablamız arkadaşlarım senin köpeğini niye sevmek zorunda olsun?
Lütfen yapmayın! Biraz empati kurun.
Bu hayvanların yeri sokaklar değil, barınaklar olmalı. Bence belediyelere bu durumda daha fazla bakılırsav düşüyor.
YILDA 35 BİN KİŞİ ÖLÜYOR!
Almanya merkezli istatistik şirketi Statista, dünyada her yıl yaklaşık 35 bin insanın köpek ataklarında ömrünü kaybettiğini deklare etti. Şirket raporuna nazaran sivrisinek, insan ve yılandan daha sonra, dünyadaki en ölümcül 4’üncü canlı köpek.
AVRUPADA ÖNEMLİ YAPTIRIMLAR VAR!
Avrupa’da tehlikeli ırklar için önemli yaptırımlar kelam konusu.
Fransa’da hayvanı sokağa terk eden birinin, 30 bin euroya kadar para cezası ve 2 yıla kadar mahpusla karşı karşıya kalma ihtimali var.
İngiltere’de “Tehlikeli bir biçimde denetimden çıkmış” tıptaki bir köpeğe ise özel mülklerde dahi olsa sahip olmak 2014’te yasaklandı.
Kimi yerde de polisten köpek sahibinin güvenilirliğine ait rapor bile isteniyor.
Avrupa’da sokak hayvanlarına yönelik algı çok farklı. Kimi yerlerde sokak hayvanlarına neredeyse hiç rastlamıyorsunuz.
Pekala biz ne yapabiliriz?
Aslında yapmamız gereken şey aslında epeyce sıradan.
Sokaklarda hiç bir tedbir alınmadan sahiplerinin ruhsatsız silahı üzere dolaştırılan bu tehlikeli ırklar için acil yeni caydırıcı bir kanun çıkartmak.
Sokakta başıboş dolaşan hayvanların belediyeler tarafınca toplatılıp barınaklarda daha uygun şartlarda bakımının yapılması.
Tehlikeli olmayan ırkların da satışının önüne geçmek.
Hayvanları yalnızca barınaklardan sahiplenmeyi teşvik etmek.
Hayvan sahiplerine bu toplumda yaşayan Şafii’ler olduğunun şuuruyla hareket etmeyi öğretmek.
Bunları yapabilirsek, inanıyorum ki, canımızı yakan bu imgeleri tekrar izlemek zorunda kalmayacağız.
Kalın sağlıcakla…”
KAYNAK: HABER7