Muhendis
New member
Günlük ömrünüzde ikili bağlarda yaşadığınız uyuşmazlıklar ve tartışmalar sırasında beyniniz tehlikede olduğunuzu düşünerek esirgeyici bir reaksiyon verir. Pekala bu reaksiyon ve sinyaller tam olarak nasıl gerçekleşir? İşte yanıtı…
Kaynak: https://www.fastcompany.com/90805500/…
Karşınızdaki kişi ile kurduğunuz irtibat sırasında bir kopukluk yahut uyuşmazlık yaşadığınızda beyniniz gerçek bir tehlikedeymişsiniz üzere reaksiyon verir.
Beyniniz yaşadığınız uyuşmazlığı anlamlandırmaya ve bu uyuşmazlık çerçevesinde mantıklı bir karar oluşturmaya çalışırken bedeninizi bu algılanan tehdide karşı cevap vermeye hazırlar.
Beyninizin her iki tarafında optik hudutların gerisinde bir amigdala vardır. Amigdalanın fonksiyonlarından biri endişeyi tespit etmek ve akabinde vücudu uygun biçimde karşılık vermeye hazırlamaktır.
bu biçimdece bir tehdit algıladığınızda amigdala, kortizol ve adrenalin üzere gerilim hormonlarının salınımına sinyal göndererek reaksiyon vermeye başlar.
Bu içgüdüsel reaksiyonlar vakitten ve güçten tasarruf sağlar, ayrıyeten birçok vakit sizi inançta meblağ.
Zihniniz bir tehdit algıladığında içgüdüsel reaksiyonlarınızı ne kadar epeyce gözlemlerseniz, beyninizin hazırladığı gerçek dışı kıssaları gerçekte olanlardan ayırmakta o kadar yeterli olursunuz.
Psikologlar, yaşanılan olayları, tartışmaları ve uyuşmazlıkları bir daha değerlendirmenin insanların bu mevzu hakkında nasıl ilerleyecekleri konusunda odaklanmalarına ve daha mantıklı kararlar almalarına yardımcı olduğunu belirtmişlerdir.
Bu cins fikir ayrılığı anlarında zihniniz birden fazla vakit aleyhinize çalışabilir. Lakin beyninizin bu işleyiş üslubunu lehinize kullanabilirsiniz.
Bunu yapmanın bir yolu, kendinize karşınızdaki kişinin de birebir şeyi yaşayabileceğini hatırlatmaktır. Sizi incitmek yahut size saldırmak üzere bir niyetleri olmayabilir.
Bir rakibi yahut yabancı bir insanı beyni sizinkiyle tıpkı biçimde çalışan biri olarak görmek, daha âlâ bir münasebet yaratmanın birinci adımı olabilir.
Siz bu husus hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım…
Kaynak: https://www.fastcompany.com/90805500/…
Karşınızdaki kişi ile kurduğunuz irtibat sırasında bir kopukluk yahut uyuşmazlık yaşadığınızda beyniniz gerçek bir tehlikedeymişsiniz üzere reaksiyon verir.
Beyniniz yaşadığınız uyuşmazlığı anlamlandırmaya ve bu uyuşmazlık çerçevesinde mantıklı bir karar oluşturmaya çalışırken bedeninizi bu algılanan tehdide karşı cevap vermeye hazırlar.
Beyninizin her iki tarafında optik hudutların gerisinde bir amigdala vardır. Amigdalanın fonksiyonlarından biri endişeyi tespit etmek ve akabinde vücudu uygun biçimde karşılık vermeye hazırlamaktır.
bu biçimdece bir tehdit algıladığınızda amigdala, kortizol ve adrenalin üzere gerilim hormonlarının salınımına sinyal göndererek reaksiyon vermeye başlar.
Bu içgüdüsel reaksiyonlar vakitten ve güçten tasarruf sağlar, ayrıyeten birçok vakit sizi inançta meblağ.
Zihniniz bir tehdit algıladığında içgüdüsel reaksiyonlarınızı ne kadar epeyce gözlemlerseniz, beyninizin hazırladığı gerçek dışı kıssaları gerçekte olanlardan ayırmakta o kadar yeterli olursunuz.
Psikologlar, yaşanılan olayları, tartışmaları ve uyuşmazlıkları bir daha değerlendirmenin insanların bu mevzu hakkında nasıl ilerleyecekleri konusunda odaklanmalarına ve daha mantıklı kararlar almalarına yardımcı olduğunu belirtmişlerdir.
Bu cins fikir ayrılığı anlarında zihniniz birden fazla vakit aleyhinize çalışabilir. Lakin beyninizin bu işleyiş üslubunu lehinize kullanabilirsiniz.
Bunu yapmanın bir yolu, kendinize karşınızdaki kişinin de birebir şeyi yaşayabileceğini hatırlatmaktır. Sizi incitmek yahut size saldırmak üzere bir niyetleri olmayabilir.
Bir rakibi yahut yabancı bir insanı beyni sizinkiyle tıpkı biçimde çalışan biri olarak görmek, daha âlâ bir münasebet yaratmanın birinci adımı olabilir.
Siz bu husus hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım…