Semedov
New member
İzmir’de Göztepe ile Galatasaray içinde oynanan maç son yılların en unutulmaz uğraşlarından birine sahne oldu. Tam 4 penaltının çalındığı nefes kesen maçta Göztepe’yi 3-2 mağlup eden Galatasaray, Domenec Torrent idaresindeki 6. maçında birinci galibiyetini aldı.
Penaltı kararlarının damga vurduğu ve Galatasaray’ın ligde uzun periyot daha sonra galip geldiği müsabakayı muharrirlerimiz tahlil etti.
Güntekin Onay: İzmir’de mucize ‘var’
Bu kadar olumsuz futbol oynayan bir Galatasaray uzun yıllardır görmemiştik… Galatasaray, adeta 1-0 önde başladığı maçın birinci 45 dakikasında o kadar mahkum bir futbol ortaya koydu ki ne pas yapabildi ne de topu ileriye taşıyabildi, ötürüsıyla da Göztepe kalesini bakılırsamedi. Toplam isabetli pas sayısı 64 olan Galatasaray, attığı gol haricinde rakip ceza alanında yalnızca 1 defa topla buluşabildi. Açıkçası Guardiola’nın yardımcısı olan Torrent’in ‘pas oyunu oynatsın’ diye geldiği bir ortamda pas isabet oranı %56’da kalıyorsa bu tablo düşündürücü.
HALiL niye OYNADI?
Orta alanda Taylan ve Pulgar’ın önünde niye oynadığını anlayamadığımız Halil birinci yarıda yalnızca 8 kere topla buluşurken ne top taşıyabildi ne de pas yapabildi. Skordan büsbütün bağımsız bu kadar olumsuz futbol oynayan bir Galatasaray uzun yıllardır görmemiştik. Marcao ve Nelsson’un güzel oynamaları ve kritik atılımları ile ayakta kalmaya çalışan G.Saray, devre ortasına 1-0 önde girip nefeslenme bahtını da Taylan’ın niye olduğu penaltıyla yakalayamadı.
DEĞiŞiKLiK BEKLEDiK LAKİN YOK!
Birinci yarıdaki bu felaket tablonun akabinde Torrent, ikinci yarıya değişikliklerle başlar diye bekledik. Yok… İspanyol teknik adam, birinci yarıda oynanan futboldan şad olacak ki alanda hiç görünmeyen Halil dahil hiç kimseyi değiştirmeyerek bir daha şaşırttı. Göztepe’nin ikinci golüne kadar futbol ismine hiç bir şey ortaya koyamayan Galatasaray, 73’de alana Gomis ve Emre Kılınç’ı sürdükten daha sonra rakip ceza alanına gitmeye başladı. Akan oyunda hiç konum üretmeden gelen penaltıyla 2-2’yi yakalayan Galatasaray, bu farklı maçın son saniyelerde gelen bir öbür penaltıyla mucizevi bir galibiyet aldı.
GOMiS’iN VARLIĞI BiLE YETTİ
Son senelerda bu biçimde bir maça ne tanıklık etmedik. Fakat kimse bundan daha sonra Fatih Terim yahut Mustafa Denizli’ye “Şanslı” demesin. Torrent bile dün nasıl kazandığını anlamadı. Umuyorum ki alana çıkan 11’in ne kadar yanlış olduğunu kavramıştır. Gomis’in varlığının bile rakibi ürküttüğünün farkına varmıştır. Torrent’in maçtan dersler çıkartması kural. Göztepe ise 75 dakika hayli yeterli oynadığı bir maçı birliktee tam bitecek diye üzülürken alandan puansız ayrıldı. Bu ortada VAR’a çağrılma rekoru kırılan maçı, Arda Kardeşler’in değil, VAR hakemi Mete Kalkavan’ın yönettiğini de vurgulayalım.
Banu Yelkovan: Penaltı turnuvası üzere
Haftanın son maçında, hangisinin puana daha fazlaca muhtaçlığı olduğunu kestiremediğimiz iki ekip içinde tıklım tıklım dolu tribünler önünde oynandı müsabaka. Haftalardır kazanamayan, ne skor ne oyun ne fizik güç ne de moral olarak oynadığı rakiplerine rastgele bir üstünlük kuramayan, dönem boyunca gol yemeden biten maç sayısı bir elin parmaklarını geçmeyen, son 11 maçın 10’unda kalesinde gol görmüş, attığı gol durumu yediği golden de beter G.Saray, bu maçta da yenildiği taktirde puan olarak Göztepe’nin altında kalacak ve ateş sınırına uygundan güzele yaklaşacak bir kadronun tedirginliğiyle çıktığı maça düş üzere bir başlangıç yaptı aslında: Maçın daha 3. dakikasında ceza alanında topu önünde bulan Nelsson’un kayarak yaptığı vuruşla maça güya 1-0 önde başladı ancak duşun kâbusa dönmesi uzun sürmedi.
GERİLERİNDEN KiMSE AĞLAMAZDI
Golden daha sonra devre bitene kadar Galatasaray topun ve oyunun hakimiyetini büsbütün rakibe bıraktığı bir birinci yarı oynadı. Defanstaki birkaç oyuncu haricinde takımdaki kimi isimlerin neredeyse ismini bile duymadığımız birinci 45 biterken Taylan’ın kendi ceza alanı ortasında elle müdahalesi sonunda çalınan penaltıyı gole çeviren Ndiaye, 70.dakikada bu kere Ömer Bayram’ın topa elle müdahalesi sonunda kazanılan ikinci penaltıyı da birebir noktadan ağlara, Galatasaray’ı da puan durumunda 16. sıraya yollayacaktı. Bu noktada maç bitse, Galatasaray’da idare, teknik yönetici ve yedekler dahil tüm ekip İzmir’den sükunet içinde konutlarına dağılsa ve tekrar geri dönmese gerilerinden ağlayacak tek kişi bulamazdık sanırım.
ÇOK enteresan BiR MAÇTI
85. dakikaya 2-1 mağlup giren G.Saray, maç uzunluğu bulamadığı kadar konumu uzatmada buldu. Penaltı turnuvasına dönen maçın son dakikalarında, biri VAR’dan dönen, başkası VAR’dan verilen iki penaltı sonucu sonunda Gomis’in iki golüyle 141 gün daha sonra 3 puanla tanışan G.Saray, 2022’nin birinci galibiyetini son dakikaları nefes kesen ve bitimiyle sahayı karıştıran epey enteresan bir maç sonunda almış oldu.
Penaltı kararlarının damga vurduğu ve Galatasaray’ın ligde uzun periyot daha sonra galip geldiği müsabakayı muharrirlerimiz tahlil etti.
Güntekin Onay: İzmir’de mucize ‘var’
Bu kadar olumsuz futbol oynayan bir Galatasaray uzun yıllardır görmemiştik… Galatasaray, adeta 1-0 önde başladığı maçın birinci 45 dakikasında o kadar mahkum bir futbol ortaya koydu ki ne pas yapabildi ne de topu ileriye taşıyabildi, ötürüsıyla da Göztepe kalesini bakılırsamedi. Toplam isabetli pas sayısı 64 olan Galatasaray, attığı gol haricinde rakip ceza alanında yalnızca 1 defa topla buluşabildi. Açıkçası Guardiola’nın yardımcısı olan Torrent’in ‘pas oyunu oynatsın’ diye geldiği bir ortamda pas isabet oranı %56’da kalıyorsa bu tablo düşündürücü.
HALiL niye OYNADI?
Orta alanda Taylan ve Pulgar’ın önünde niye oynadığını anlayamadığımız Halil birinci yarıda yalnızca 8 kere topla buluşurken ne top taşıyabildi ne de pas yapabildi. Skordan büsbütün bağımsız bu kadar olumsuz futbol oynayan bir Galatasaray uzun yıllardır görmemiştik. Marcao ve Nelsson’un güzel oynamaları ve kritik atılımları ile ayakta kalmaya çalışan G.Saray, devre ortasına 1-0 önde girip nefeslenme bahtını da Taylan’ın niye olduğu penaltıyla yakalayamadı.
DEĞiŞiKLiK BEKLEDiK LAKİN YOK!
Birinci yarıdaki bu felaket tablonun akabinde Torrent, ikinci yarıya değişikliklerle başlar diye bekledik. Yok… İspanyol teknik adam, birinci yarıda oynanan futboldan şad olacak ki alanda hiç görünmeyen Halil dahil hiç kimseyi değiştirmeyerek bir daha şaşırttı. Göztepe’nin ikinci golüne kadar futbol ismine hiç bir şey ortaya koyamayan Galatasaray, 73’de alana Gomis ve Emre Kılınç’ı sürdükten daha sonra rakip ceza alanına gitmeye başladı. Akan oyunda hiç konum üretmeden gelen penaltıyla 2-2’yi yakalayan Galatasaray, bu farklı maçın son saniyelerde gelen bir öbür penaltıyla mucizevi bir galibiyet aldı.
GOMiS’iN VARLIĞI BiLE YETTİ
Son senelerda bu biçimde bir maça ne tanıklık etmedik. Fakat kimse bundan daha sonra Fatih Terim yahut Mustafa Denizli’ye “Şanslı” demesin. Torrent bile dün nasıl kazandığını anlamadı. Umuyorum ki alana çıkan 11’in ne kadar yanlış olduğunu kavramıştır. Gomis’in varlığının bile rakibi ürküttüğünün farkına varmıştır. Torrent’in maçtan dersler çıkartması kural. Göztepe ise 75 dakika hayli yeterli oynadığı bir maçı birliktee tam bitecek diye üzülürken alandan puansız ayrıldı. Bu ortada VAR’a çağrılma rekoru kırılan maçı, Arda Kardeşler’in değil, VAR hakemi Mete Kalkavan’ın yönettiğini de vurgulayalım.
Banu Yelkovan: Penaltı turnuvası üzere
Haftanın son maçında, hangisinin puana daha fazlaca muhtaçlığı olduğunu kestiremediğimiz iki ekip içinde tıklım tıklım dolu tribünler önünde oynandı müsabaka. Haftalardır kazanamayan, ne skor ne oyun ne fizik güç ne de moral olarak oynadığı rakiplerine rastgele bir üstünlük kuramayan, dönem boyunca gol yemeden biten maç sayısı bir elin parmaklarını geçmeyen, son 11 maçın 10’unda kalesinde gol görmüş, attığı gol durumu yediği golden de beter G.Saray, bu maçta da yenildiği taktirde puan olarak Göztepe’nin altında kalacak ve ateş sınırına uygundan güzele yaklaşacak bir kadronun tedirginliğiyle çıktığı maça düş üzere bir başlangıç yaptı aslında: Maçın daha 3. dakikasında ceza alanında topu önünde bulan Nelsson’un kayarak yaptığı vuruşla maça güya 1-0 önde başladı ancak duşun kâbusa dönmesi uzun sürmedi.
GERİLERİNDEN KiMSE AĞLAMAZDI
Golden daha sonra devre bitene kadar Galatasaray topun ve oyunun hakimiyetini büsbütün rakibe bıraktığı bir birinci yarı oynadı. Defanstaki birkaç oyuncu haricinde takımdaki kimi isimlerin neredeyse ismini bile duymadığımız birinci 45 biterken Taylan’ın kendi ceza alanı ortasında elle müdahalesi sonunda çalınan penaltıyı gole çeviren Ndiaye, 70.dakikada bu kere Ömer Bayram’ın topa elle müdahalesi sonunda kazanılan ikinci penaltıyı da birebir noktadan ağlara, Galatasaray’ı da puan durumunda 16. sıraya yollayacaktı. Bu noktada maç bitse, Galatasaray’da idare, teknik yönetici ve yedekler dahil tüm ekip İzmir’den sükunet içinde konutlarına dağılsa ve tekrar geri dönmese gerilerinden ağlayacak tek kişi bulamazdık sanırım.
ÇOK enteresan BiR MAÇTI
85. dakikaya 2-1 mağlup giren G.Saray, maç uzunluğu bulamadığı kadar konumu uzatmada buldu. Penaltı turnuvasına dönen maçın son dakikalarında, biri VAR’dan dönen, başkası VAR’dan verilen iki penaltı sonucu sonunda Gomis’in iki golüyle 141 gün daha sonra 3 puanla tanışan G.Saray, 2022’nin birinci galibiyetini son dakikaları nefes kesen ve bitimiyle sahayı karıştıran epey enteresan bir maç sonunda almış oldu.