Erbaş: Ramazan ayının son teravihine kadar mescitlerimiz inşallah dolup taşacak
Diyanet İşleri Başkanlığından yapılan açıklamaya bakılırsa, ramazan ayının birinci sahurunda Diyanet TV’nin Süleymaniye Mescidi’nin bahçesinden canlı yayınlanan “Bereket Vakti” programının konuğu olan Erbaş, ramazan ayının şiarlarından olan teravih namazını Ayasofya-i Kebir Camii Şerif’nde eda ettiklerini anımsattı.
Erbaş, 88 yıllık hasretten daha sonra Ayasofya-i Kebir Camii’nde hınca hınç dolan ve Sultanahmet Meydanı’na kadar bir cemaatle teravih namazı kılmanın nasip olduğunu belirterek, “Bugünleri bize gösteren Rabb’imize sonsuz hamdüsenalar olsun.” sözünü kullandı.
İki yıldır salgın niçiniyle mescitlerde cemaatle teravih namazının kılınmadığını hatırlatan Erbaş, şunları kaydetti:
“Bu akşam ülkemizin bütün mescitlerinde teravih namazını kılarak bu hasretimizi gidermeye başladık lakin hasret bitmez. Ramazan ayının son teravihine kadar umudum, mescitlerimiz inşallah dolup taşacak. Gençlerimizle çocuklarımızla kadınlarımızla erkeğimizle inşallah mescitlerimizi süsleyecek insanımız.”
Ramazan ayının insanların kendilerini muhasebe etmeye fırsat buldukları bir ay olduğunu anlatan Erbaş, “Kur’an ayı” olması münasebetiyle insanların Kur’an ile bağını, hangi unsurları ne biçimde uygulanmasını müzakere etmesi gerektiğini aktardı.
Diyanet İşleri Lideri Erbaş, namazın müminin dünyasındaki ehemmiyetini vurgulayarak, “Namaz dinin direği, müminin miracıdır. Namazı, orucu ayırmayalım. Yani orucu tutup namaz kılmamazlık yapmayalım. Namazı terk eden dinini yıkmış olur.” tabirlerini kullandı.
“Zekat noktasında bir hassaslık oluşturmak için elimizden gelen uğraşı göstereceğiz”
Zekat mükellefi insanların ramazan ayını bir vesile olarak gördüklerine değinen Erbaş, “Çünkü garip gurebaya, yoksul fukaraya yardımcı olmak, onların iftar sofralarına katkı sağlamak için öteden beri zekat mükellefi beşerler, ramazanda zekatlarını vermeyi teamül haline getirmişlerdir. Biz de bu ramazanda Müslüman kardeşlerimizin zekatlarını vermeleri noktasında bir hassaslık, bir farkındalık oluşturmak için elimizden gelen uğraşı göstereceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Erbaş, Türkiye Diyanet Vakfı ve Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bütün mensuplarıyla yeryüzünde yeterliliğin hakim olması için çalıştıklarını belirterek, şunları aktardı:
“Bütün bu ibadetlerimiz, hayır hasenatımız, amellerimiz, güzelliklerimiz, hepsi işte o imtihanı kazanmak içindir. Dünya Müslümanlarının gözü Türkiye’de. Bizden o denli fazlaca beklentileri var ki… Biz o kadar dua alıyoruz ki Türkiye olarak. Şunu iftiharla yeniden yine söylüyoruz, söylemeliyiz. Türkiye dünyada ulusal gelirine bakılırsa en epeyce yardım yapan ülke. O ülkenin mensubu olmak bizim için ne büyük bir nimettir.”
Ramazanın çocuklar üstündeki tesiri
Diyanet İşleri Lideri Ali Erbaş, ramazan ayının çocuklar üstündeki tesirine işaret ederek, çocuklar için birinci farkındalık oluşturmaya başlayan ibadetin oruç olduğunu, sahurun çocuklar için epeyce kıymetli olduğunu anlattı.
Çocuklarını ve torunlarını mescide götürmelerini vatandaşlara tavsiye eden Erbaş, “Çocuklarımızın karakterlerinin oluşumunda bizim tesirimiz olsun. Sevgi, hürmet, dürüstlük, haram, helal, namaz, oruç, ramazan nedir bunları küçük yaşlarda çocuklarımıza öğretelim.” teklifinde bulundu.
Erbaş, 4-6 yaş Kur’an kurslarına değinerek, “Üzerine titriyoruz, millet olarak titriyoruz ve milletimizin de nasıl bu faaliyetimize sahip çıktığını görmemiz bizi memnun ediyor. 4-6 yaş Kur’an kurslarımızda şu an prestijiyle 10 bin kadar sınıfımız oluştu, 200 bine yakın çocuğumuz var. Çocuklarımızın başında onlara annelik yapacak Kur’an kursu hocalarımız var.” bilgisini verdi.
“Oruç kötülüklere karşı bir kalkandır”
Hazreti Peygamber’in, “Oruç bir kalkandır.” buyurduğunu hatırlatan Erbaş, “Neye karşı? Kötülüklere karşı. ötürüsıyla oruç ayı olması münasebetiyle bir defa yalnızca midemize oruç tutturmuyoruz. Ramazanda lisanımıza de oruç tutturuyoruz. Vücudumuzun her azasına da adeta oruç tutturuyoruz.” sözlerini kullandı.
Merhametin Müslümanın hiç bir vakit asla terk etmemesi gereken bir özellik olduğunu vurgulayan Erbaş, şunları kaydetti:
“Bugün toplumumuzda vakit zaman karşılaştığımız birtakım olaylar oluyor. Bayana şiddet diye gördüğümüz birtakım haberler var. Bu bizi sahiden hayli üzüyor ya da kuvvetlinün güçsüze… Şiddet kim tarafınca gelirse gelsin ve kime yapılırsa yapılsın reddedilmeli ki bu bizim en kıymetli unsurlarımızdan birisidir. Ramazan ayı da temelinde bunun da ortadan kaldırılması için epeyce kıymetli bir fırsat başkadır.”
KAYNAK: AA
Diyanet İşleri Başkanlığından yapılan açıklamaya bakılırsa, ramazan ayının birinci sahurunda Diyanet TV’nin Süleymaniye Mescidi’nin bahçesinden canlı yayınlanan “Bereket Vakti” programının konuğu olan Erbaş, ramazan ayının şiarlarından olan teravih namazını Ayasofya-i Kebir Camii Şerif’nde eda ettiklerini anımsattı.
Erbaş, 88 yıllık hasretten daha sonra Ayasofya-i Kebir Camii’nde hınca hınç dolan ve Sultanahmet Meydanı’na kadar bir cemaatle teravih namazı kılmanın nasip olduğunu belirterek, “Bugünleri bize gösteren Rabb’imize sonsuz hamdüsenalar olsun.” sözünü kullandı.
İki yıldır salgın niçiniyle mescitlerde cemaatle teravih namazının kılınmadığını hatırlatan Erbaş, şunları kaydetti:
“Bu akşam ülkemizin bütün mescitlerinde teravih namazını kılarak bu hasretimizi gidermeye başladık lakin hasret bitmez. Ramazan ayının son teravihine kadar umudum, mescitlerimiz inşallah dolup taşacak. Gençlerimizle çocuklarımızla kadınlarımızla erkeğimizle inşallah mescitlerimizi süsleyecek insanımız.”
Ramazan ayının insanların kendilerini muhasebe etmeye fırsat buldukları bir ay olduğunu anlatan Erbaş, “Kur’an ayı” olması münasebetiyle insanların Kur’an ile bağını, hangi unsurları ne biçimde uygulanmasını müzakere etmesi gerektiğini aktardı.
Diyanet İşleri Lideri Erbaş, namazın müminin dünyasındaki ehemmiyetini vurgulayarak, “Namaz dinin direği, müminin miracıdır. Namazı, orucu ayırmayalım. Yani orucu tutup namaz kılmamazlık yapmayalım. Namazı terk eden dinini yıkmış olur.” tabirlerini kullandı.
“Zekat noktasında bir hassaslık oluşturmak için elimizden gelen uğraşı göstereceğiz”
Zekat mükellefi insanların ramazan ayını bir vesile olarak gördüklerine değinen Erbaş, “Çünkü garip gurebaya, yoksul fukaraya yardımcı olmak, onların iftar sofralarına katkı sağlamak için öteden beri zekat mükellefi beşerler, ramazanda zekatlarını vermeyi teamül haline getirmişlerdir. Biz de bu ramazanda Müslüman kardeşlerimizin zekatlarını vermeleri noktasında bir hassaslık, bir farkındalık oluşturmak için elimizden gelen uğraşı göstereceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Erbaş, Türkiye Diyanet Vakfı ve Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bütün mensuplarıyla yeryüzünde yeterliliğin hakim olması için çalıştıklarını belirterek, şunları aktardı:
“Bütün bu ibadetlerimiz, hayır hasenatımız, amellerimiz, güzelliklerimiz, hepsi işte o imtihanı kazanmak içindir. Dünya Müslümanlarının gözü Türkiye’de. Bizden o denli fazlaca beklentileri var ki… Biz o kadar dua alıyoruz ki Türkiye olarak. Şunu iftiharla yeniden yine söylüyoruz, söylemeliyiz. Türkiye dünyada ulusal gelirine bakılırsa en epeyce yardım yapan ülke. O ülkenin mensubu olmak bizim için ne büyük bir nimettir.”
Ramazanın çocuklar üstündeki tesiri
Diyanet İşleri Lideri Ali Erbaş, ramazan ayının çocuklar üstündeki tesirine işaret ederek, çocuklar için birinci farkındalık oluşturmaya başlayan ibadetin oruç olduğunu, sahurun çocuklar için epeyce kıymetli olduğunu anlattı.
Çocuklarını ve torunlarını mescide götürmelerini vatandaşlara tavsiye eden Erbaş, “Çocuklarımızın karakterlerinin oluşumunda bizim tesirimiz olsun. Sevgi, hürmet, dürüstlük, haram, helal, namaz, oruç, ramazan nedir bunları küçük yaşlarda çocuklarımıza öğretelim.” teklifinde bulundu.
Erbaş, 4-6 yaş Kur’an kurslarına değinerek, “Üzerine titriyoruz, millet olarak titriyoruz ve milletimizin de nasıl bu faaliyetimize sahip çıktığını görmemiz bizi memnun ediyor. 4-6 yaş Kur’an kurslarımızda şu an prestijiyle 10 bin kadar sınıfımız oluştu, 200 bine yakın çocuğumuz var. Çocuklarımızın başında onlara annelik yapacak Kur’an kursu hocalarımız var.” bilgisini verdi.
“Oruç kötülüklere karşı bir kalkandır”
Hazreti Peygamber’in, “Oruç bir kalkandır.” buyurduğunu hatırlatan Erbaş, “Neye karşı? Kötülüklere karşı. ötürüsıyla oruç ayı olması münasebetiyle bir defa yalnızca midemize oruç tutturmuyoruz. Ramazanda lisanımıza de oruç tutturuyoruz. Vücudumuzun her azasına da adeta oruç tutturuyoruz.” sözlerini kullandı.
Merhametin Müslümanın hiç bir vakit asla terk etmemesi gereken bir özellik olduğunu vurgulayan Erbaş, şunları kaydetti:
“Bugün toplumumuzda vakit zaman karşılaştığımız birtakım olaylar oluyor. Bayana şiddet diye gördüğümüz birtakım haberler var. Bu bizi sahiden hayli üzüyor ya da kuvvetlinün güçsüze… Şiddet kim tarafınca gelirse gelsin ve kime yapılırsa yapılsın reddedilmeli ki bu bizim en kıymetli unsurlarımızdan birisidir. Ramazan ayı da temelinde bunun da ortadan kaldırılması için epeyce kıymetli bir fırsat başkadır.”
KAYNAK: AA