Efendileri alıştı lakin içimizdeki “yabancılar” hala alışamadı
Brüksel’deki NATO Toplantısı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşmelerde tercümanlığını yapan Fatma Kavakçı’nın başörtülü bulunmasına takılan ‘içimizdeki yabancıları’ köşe yazısında topa tuttu.
Hasan Öztürk’ün dikkat çeken köşe yazısı:
Onlar alıştı da içimizdeki “yabancılar” bir türlü alışmadı! Onlar hiç yadırgamıyorlar ancak içimizdeki “yabancılar” hala yadırgıyor.
İÇERİDE BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI SÜRERKEN DIŞARIDA KANIKSATILDI
yıllar evvel Ak Parti iktidara birinci geldiği periyotta başörtüsü yasağı hala devam ederken…
Başbakan Erdoğan’ın her yurt dışı seyahatine Sayın Emine Erdoğan’ı götürdüğünü hatırlıyorum. Ve bir defasında Sayın Erdoğan’ın, Emine Hanım’ı bütün kıymetli memleketler arası toplantılarda yanında götürmesiyle ilgili olarak “Alışacaklar” diye konuştuğunu duymuştum bir haber kaynağımdan.
Başörtüsünü “göstere göstere” kanıksatmak istediğini anlamıştım. Ve yurt haricindeki muhataplar vakit ortasında başörtüsünü kanıksadılar, başörtüsünü yadırgamadılar.
TABULARI BİR BİR YIKAN ERDOĞAN, BAŞÖRTÜSÜ YASAĞINI TEDRİCİ OLARAK ÇÖZDÜ
Ak Parti’nin 19 yıllık iktidarı periyodunda birfazlaca tabu yıkıldı. Kimilerinin yıkılması çok vakit aldı. “411 el kaosa kalktı” manşetlerinin atıldığı periyotlar yaşadık. “Eşi türbanlı bir isim Çankaya Köşkü’ne çıkamaz” tehditlerinin havada uçuştuğu günleri yaşadık. Anayasa Mahkemesi’nden Danıştay’ına kadar birfazlaca yargı vesayetinden biroldukça farklı kararla başörtüsü yasağı senelerca sürdü. Nihayet başörtüsü yasağı tabusu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Ak Parti’nin sabırlı ve dirayetli siyaseti ile yıkıldı.
DÜN ANNESİNİ LİNÇ ETTİLER BUGÜN KIZINI LİSANLARINA DOLADILAR… ANCAK ARTIK ESKİ TÜRKİYE YOK..!
Başörtüsü yasağının fazlaca mağduru oldu. Onlardan biri de Merve Kavakçı’dır. 28 Şubat sürecinde Meclis Genel Kurulu’nda “Bu bayana haddini bildirin” cümleleriyle başlayan linçe maruz kalmıştı.
Milletvekilliği elinden alınmıştı. Alınan yalnızca milletvekilliği olmamış… Özel hayatı da elinden alınmıştı.
İki küçük kız çocuğunu okula gdolayırken 28 Şubat medyasının ruhsal saldırısına uğramıştı. Üzerine bazuka üzere doğrultulan kameralar, mikrofonlar ve fotoğraf makineleri ile tehdit edilmişti. Yalnızca Merve Kavakçı mı, değil elbette..! O iki sabi sübyan da onursuzca taarruzların muhatabı olmuştu. Prestij suikastına uğramışlardı.
FATMA KAVAKÇI’NIN BAŞINDAKİ ÖRTÜYÜ LİSANINA DOLAYANLAR, LİYAKATININ FARKINDA MI?
İşte o iki sabi sübyandan biri olan Fatma Kavakçı NATO tepesinde Brüksel’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı başındaydı. ABD Lideri Biden ile bir ortaya geldiği o değerli baş başa toplantıda Erdoğan’ın tercümanlığını yaptı! birebir vakitte başörtüsü ile..!
Başörtüsü ile NATO tepesinde misyon aldı. Başörtüsü ile Amerikan Lideri Biden ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşmesinde tercümanlık yaptı. Başörtüsü ile işinin hakkını verdi.
Fatma kardeşimi, Cumhurbaşkanımız’ın yurt dışı seyahatlerinden tanıyorum. Mütebessim ve ancak daima ciddi! İşini düzgün yapmışlığına da şahidim. Yani NATO doruğu öncesinde de onlarca tarihi görüşmede vazife aldı. Japonya’daki G-20 Zirvesi’nde Erdoğan, Trump ile görüşürken de yanında o vardı, Cenevre’deki BM toplantılarında da… 2020 Mart’ındaki tarihi Moskova ziyaretinde de Fatma Kavakçı Cumhurbaşkanlığı heyetindeydi. Ve bir daha bugünkü üzere başörtülüydü. Ve bugünkü üzere vakarını koruyarak işini yaptı.
Ne muhatapları, ne heyettekiler Fatma Kavakçı’nın başörtülü bulunmasına takıldı. Ne yadırgadı, ne eleştirdi, ne de sorguladı!
Ne var ki Erdoğan-Biden zirvesinden “Türkiye-Amerika krizi” çıkartamayanlar “başörtüsü”ne dolanmayı tercih etti!
İç siyasette Erdoğan’a saldırmayı maharet sayanlar, “bir adım bile gidememiş”liklerini bir daha gösterdi. Hadsizin teki Fatma Kavakçı ve başörtüsü üzerinden tezvirat yaptı.
Gazetemiz Yeni Şafak’ın dün “Bu adama haddini bildirin” başlığıyla duyurduğu haberde de okuduk.
Yeterli Partili Ahmet Kamil Erozan, “Erdoğan’ın tercümanı….! Biden ile konuştuklarının mahremiyeti konusunda kimseye güvenemediklerinden çeviri yetenekleri ve gündemdeki hususlara hakimiyeti kuşkulu, lakin aidiyetinden emin oldukları bir kişiyi (tercüman demek zor) tercih etmişler… Merve Kavakçı’nın kızı..” diye bir paylaşım yaptı.
GÜNDEME HAKİMİYET KONUSUNDA SINIFTA KALANLAR, 28 ŞUBAT GÜNLERİNE SARILIYOR
Erozan, “gündemdeki mevzulara hakimiyet” konusunda sınıfta kalan Âlâ Partililerden bir tanesi biliyorsunuz. Darbecilere takviye veren, “Bütçeyi güzel kullanın yılın yarısından daha sonra biz devralacağız” diyen bir ismin Türkiye’nin ve dünyanın gündemine ait rasyonel düşünemediğini anlamış olmalısınız.
Lakin, Erozan’ın başörtülü bir tercümana ya da başörtülü bir danışmana karşı ayrımcılık yaptığı gerçeğini rasyonaliteden uzaklaşmasının mazereti olarak kabul edemeyiz.
Erozan, narkoz daha sonrası sayıklaması üzere, bilinçaltını dışa vurmuştur.
Kelamları faşizan niyetin tezahürüdür.
Geçti o günler! Atı alan Üsküdar’ı geçti. Türkiye’de bir tabu olarak yerleşik hale getirilmek istenen başörtüsü yasağı oldukcatan kalktı.
Artık liyakat sahibi başörtülü bayanlar Cumhurbaşkanı’nın kritik toplantısına da katılıyor, askeri helikopter de kullanıyor, mahkemede hakimlik-savcılık da yapıyor, okulda öğretmenlik, hastanede doktorluk-hemşirelik de yapıyor.
İçindeki faşizan kanıyı bastıramayanların haricinde da hiç kimse bu olağanlığı yadırgamıyor.
Yanılıyor muyum?
Brüksel’deki NATO Toplantısı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşmelerde tercümanlığını yapan Fatma Kavakçı’nın başörtülü bulunmasına takılan ‘içimizdeki yabancıları’ köşe yazısında topa tuttu.
Hasan Öztürk’ün dikkat çeken köşe yazısı:
Onlar alıştı da içimizdeki “yabancılar” bir türlü alışmadı! Onlar hiç yadırgamıyorlar ancak içimizdeki “yabancılar” hala yadırgıyor.
İÇERİDE BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI SÜRERKEN DIŞARIDA KANIKSATILDI
yıllar evvel Ak Parti iktidara birinci geldiği periyotta başörtüsü yasağı hala devam ederken…
Başbakan Erdoğan’ın her yurt dışı seyahatine Sayın Emine Erdoğan’ı götürdüğünü hatırlıyorum. Ve bir defasında Sayın Erdoğan’ın, Emine Hanım’ı bütün kıymetli memleketler arası toplantılarda yanında götürmesiyle ilgili olarak “Alışacaklar” diye konuştuğunu duymuştum bir haber kaynağımdan.
Başörtüsünü “göstere göstere” kanıksatmak istediğini anlamıştım. Ve yurt haricindeki muhataplar vakit ortasında başörtüsünü kanıksadılar, başörtüsünü yadırgamadılar.
TABULARI BİR BİR YIKAN ERDOĞAN, BAŞÖRTÜSÜ YASAĞINI TEDRİCİ OLARAK ÇÖZDÜ
Ak Parti’nin 19 yıllık iktidarı periyodunda birfazlaca tabu yıkıldı. Kimilerinin yıkılması çok vakit aldı. “411 el kaosa kalktı” manşetlerinin atıldığı periyotlar yaşadık. “Eşi türbanlı bir isim Çankaya Köşkü’ne çıkamaz” tehditlerinin havada uçuştuğu günleri yaşadık. Anayasa Mahkemesi’nden Danıştay’ına kadar birfazlaca yargı vesayetinden biroldukça farklı kararla başörtüsü yasağı senelerca sürdü. Nihayet başörtüsü yasağı tabusu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Ak Parti’nin sabırlı ve dirayetli siyaseti ile yıkıldı.
DÜN ANNESİNİ LİNÇ ETTİLER BUGÜN KIZINI LİSANLARINA DOLADILAR… ANCAK ARTIK ESKİ TÜRKİYE YOK..!
Başörtüsü yasağının fazlaca mağduru oldu. Onlardan biri de Merve Kavakçı’dır. 28 Şubat sürecinde Meclis Genel Kurulu’nda “Bu bayana haddini bildirin” cümleleriyle başlayan linçe maruz kalmıştı.
Milletvekilliği elinden alınmıştı. Alınan yalnızca milletvekilliği olmamış… Özel hayatı da elinden alınmıştı.
İki küçük kız çocuğunu okula gdolayırken 28 Şubat medyasının ruhsal saldırısına uğramıştı. Üzerine bazuka üzere doğrultulan kameralar, mikrofonlar ve fotoğraf makineleri ile tehdit edilmişti. Yalnızca Merve Kavakçı mı, değil elbette..! O iki sabi sübyan da onursuzca taarruzların muhatabı olmuştu. Prestij suikastına uğramışlardı.
FATMA KAVAKÇI’NIN BAŞINDAKİ ÖRTÜYÜ LİSANINA DOLAYANLAR, LİYAKATININ FARKINDA MI?
İşte o iki sabi sübyandan biri olan Fatma Kavakçı NATO tepesinde Brüksel’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı başındaydı. ABD Lideri Biden ile bir ortaya geldiği o değerli baş başa toplantıda Erdoğan’ın tercümanlığını yaptı! birebir vakitte başörtüsü ile..!
Başörtüsü ile NATO tepesinde misyon aldı. Başörtüsü ile Amerikan Lideri Biden ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşmesinde tercümanlık yaptı. Başörtüsü ile işinin hakkını verdi.
Fatma kardeşimi, Cumhurbaşkanımız’ın yurt dışı seyahatlerinden tanıyorum. Mütebessim ve ancak daima ciddi! İşini düzgün yapmışlığına da şahidim. Yani NATO doruğu öncesinde de onlarca tarihi görüşmede vazife aldı. Japonya’daki G-20 Zirvesi’nde Erdoğan, Trump ile görüşürken de yanında o vardı, Cenevre’deki BM toplantılarında da… 2020 Mart’ındaki tarihi Moskova ziyaretinde de Fatma Kavakçı Cumhurbaşkanlığı heyetindeydi. Ve bir daha bugünkü üzere başörtülüydü. Ve bugünkü üzere vakarını koruyarak işini yaptı.
Ne muhatapları, ne heyettekiler Fatma Kavakçı’nın başörtülü bulunmasına takıldı. Ne yadırgadı, ne eleştirdi, ne de sorguladı!
Ne var ki Erdoğan-Biden zirvesinden “Türkiye-Amerika krizi” çıkartamayanlar “başörtüsü”ne dolanmayı tercih etti!
İç siyasette Erdoğan’a saldırmayı maharet sayanlar, “bir adım bile gidememiş”liklerini bir daha gösterdi. Hadsizin teki Fatma Kavakçı ve başörtüsü üzerinden tezvirat yaptı.
Gazetemiz Yeni Şafak’ın dün “Bu adama haddini bildirin” başlığıyla duyurduğu haberde de okuduk.
Yeterli Partili Ahmet Kamil Erozan, “Erdoğan’ın tercümanı….! Biden ile konuştuklarının mahremiyeti konusunda kimseye güvenemediklerinden çeviri yetenekleri ve gündemdeki hususlara hakimiyeti kuşkulu, lakin aidiyetinden emin oldukları bir kişiyi (tercüman demek zor) tercih etmişler… Merve Kavakçı’nın kızı..” diye bir paylaşım yaptı.
GÜNDEME HAKİMİYET KONUSUNDA SINIFTA KALANLAR, 28 ŞUBAT GÜNLERİNE SARILIYOR
Erozan, “gündemdeki mevzulara hakimiyet” konusunda sınıfta kalan Âlâ Partililerden bir tanesi biliyorsunuz. Darbecilere takviye veren, “Bütçeyi güzel kullanın yılın yarısından daha sonra biz devralacağız” diyen bir ismin Türkiye’nin ve dünyanın gündemine ait rasyonel düşünemediğini anlamış olmalısınız.
Lakin, Erozan’ın başörtülü bir tercümana ya da başörtülü bir danışmana karşı ayrımcılık yaptığı gerçeğini rasyonaliteden uzaklaşmasının mazereti olarak kabul edemeyiz.
Erozan, narkoz daha sonrası sayıklaması üzere, bilinçaltını dışa vurmuştur.
Kelamları faşizan niyetin tezahürüdür.
Geçti o günler! Atı alan Üsküdar’ı geçti. Türkiye’de bir tabu olarak yerleşik hale getirilmek istenen başörtüsü yasağı oldukcatan kalktı.
Artık liyakat sahibi başörtülü bayanlar Cumhurbaşkanı’nın kritik toplantısına da katılıyor, askeri helikopter de kullanıyor, mahkemede hakimlik-savcılık da yapıyor, okulda öğretmenlik, hastanede doktorluk-hemşirelik de yapıyor.
İçindeki faşizan kanıyı bastıramayanların haricinde da hiç kimse bu olağanlığı yadırgamıyor.
Yanılıyor muyum?