Diyabet ve tansiyon hastaları oruç tutarken dikkat etmeli
Prof. Dr. Gökalp, bilhassa diyabet ve tansiyon üzere rahatsızlıkları bulunan vatandaşları oruç konusunda uyardı. Dikkat edilmediği takdirde var olan hastalıkların ilerleyebileceğini ve başka rahatsızlıkları da tetikleyebileceğini belirten Prof. Dr. Gökalp, beslenme ve tedavi konusunda tavsiyeler verdi. Diyabet hastalarının oruç tutma konusunda doktorlarca gerekli tetkiklerinin yapılmasının hayati ehemmiyet taşıdığını belirten Prof. Dr. Gökalp, bilhassa günde 4 defa insülin kullanan hastaların oruç tutmalarının genel sıhhat ve hipoglisemi yani şeker düşüklüğü açısından sorun oluşturabileceğini belirtti.
“Şeker hastaları oruç tutmadan evvel tabip denetiminden geçmeli”
Diyabet ve tansiyon üzere rahatsızlıkları bulunan vatandaşları oruç tutmadan evvel tabiplere başvurmaları konusunda uyaran Acıbadem Eskişehir Hastanesi Endokrinoloji Kısmı Uzmanı Prof. Dr. Deniz Gökalp, “Ramazan ayında oruç tutmak isteyen diyabet hastalarımız oluyor. Bu hastaları değerlendirirken aldıkları diyabet tedavisi bizim için kıymetli oluyor. Tedavisinde oral antidiyabetik yani yalnızca hap tedavisi alan hastaların tedavisinin düzenlenebiliyor, lakin insülin kullanan hastaların tedavisine bakılırsa farklı düzenlemeler yapmak gerekiyor. Kimi hastaların günde 1 sefer insülin enjeksiyonu yapması kimi vakit de günde 4 kere insülin enjeksiyonu yapmaları niçiniyle, hastaların oruç tutması durumunda yaklaşık 12-14 saat aç kalmaları kan şekeri kıymetinin düşmesi açısından yüksek risk oluşturuyor” dedi. Ayrıyeten oruç sebebiyle gün ortasında alınamayan kalorinin iftarda tek öğünde alınmasının da bedende ani bir şeker yüklemesine niye olduğuna değinerek “Bu durumda kalp hastalıklarına ve ani tansiyon yüksekliğine sebep oluyor. Bu yüzden bu şahısların oruç tutmalarını ekseriyetle uygun bulmuyoruz. Ama ısrarcı olan hastalarda vakit zaman tedavilerinde gerekli değişiklikleri yaparak oruç tutmaları için imkân sağlayabiliyoruz” diye konuştu.
“Diğer organlarda da hastalıklara niye olabilir”
Oruç tutmanın yalnızca yemekle alakalı olmadığını belirten Prof. Dr. Gökalp, orucun beraberinde bedenin su istikrarı ve kan basıncıyla da ilgili olduğunu, dikkat edilmediği takdirde başka hayati organların da oruç sebebiyle ziyan gorebileceğini şu sözlerle anlattı: “Oruç konusunda dikkatli olması gereken hasta kümelerinden birisi de hipertansiyon hastaları oluyor. Gün ortasında 12-14 saat susuz kalmak bedenin dolanım sistemini ve sıvı istikrarını etkilediğinden, bedende kan basıncını yükseltiyor. Bu usul durumlarda ani tansiyon atakları oluşurken beyin kanamasından kalp krizine kadar bir epeyce hayati risk oluşabiliyor.”
Orucun, tansiyon ve böbrek hastalarının da dikkat etmesi gereken durum olduğunu belirten Prof. Dr. Deniz Gökalp, bu hastaların bilinçsizce aç kalmasının beyin kanaması ve kalp krizi üzere önemli durumlara sebep olabileceğini belirtti. Bu niçinle oruç tutmadan evvel kesinlikle tabip denetiminden geçmeleri gerektiğini belirtti.
KAYNAK: İHA
Prof. Dr. Gökalp, bilhassa diyabet ve tansiyon üzere rahatsızlıkları bulunan vatandaşları oruç konusunda uyardı. Dikkat edilmediği takdirde var olan hastalıkların ilerleyebileceğini ve başka rahatsızlıkları da tetikleyebileceğini belirten Prof. Dr. Gökalp, beslenme ve tedavi konusunda tavsiyeler verdi. Diyabet hastalarının oruç tutma konusunda doktorlarca gerekli tetkiklerinin yapılmasının hayati ehemmiyet taşıdığını belirten Prof. Dr. Gökalp, bilhassa günde 4 defa insülin kullanan hastaların oruç tutmalarının genel sıhhat ve hipoglisemi yani şeker düşüklüğü açısından sorun oluşturabileceğini belirtti.
“Şeker hastaları oruç tutmadan evvel tabip denetiminden geçmeli”
Diyabet ve tansiyon üzere rahatsızlıkları bulunan vatandaşları oruç tutmadan evvel tabiplere başvurmaları konusunda uyaran Acıbadem Eskişehir Hastanesi Endokrinoloji Kısmı Uzmanı Prof. Dr. Deniz Gökalp, “Ramazan ayında oruç tutmak isteyen diyabet hastalarımız oluyor. Bu hastaları değerlendirirken aldıkları diyabet tedavisi bizim için kıymetli oluyor. Tedavisinde oral antidiyabetik yani yalnızca hap tedavisi alan hastaların tedavisinin düzenlenebiliyor, lakin insülin kullanan hastaların tedavisine bakılırsa farklı düzenlemeler yapmak gerekiyor. Kimi hastaların günde 1 sefer insülin enjeksiyonu yapması kimi vakit de günde 4 kere insülin enjeksiyonu yapmaları niçiniyle, hastaların oruç tutması durumunda yaklaşık 12-14 saat aç kalmaları kan şekeri kıymetinin düşmesi açısından yüksek risk oluşturuyor” dedi. Ayrıyeten oruç sebebiyle gün ortasında alınamayan kalorinin iftarda tek öğünde alınmasının da bedende ani bir şeker yüklemesine niye olduğuna değinerek “Bu durumda kalp hastalıklarına ve ani tansiyon yüksekliğine sebep oluyor. Bu yüzden bu şahısların oruç tutmalarını ekseriyetle uygun bulmuyoruz. Ama ısrarcı olan hastalarda vakit zaman tedavilerinde gerekli değişiklikleri yaparak oruç tutmaları için imkân sağlayabiliyoruz” diye konuştu.
“Diğer organlarda da hastalıklara niye olabilir”
Oruç tutmanın yalnızca yemekle alakalı olmadığını belirten Prof. Dr. Gökalp, orucun beraberinde bedenin su istikrarı ve kan basıncıyla da ilgili olduğunu, dikkat edilmediği takdirde başka hayati organların da oruç sebebiyle ziyan gorebileceğini şu sözlerle anlattı: “Oruç konusunda dikkatli olması gereken hasta kümelerinden birisi de hipertansiyon hastaları oluyor. Gün ortasında 12-14 saat susuz kalmak bedenin dolanım sistemini ve sıvı istikrarını etkilediğinden, bedende kan basıncını yükseltiyor. Bu usul durumlarda ani tansiyon atakları oluşurken beyin kanamasından kalp krizine kadar bir epeyce hayati risk oluşabiliyor.”
Orucun, tansiyon ve böbrek hastalarının da dikkat etmesi gereken durum olduğunu belirten Prof. Dr. Deniz Gökalp, bu hastaların bilinçsizce aç kalmasının beyin kanaması ve kalp krizi üzere önemli durumlara sebep olabileceğini belirtti. Bu niçinle oruç tutmadan evvel kesinlikle tabip denetiminden geçmeleri gerektiğini belirtti.
KAYNAK: İHA