5 yıldan bu yana Umman’da yaşayınca, develerle adeta arkadaş gibi olduk. Onların, Umman ve Arap aleminde yaşayan insanlara hissettirdiklerine yakından tanık olduk. Bizler için evimizde beslediğimiz kedimiz, köpeğimiz ne anlam ifade ediyorsa, bir Ummanlı için de devesi benzer bir anlam taşıyor. Önceleri daha çok ticari bir amaçla besleniyorlar sanıyordum. Oysa, kendilerine Çöl Gemisi de denen bu özel hayvanlar, bir çok Ummanlı için bir tür ata yadigarı anlamını taşıyor. Her yıl aile bütçelerinden yüksek bedeller harcayarak develerini en iyi şekilde yaşatmaya çalışıyorlar. Erkek develerini satarak bu masrafları bir miktar azaltanları da var, ancak çoğunluk için deve evin ilk göz ağrısı bir evlat düzeyinde. Şimdi size bazı bilgileri çalakalem yazarak anlatmak isterim.. Türkiye’de 1.500 kadar deve yaşarken, 5 milyon nüfuslu Umman’daki deve sayısı 150 bin kadar. Türkiye’deki kayıtlı diğer bazı hayvan sayıları da yaklaşık olarak şöyle: Eşek 180.000, at 135.000, katır 45.000, domuz 3.000. Ortalama olarak 40-50 yıl yaşıyorlar. Hamilelik süreleri bir yıl kadar. Çiftleşme dönemlerinde erkek develer saldırganlaşıp, tükürüp, ısırabiliyorlar. 4-5 yaşına gelene kadar çocuk sayılıyorlar. 1950’lerde Anadolu’da deve nüfusu 110 bin kadardı. Hatta, Yavuz Sultan Selim 1514’de Mısır’ı fethetmeye giderken 60.000 deve ile gitmişti. O zamanlar deve aynı zamanda bir nakil aracıydı. Hantal görünmelerine rağmen çok hızlı hayvanlar. Yarışan develerin saatteki hızları 65 kilometreye kadar çıkabiliyor. Dünyanın kısa mesafedeki en hızlı adamu Usain Bolt’un çıkabildiği en yüksek hızın saatte 44 kilometre olduğunu yazarsam bu size daha iyi bir fikir verebilir. 100 kilometrenin üzerindeki dayanıklılık yarışlarında, neredeyse atlarla aynı hızda gidebiliyorlar. Umman’da sütlerinin satılması genellikle ayıp sayılıyor. Gerek inek gerekse de deve sütü ihtiyacı olanlara ücretsiz olarak veriliyor. Ancak satacak birisini bulduğumuzda da, değeri inek sütünün iki katında. Eti de aynı şekilde değerli. Her gün aileden birisi onları alıp gün boyu gezdirip otlatıyor. Sahipleri bir süre uzak bir yere gidip geri döndüğünde, tıpkı köpeklerin sahiplerini karşıladıkları gibi onu öpücüklere boğuyorlar. 200-300 kadar devesi olanlar yetişemedikleri için, onlara yanlarında çalışan Bangladeşli yardımcıları destek oluyor. Erkekler çok kavgacı oldukları için onların ağıl dışına çıkmaları, dişilerle aynı ağılda yaşamaları yasak. Sadece erkek yavrular erginleşene kadar bir kaç yıl, anneleriyle birlikte otlamaya dışarıya çıkabiliyor. Develerin her yerde geçiş üstünlükleri var. Modern yollar sadece 50 yıldan beri var Umman’da, oysa develer binlerce yıldır bu toprakların gerçek sahipleri. Hindistan’da yollarda özgürce gezinebilen inekler neyse, Umman’daki develerin ayrıcalıkları da o. Bir aracın bir deveye çarpıp ölümüne yol açması, çarpanın başına gelebilecek en önemli felaketlerden sayılıyor. Otoyoldan geçerlerken trafik duruyor ve onların salına salına karşıdan karşıya geçmeleri bekleniyor. Tüm develer ülkeyi yöneten Sultan’ın himayesi altında sayılıyorlar. Özel veteriner klinikleri, güvenlik güçleri, federasyonları, son teknolojik bilimsel yöntemlerle desteklenen üretim merkezleri var. Milattan önce çizilmiş mağara duvar resimlerinde bile develeri, leoparları ve geyikleri görebiliyoruz. Tüm erişkin develerin, Şehri (Jibbali) dilinde isimleri var. Miselva (parlak), Lebelka (içine toprak karışmış suyun rengi), Boyah (afacan) gibi anlamları var. Dağlıların konuştukları dil, Arapça’dan çok farklı ve Umman’ın Güney bölgesinin 60 bin kadar dağlı halkı tarafından konuşuluyor. Develerin tip ve renklerine göre farklı isimleri de var; Alrahila: Ağır yük taşıyabilenlerin adı Alşahla: Kahve renkli olanlara deniyor Alhajin: Sadece binme amaçlı olarak kullanılanların adı Alhayran: Yeni doğmuş deve Alkhalfa: Çok süt veren deve Alsafra: Açık renk tüyleri olan deve. Yarışçı develer de yaşlarına ve koşabilecekleri mesafe kategorilerine göre ayrılıyorlar: Haj: 2 yaşında ve 2 kilometreye kadar koşabiliyor. Layia: 3 yaş, 3 kilometre Yada: 4 yaş, 4 kilometre Tanya: 5 yaş, 5 kilometre Hoğol: 6 yaş 6 kilometre Rubia: 7 yaş 7 kilometre Hoğol Şakisa: 8 yaş 7 kilometre Fatira: 9-10 yaş 7-10 kilometre. Biz her gördüğümüz hörgüçlü hayvana deve deyip geçmişiz. Oysa Umman’da da yaşayan tek hörgüçlü olanlarına Dromedari deniyor. Çift Hörgüçlü olanlar Orta Asya’da yaşıyor ve onların adına Camel deniyor. Dişileri 1.90 boya ve 540 kilo ağırlığa kadar ulaşırken, erkekler 2 metre boya 600 kilo ağırlığa kadar gelebiliyorlar. Develer 50 derece sıcaklıkta 9 gün kadar susuz yaşayabiliyorlar. Toplam ağırlıklarının %22’sini kaybetmelerine rağmen ölmeden yollarına devam edebiliyorlar. Biz insanlar ise toplam vücut ağırlığımızın %12’sini kaybedince bu dünyaya veda ediyoruz. Suyu bulduklarında onları görmeniz lazım. On dakikada 60 litreyi midelerine indirebiliyorlar. Toplamda da 100 litreyi içebiliyorlar. Bilindiğinin aksine mide ve hörgüçlerinde su değil yağ depoluyorlar. Zor zamanlarında da bu yağı enerjiye çeviriyorlar. Tüylü kulakları ve burun delikleri onları kum fırtınalarından koruyor, hatta burun delikleri gerektiğinde tamamen kapanabiliyor. Günde yaklaşık olarak yükle birlikte 32 kilometre yürüyebiliyorlar. Anadolu’nun ilk otelleri olan kervansarayların aralarındaki mesafeler de, işte develerin bu yürüme mesafeleri hesap edilerek yapılmış. Nüfusları düzenli olarak Umman hükümeti tarafından takip ediliyor. Belirli bir rakama ulaşınca devlet tarafından gerçek bedellerinden satın alınarak kesiliyorlar. Bu işi az miktarda ticaret olarak yapan da var, develerin azami satış bedelleri de şöyle; Kesim amaçlı olanlar; 4.000 $ Yetiştirme amaçlı: 8.000 $ İyi süt verenler: 50.000 $. Güzellik yarışmalarına katılma adayları: 180.000 $ Yarışçı develer: 250.000 $. Deve deyip geçmeyin lütfen. Bizim için pek bir önemi kalmamış olan bu özel hayvanların Umman’daki değerleri, neredeyse çocukları ile eşdeğer. Malumatfuruş yazarınızdan bu yazılık da bu kadar..
ircfrm.net için Yenialanya-com sitesinden alıntı yapılmıştır.
ircfrm.net için Yenialanya-com sitesinden alıntı yapılmıştır.