Denizanası istilasına karşı ihtar: Kıyılarda daha epey görülecek!
Global ısınma, son senelerda ortaya çıkan problemler içinde birinci sıralarda yer alıyor. Global ısınmaya bağlı meydana gelen iklim değişikliğinden yeryüzündeki tüm canlılar etkileniyor.
Okyar, bahisle ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, denizanalarının dünyada yaklaşık 550 milyon yıldan beri hayatlarını sürdüren, pasif hareket yeteneğine sahip omurgasız canlılar olduğunu söylemiş oldu.
Birtakım denizanalarının son derece ziyanlı olduğunu ve insanların vefatına niye olabildiğini belirten Okyar, “Denizanaları nematosist ismi verilen yakıcı ve zehirli hücrelere sahiptirler. Bu hücrelerin zehir tesiri birtakım cinslerde çok yüksektir. Bu tipler turizm ve balıkçılık üzere faaliyetleri olumsuz etkileyerek iktisada ziyanları olmaktadır. Denizanaları, balık yumurta ve larvalarını besin olarak tüketerek balık stoklarını ve ayrıyeten balık ağlarını tıkayarak balıkçılık faaliyetlerini olumsuz istikamette etkilemekte ve sonuç olarak balıkçılık iktisadına ziyan vermektedir.” diye konuştu.
TROPİKAL ÇEŞİTLER KUZEYE HAKİKAT GENİŞLEYECEK
Prof. Dr. Okyar, iklim değişikliğinin tüm dünyayı etkileyen bir durum olduğunu anlatarak, şöyleki devam etti:
“Değişen iklim şartlarına bağlı olarak tüm dünya denizlerinde yüzey suyu sıcaklık artışı gözlenmektedir. Artan su sıcaklığı bu organizmaların metabolizmalarını, özelliklede üreme metabolizmalarını hızlandırmaktadır. Biroldukca denizanası, hayatlarının yalnızca bir kısmını suda hür olarak sürüklenerek geçirir. Kıyıya yakın yaşayan birfazlaca denizanası (koylarda yahut limanlarda) ömür döngülerinin bir kısmını kayalara, iskele kazıklarına ve tekne iskeleleri üzere sert yüzeylere bağlı olarak geçirir. Bunlara polip denir ve hiç hareket etmezler. Şartlar uygun olduğunda, polipler büyür ve enine bölünerek küçük larva denizanalarını oluşturur, bunlar suda özgür yüzerler. Bunların gelişmeninde sıcaklık artışı kıymetli rol oynar. Ayrıyeten, poliplerin kendilerini sabitleyebilecekleri daha fazla yüzey sağlayan limanların, marinaların ve kıyı inşaatının artması, denizanası popülasyonunda süratli bir artışa yol açabilir. Daha fazla polip, ekseriyetle kısa müddette daha fazla denizanası demektir. Global ısınmaya bağlı olarak bu canlılar yayılım alanlarını da genişletmektedirler. Sıcaklık denizlerde doğal bir bariyer oluşturur. Global ısınmayla bir arada kuzey bölgelere gerçek artan sıcaklık, tropikal bölgelerde bulunan birtakım denizanası cinslerinin de yayılımını kuzey bölgelere gerçek genişletmesine yol açar.”
DENİZANALARI yine BASKIN HALE GEÇMEYE BAŞLADI
Denizanalarının bir fazlaca ortam şartına adaptasyon gösteren canlılar olduğunu vurgulayan Okyar, denizanalarının oksijenin az olduğu ortamlarda da bol biçimde bulunabildiklerini tabir etti.
Prof. Dr. Okyar, iklim değişikliğinin bir öteki kıymetli etkisinin de okyanusun biroldukça yerinde meydana gelen oksijen düzeylerindeki azalma olduğunun altını çizerek, “Oksijen ölçüsündeki bu azalmaların gelecekte daha fazla olması beklenmektedir. Denizanalarının da tıpkı bizler üzere hayatta kalmak için oksijene gereksinimi vardır. Ancak bir hayli denizanasının, pek düşük oksijen şartlarına karşı tahammülü yüksektir. Yani denizanaları düşük oksijeni öbür plankton tiplerinden daha yeterli tolere edebilir ve hayatta kalabilir. Bunun manası, düşük oksijen düzeylerine sahip okyanus sularında denizanası tiplerinin başka plankton cinslerine göre baskın olup hakim cins olabileceği manasına gelir.” sözlerini kullandı.
Denizanası sayısının fazla artmasının ziyanlı olduğunu lisana getiren Prof. Dr. Okyar, şunları kaydetti:
“bir fazlaca bilim adamı, iklim değişikliği, ötrofikasyon ve çok avlanma üzere antropojenik baskıların, çağdaş deniz ekosistemlerini, yaklaşık 550 milyon yıl evvel var olduğu var iseyılan denizel ekosistem ortamlarına benzeri bir ortama süratlice dönüştürdüğünü argüman etmektedir. bu biçimdelar dünya denizleri daha sıcak ve ötrofikti, fitoplanktonda siyanobakteriler, zooplanktonda ise denizanaları hakimdi, balıklar ekosistemde yoktu. Hamsi, sardalya üzere balıklar fakat 100 milyon yıl evvel dünya denizlerinde görülmeye başlanmıştı. Günümüzde dünya denizlerinde tekrar denizanaları baskın hale geçmeye başlamıştır. Denizanaları iklim değişimi sebebiyle planktonda daha baskın olacak. Denizel ekosistemde iklim değişikliğine bağlı olarak çeşitlilik de değişecek. Zira ortamda iklim değişikliğine bağlı olarak biyoçeşitlilik azalmakta, denizanalarının çok artışını baskılayan çeşitler ve besin tarafından rekabet halinde oldukları organizmalar ortamdan çekilmektedir. Doğal bariyer olarak sıcaklığın ortadan kalkmasıyla bir arada normalinde daha sıcak iklimlerde bulunan denizanaları yayılımlarını kuzeye gerçek genişletmektedir. Doğal olarak kıyı sularımızda artık daha fazla cinste ve daha fazla ölçüde denizanası goreceğiz.”
Okyar, denizanalarından biroldukca alanda faydalanılmaya başlandığını aktararak, “Tüm dünyada denizanaları artık kozmetik, sıhhat, besin ve tarım alanlarında kullanılmaya başlandı. Bizim de bu tarafta çalışmalarımız var, bir sorunu bir yarar haline getirmeye çalışıyoruz. Yani biz bunlardan faydalanabiliriz. Doğal ekosistemin bir modülü olan ve uzun yıllardır bu ekosistemde başarılı bir biçimde ömürlerini sürdüren denizanaları külliyen ziyanlı değiller. Yalnızca çok artış yaptıkları son senelerda bunlardan yaralanmanın yolunu bulmamız lazım.” biçiminde konuştu.
KAYNAK: AA
Global ısınma, son senelerda ortaya çıkan problemler içinde birinci sıralarda yer alıyor. Global ısınmaya bağlı meydana gelen iklim değişikliğinden yeryüzündeki tüm canlılar etkileniyor.
Okyar, bahisle ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, denizanalarının dünyada yaklaşık 550 milyon yıldan beri hayatlarını sürdüren, pasif hareket yeteneğine sahip omurgasız canlılar olduğunu söylemiş oldu.
Birtakım denizanalarının son derece ziyanlı olduğunu ve insanların vefatına niye olabildiğini belirten Okyar, “Denizanaları nematosist ismi verilen yakıcı ve zehirli hücrelere sahiptirler. Bu hücrelerin zehir tesiri birtakım cinslerde çok yüksektir. Bu tipler turizm ve balıkçılık üzere faaliyetleri olumsuz etkileyerek iktisada ziyanları olmaktadır. Denizanaları, balık yumurta ve larvalarını besin olarak tüketerek balık stoklarını ve ayrıyeten balık ağlarını tıkayarak balıkçılık faaliyetlerini olumsuz istikamette etkilemekte ve sonuç olarak balıkçılık iktisadına ziyan vermektedir.” diye konuştu.
TROPİKAL ÇEŞİTLER KUZEYE HAKİKAT GENİŞLEYECEK
Prof. Dr. Okyar, iklim değişikliğinin tüm dünyayı etkileyen bir durum olduğunu anlatarak, şöyleki devam etti:
“Değişen iklim şartlarına bağlı olarak tüm dünya denizlerinde yüzey suyu sıcaklık artışı gözlenmektedir. Artan su sıcaklığı bu organizmaların metabolizmalarını, özelliklede üreme metabolizmalarını hızlandırmaktadır. Biroldukca denizanası, hayatlarının yalnızca bir kısmını suda hür olarak sürüklenerek geçirir. Kıyıya yakın yaşayan birfazlaca denizanası (koylarda yahut limanlarda) ömür döngülerinin bir kısmını kayalara, iskele kazıklarına ve tekne iskeleleri üzere sert yüzeylere bağlı olarak geçirir. Bunlara polip denir ve hiç hareket etmezler. Şartlar uygun olduğunda, polipler büyür ve enine bölünerek küçük larva denizanalarını oluşturur, bunlar suda özgür yüzerler. Bunların gelişmeninde sıcaklık artışı kıymetli rol oynar. Ayrıyeten, poliplerin kendilerini sabitleyebilecekleri daha fazla yüzey sağlayan limanların, marinaların ve kıyı inşaatının artması, denizanası popülasyonunda süratli bir artışa yol açabilir. Daha fazla polip, ekseriyetle kısa müddette daha fazla denizanası demektir. Global ısınmaya bağlı olarak bu canlılar yayılım alanlarını da genişletmektedirler. Sıcaklık denizlerde doğal bir bariyer oluşturur. Global ısınmayla bir arada kuzey bölgelere gerçek artan sıcaklık, tropikal bölgelerde bulunan birtakım denizanası cinslerinin de yayılımını kuzey bölgelere gerçek genişletmesine yol açar.”
DENİZANALARI yine BASKIN HALE GEÇMEYE BAŞLADI
Denizanalarının bir fazlaca ortam şartına adaptasyon gösteren canlılar olduğunu vurgulayan Okyar, denizanalarının oksijenin az olduğu ortamlarda da bol biçimde bulunabildiklerini tabir etti.
Prof. Dr. Okyar, iklim değişikliğinin bir öteki kıymetli etkisinin de okyanusun biroldukça yerinde meydana gelen oksijen düzeylerindeki azalma olduğunun altını çizerek, “Oksijen ölçüsündeki bu azalmaların gelecekte daha fazla olması beklenmektedir. Denizanalarının da tıpkı bizler üzere hayatta kalmak için oksijene gereksinimi vardır. Ancak bir hayli denizanasının, pek düşük oksijen şartlarına karşı tahammülü yüksektir. Yani denizanaları düşük oksijeni öbür plankton tiplerinden daha yeterli tolere edebilir ve hayatta kalabilir. Bunun manası, düşük oksijen düzeylerine sahip okyanus sularında denizanası tiplerinin başka plankton cinslerine göre baskın olup hakim cins olabileceği manasına gelir.” sözlerini kullandı.
Denizanası sayısının fazla artmasının ziyanlı olduğunu lisana getiren Prof. Dr. Okyar, şunları kaydetti:
“bir fazlaca bilim adamı, iklim değişikliği, ötrofikasyon ve çok avlanma üzere antropojenik baskıların, çağdaş deniz ekosistemlerini, yaklaşık 550 milyon yıl evvel var olduğu var iseyılan denizel ekosistem ortamlarına benzeri bir ortama süratlice dönüştürdüğünü argüman etmektedir. bu biçimdelar dünya denizleri daha sıcak ve ötrofikti, fitoplanktonda siyanobakteriler, zooplanktonda ise denizanaları hakimdi, balıklar ekosistemde yoktu. Hamsi, sardalya üzere balıklar fakat 100 milyon yıl evvel dünya denizlerinde görülmeye başlanmıştı. Günümüzde dünya denizlerinde tekrar denizanaları baskın hale geçmeye başlamıştır. Denizanaları iklim değişimi sebebiyle planktonda daha baskın olacak. Denizel ekosistemde iklim değişikliğine bağlı olarak çeşitlilik de değişecek. Zira ortamda iklim değişikliğine bağlı olarak biyoçeşitlilik azalmakta, denizanalarının çok artışını baskılayan çeşitler ve besin tarafından rekabet halinde oldukları organizmalar ortamdan çekilmektedir. Doğal bariyer olarak sıcaklığın ortadan kalkmasıyla bir arada normalinde daha sıcak iklimlerde bulunan denizanaları yayılımlarını kuzeye gerçek genişletmektedir. Doğal olarak kıyı sularımızda artık daha fazla cinste ve daha fazla ölçüde denizanası goreceğiz.”
Okyar, denizanalarından biroldukca alanda faydalanılmaya başlandığını aktararak, “Tüm dünyada denizanaları artık kozmetik, sıhhat, besin ve tarım alanlarında kullanılmaya başlandı. Bizim de bu tarafta çalışmalarımız var, bir sorunu bir yarar haline getirmeye çalışıyoruz. Yani biz bunlardan faydalanabiliriz. Doğal ekosistemin bir modülü olan ve uzun yıllardır bu ekosistemde başarılı bir biçimde ömürlerini sürdüren denizanaları külliyen ziyanlı değiller. Yalnızca çok artış yaptıkları son senelerda bunlardan yaralanmanın yolunu bulmamız lazım.” biçiminde konuştu.
KAYNAK: AA