Darbe teşebbüsü ve Seyahat Parkı davasında mütalaa ortası
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada sanık ve avukatları sırayla kelam alarak, mütalaaya karşı savunma yaptı.
Tutuklu sanık Osman Kavala, hazırladığı savunmayı okudu. Soyut münasebetlerle tutukluluğunun sürdürüldüğünü öne süren Kavala, bu niçinle artık savunma yapmamaya karar verdiğini hatırlattı. Kavala, fakat karara tesir edeceğini düşünmese de kamuoyuna hürmeti gereği açıklamalarda bulunacağını belirterek, şu biçimde konuştu:
“Gezi olayları, 2 yıl evvelce toplumsal medyada paylaşılan bildiriler, kışkırtıcı tiyatro oyunları kararı ortaya çıkmış olsaydı herbiçimde bundan istihbarat ünitelerinin haberi olurdu. Bir masa, bir hoparlör, bir sandalye, poğaça ve eczaniçin alınmış maskeleri götürerek Seyahat’in finansmanını sağladığım argümanı akla uygun değildir. Rastgele bir örgütle bağım bulunmadığından beni bu kalkışmanın finansmanı yaptılar. Şiddet içeren, cürüm sayılan bir hareket biçimi önermem, insanları, kuruluşları buna teşvik etmem kelam konusu olamaz. İddianamede beni cürümle ilişkilendiren rastgele bir olgu ortaya konulamadığından benim kalkışmanın perde gerisinde olduğum söyleniyor.
Gezi protestolarının Soros tarafınca finanse edildiği savı, protestolara katılan vatandaşlarımızı itibarsızlaştırmak için yapılan bir kurgudur. Kurulduğundan beri kanunlara uygun faaliyet gösteren Açık Toplum Vakfındaki başka idare heyeti üyelerinden farklı bir pozisyonum olmadı. George Soros’la özel bir irtibatım yok. Benim dışımda Açık Toplum Vakfının hiç bir idare heyeti üyesinin sözüne başvurulmamış olması ve George Soros’un iddianamede yer almaması, bu saçmalığa iddianameyi hazırlayanların da inanmamasından kaynaklanıyor. Seyahat Parkı, üzerinde taşınabileceği birkaç ağacın bulunduğu boş bir arsa değildir. Parkın park olarak kalması kamu faydasına olmuştur. ömrümün 4,5 yılını cezaevinde geçirmiş olmam benim için telafisi mümkün olmayan bir kayıptır. Teselli sağlayacak yegane şey, bunun yargıdaki vahim meselelerin anlaşılmasına katkıda bulunması ihtimalidir.”
MÜCELLA YAPICI
Davanın tutuksuz sanıklarından Ayşe Mücella Yapan da Seyahat’in, bu memleketin en kapsayıcı ve barışçıl kitlesel hareketi olduğunu savunarak, “İçeriden, dışarıdan talimat veren, finans sağlayanı yoktur Seyahat’in, olamaz. Milyonlarca insanı haftalarca sokağa dökecek tek güç fakat halkın kendi iradesidir. Seyahat direnişini darbeyle, kalkışmayla anılan bir aksiyona dönüştürme eforu hiç bir kanıta, tanıklığa dayanmıyor.” diye konuştu.
Bu davayı reddettiklerini ve yurttaş olarak sorumluluklarını yerine getirdikleri için burada yargılandıklarını söyleyen Yapan, “Kendime dair söylenecek kelam bulamıyorum. Benim kelamım bitti artık. Sizlere kolay gelsin.” dedi.
Çiğdem Mater Utku ise savcılık makamının, çekmediği bir sinemayla ilgili kendisini bu evraka dahil ettiğini öne sürerek, “Yapılmamış bir sinemayla hükümeti güç durumda bırakmak mümkün değil. Bir sinemacı olarak bir epeyce senaryo okudum, birfazlaca senaryo için ‘Yok artık, bu kadar da olmaz.’ dedim lakin en epey beni bu iddianame şaşırttı. Bir senaryo olsa, ‘Bu çekilemez’ derdim.” sözlerini kullandı.
Sanıkların mütalaaya karşı savunmalarının alınmasının akabinde sanık avukatlarının beyanlarına geçildi. Avukatlar da müvekkillerinin hatasız olduklarını belirterek, beraat talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının beyanlarının alınmasına devam edilmek üzere duruşmayı 25 Nisan pazartesi gününe erteledi.
KAYNAK: AA
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada sanık ve avukatları sırayla kelam alarak, mütalaaya karşı savunma yaptı.
Tutuklu sanık Osman Kavala, hazırladığı savunmayı okudu. Soyut münasebetlerle tutukluluğunun sürdürüldüğünü öne süren Kavala, bu niçinle artık savunma yapmamaya karar verdiğini hatırlattı. Kavala, fakat karara tesir edeceğini düşünmese de kamuoyuna hürmeti gereği açıklamalarda bulunacağını belirterek, şu biçimde konuştu:
“Gezi olayları, 2 yıl evvelce toplumsal medyada paylaşılan bildiriler, kışkırtıcı tiyatro oyunları kararı ortaya çıkmış olsaydı herbiçimde bundan istihbarat ünitelerinin haberi olurdu. Bir masa, bir hoparlör, bir sandalye, poğaça ve eczaniçin alınmış maskeleri götürerek Seyahat’in finansmanını sağladığım argümanı akla uygun değildir. Rastgele bir örgütle bağım bulunmadığından beni bu kalkışmanın finansmanı yaptılar. Şiddet içeren, cürüm sayılan bir hareket biçimi önermem, insanları, kuruluşları buna teşvik etmem kelam konusu olamaz. İddianamede beni cürümle ilişkilendiren rastgele bir olgu ortaya konulamadığından benim kalkışmanın perde gerisinde olduğum söyleniyor.
Gezi protestolarının Soros tarafınca finanse edildiği savı, protestolara katılan vatandaşlarımızı itibarsızlaştırmak için yapılan bir kurgudur. Kurulduğundan beri kanunlara uygun faaliyet gösteren Açık Toplum Vakfındaki başka idare heyeti üyelerinden farklı bir pozisyonum olmadı. George Soros’la özel bir irtibatım yok. Benim dışımda Açık Toplum Vakfının hiç bir idare heyeti üyesinin sözüne başvurulmamış olması ve George Soros’un iddianamede yer almaması, bu saçmalığa iddianameyi hazırlayanların da inanmamasından kaynaklanıyor. Seyahat Parkı, üzerinde taşınabileceği birkaç ağacın bulunduğu boş bir arsa değildir. Parkın park olarak kalması kamu faydasına olmuştur. ömrümün 4,5 yılını cezaevinde geçirmiş olmam benim için telafisi mümkün olmayan bir kayıptır. Teselli sağlayacak yegane şey, bunun yargıdaki vahim meselelerin anlaşılmasına katkıda bulunması ihtimalidir.”
MÜCELLA YAPICI
Davanın tutuksuz sanıklarından Ayşe Mücella Yapan da Seyahat’in, bu memleketin en kapsayıcı ve barışçıl kitlesel hareketi olduğunu savunarak, “İçeriden, dışarıdan talimat veren, finans sağlayanı yoktur Seyahat’in, olamaz. Milyonlarca insanı haftalarca sokağa dökecek tek güç fakat halkın kendi iradesidir. Seyahat direnişini darbeyle, kalkışmayla anılan bir aksiyona dönüştürme eforu hiç bir kanıta, tanıklığa dayanmıyor.” diye konuştu.
Bu davayı reddettiklerini ve yurttaş olarak sorumluluklarını yerine getirdikleri için burada yargılandıklarını söyleyen Yapan, “Kendime dair söylenecek kelam bulamıyorum. Benim kelamım bitti artık. Sizlere kolay gelsin.” dedi.
Çiğdem Mater Utku ise savcılık makamının, çekmediği bir sinemayla ilgili kendisini bu evraka dahil ettiğini öne sürerek, “Yapılmamış bir sinemayla hükümeti güç durumda bırakmak mümkün değil. Bir sinemacı olarak bir epeyce senaryo okudum, birfazlaca senaryo için ‘Yok artık, bu kadar da olmaz.’ dedim lakin en epey beni bu iddianame şaşırttı. Bir senaryo olsa, ‘Bu çekilemez’ derdim.” sözlerini kullandı.
Sanıkların mütalaaya karşı savunmalarının alınmasının akabinde sanık avukatlarının beyanlarına geçildi. Avukatlar da müvekkillerinin hatasız olduklarını belirterek, beraat talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının beyanlarının alınmasına devam edilmek üzere duruşmayı 25 Nisan pazartesi gününe erteledi.
KAYNAK: AA