Semedov
New member
Bursaspor Kulübü 2. Lideri Emin Adanur’dan beklenen istifa açıklaması geldi. Adanur, kendisine ilişkin internet sitesinden yaptığı açıklamada şunları söylemiş oldu:
“Temiz bir yola çıkmıştık. Gayemiz Bursaspor’u hayatta tutmaktı. Bilhassa son birkaç yıldır içerisinde bulunduğu durum hepimizi epeyce üzmüştü ve Bursaspor’u hayatta tutmak için elimizden ne geliyorsa yapacağımıza kelam vermiştik. her insanın sorumluluktan kaçtığı, insanların gelişen olaylar ve durumlar karşısında yalnızca yorum yaptığı, Bursaspor ve ülke iktisadının zorluğunun en yüksek olduğu periyotta misyona talip olduk. nazaranve talip olurken seçilmemiz durumunda mutlaka Bursaspor’dan maddi hiç bir yarar elde etmeyeceğimizin, gayri resmi yollarla kulübümüze ziyan vermeyeceğimizin ve bizim devrimizde kulübümüzün hayatta kalması, Muhteşem Lig’e çıkması için gerekli tüm adımları atacağımızın kelamını verdik. Genel Heyette büyük çoğunluğun oylarıyla seçildik. Çabucak çalışmaya başladık. Kurumlarla bağlantıya geçtik. Yetkililerle masaya oturduk, pazarlık ve taksitlerle UEDAŞ+Bursagaz’a olan toplam 5.074.000 borcu ödedik. Bu bir beceri değil, asli vazifem, kendi dönemimde yaktığımı öderken övünecek değilim, lakin bunlar geçmiş periyot borcuydu. Akabinde, Bursaspor’un kapalı olan Transfer Tahtası’nı açmak için yola koyulduk, yalnızca 6 ay geriye dönmenizi ve bütün kentin Transfer Tahtasını açtığımız müddette verilen emeği düşünmesini rica ediyorum. Önümüzde FİFA’nın asla açamayacağımızı tez ettiği 45 evrak, 155.000.000 tahta borcu ile dünyanın hayli farklı ülkelerinde yaşayan ve kulübümüzle uzun yıllardır sorun yaşayan ki bunların içerisinde 2010 yılından kalan belgeler var, bütün mesaimizi harcamaya başladık. Yaptığımız görüşmeler ve pazarlıklar kararı 52.000.000 lira bedelle tahtayı açtık.”
“Takım olmayı başaramadık”
Emin Adanur, istifa açıklamasına şu sözlerle devam etti:
“Başta ailem, yönetici arkadaşlarım ve yola çıktığım beşerler, akabinde bütün kent Transfer Tahtası’nın açılması için maddi-manevi neler yaptığımızı gördüler o yüzden tekrar vaktinizi almayacağım. Transfer Tahtası sorunu o kadar büyüktü ki ligimizin başlamasına 1 hafta kala üzere bir müddetde açtık ve neredeyse birfazlaca transferi de bir daha bu mühlet zarfında yapmaya çalıştık. Yapılan transferlerin birçoğuna tek tek baktığınızda Üstün Lig düzeyinde oyuncu olduğunu hepimiz söylemiş olduk ama ekibimizi oturtamadık, grup olmayı başaramadık. Adanaspor maçı ligin ve başkanlık devrimizin birinci maçıydı, farklı bir sonuç beklerken beni hayli üzdü ve o anki heyecan ile yanlışlı bir tweet attım, Teknik Grup ile yollarımız ayrıldı, bu ayrılmanın niçini muhtemelen o tweet değildi, ama bir daha de atmamalıydım. 2. hafta Erzurumspor maçına Ali Hocamızla çıktık, süratli karar verip yanlış bir teknik grupla yola çıkmak istemedik. Penaltı kaçırdık. 85. dakikada biz karşı karşıya atamadık ve karşı atakla gol yiyerek 2-1 mağlup olduk, işte o gün “Yönetim İstifa” sesleri duyulmaya başlandı. Teknik Yöneticilik muahedesi için başta Tamer Tuna Hocamız olmak üzere biroldukca isimle görüşme yaptık. Teklimizi sadece Fatih Tekke hocamız kabul etti. Akabinde gittiğimiz çabucak hemen 3. maç olan Altınordu maçında bir tık yükselerek “Toplayın Bavulu Defolun gidin” sloganları atılmaya başlandı. Bugün bize “Sportif muvaffakiyet olmadığı için istifa etmenizi istiyoruz” diyenler, 2.haftadan idare istifa diye bağırmaya başlayanları unuttular sanırım.Ardından 21. haftaya kadar bu sesler şiddeti daha da artarak çoğaldı ve demokratik bir istifa davetinin dışına çıkılarak, kulüp liderimizin meskeninin basılacağı tehdidi yapıldı. İstanbul’da deplasmandayken ve kendisinin meskende olmadığını bilmelerine karşın meskeninin önünde hareket yapıldı, eşi ve çocukları rahatsız edildi. Bu hiç bir vicdana sığmayacak kepazeliğe tüm kent göz yumdu.”
“Hatalarımız oldu fakat asla arka niyetli olmadık”
Açıklamanın devamında, “Seçim günü, ahlaksızca Türk-Kürt polemiği yapıldı, bu polemiği yapanlar ile 2. hafta bağırmaya başlayanlar maalesef tıpkı takımdı, bu takım soyguncu liderlerin güzellemelerini en âlâ yapan gruptu ve 20 yıldır Bursaspor’u yok eden asıl zihniyet buydu. Avanta para alacağım diye, lider seçip lider deviren bu zihniyete, ne yaptığını bilmesine ve görmesine karşın kimse ses çıkarmadı, bilakis savunuldu ve bugünlere gelinmesine göz yumuldu. Gelelim bu zihniyeti kullananlara! En yeterli Teknik Yönetici geldiğinde bile “Senin gelmene fazlaca şaşırdım, gelmedilk evvel beni arayıp sorsaydın, sana gelme derdim” diyebilecek kadar düşmanlar. Divan Şurası Liderimize “O koltukta O oturduğu sürece Bursaspor’a asla takviye olmam” diyecek kadar düşmanlar. Yönetici kardeşlerimin ve büyüklerimin hepsine kefilim. hiç bir yanlışa imza atmadılar, Bursaspor’u ziyana uğratacak hiç bir hareketin içerisinde bulunmadılar. Kusurlarımız oldu lakin asla arka niyetli olmadık, tüm emekleri için kendilerine, ailelerine sonsuz şükranlarımı sunuyorum, onlarla yol yürümek benim için gururdu. Bu yola birlikte çıktığım, Bursaspor Başkanlığı üzere kutsal bir bakılırsavi kabul eden ve ailesinden, işinden, sıhhatinden feragat ederek Bursaspor için taşın altına elini koyan, bu yolda bana ve idare konseyi arkadaşlarıma yoldaşlık, ağabeylik yapan Hayrettin Gülgüler liderime ve ailesine farklı ayrı epeyce teşekkür ediyorum. bir daha bu süreçte bizleri kırmayarak vazifeye gelen başta Tamer Tuna olmak üzere tüm takımına fazlaca teşekkür ediyorum. Kendisi Bursaspor için fazlaca hoş bir fırsattı lakin benimle olmadı maalesef. Kulüp Genel Müdürümüz Nihal Ferik ve ailesi başta olmak üzere, tüm işçi arkadaşlarımıza ve ailelerine epey teşekkür ediyorum. Sizlerle vakit geçirmek ve tıpkı davada yürümek benim için onurdu, hepinize minnettarım. Lütfen haklarınızı helal edin” sözleri kullanıldı.
“Bursaspor, birkaç kişinin egosu yüzünden bu duruma geldi”
Emin Adanur son olarak şu kelamları kullandı: “Bizlere güvenip oy veren üyelerimize, bugüne kadar dayanağını hiç esirgemeyen Bursaspor taraftarına, Amatör kulüplerimizin yöneticilerine, dayanak kampanyamıza maddi-manevi takviye veren herkese teşekkür ederim. Gelinen 6 aylık süreçte; Bursaspor Futbol Okullarımız yeniden kulüp bünyemize geçti ve aylık önemli bir gelir elde etmeye başladı. Stadyum İsim hakkımız tarihinde birinci sefer satıldı. bir daha Stadyum altı dükkânların kiralama süreçleri yapıldı. Transfer Tahtası açıldı. Kurumlara olan borçlar kapatıldı. Büyük Bursaspor’un değerli işçilerinin hakları ödendi. Amatör Branşlarda faaliyetler başladı. 3 yıllık misyon süremizin 6. ayına kadar, bugüne kadar olmamış tüm baskıları üzerimizde hissettik. Bu baskıları kuranların Bursaspor topluluğuna uzun yıllardır verdiği ziyanı hepimiz biliyoruz. Bursaspor hayli büyük bir topluluktur. Bize gelene kadar birçok muvaffakiyetler elde etmiştir ve bizden daha sonra da kesinlikle edecektir. Ancak milyonlarca insanın gönül verdiği, yüzbinlerce insanın takip ettiği, onbinlerce insanın peşinden koştuğu ve binlerce insanın hayatı olan Bursaspor, birkaç kişinin egosu yüzünden bu duruma geldi.
Vakıfköy’den Teksas’a, oradan da başkanlığa kadar gelen bu yolda şunu gördüm; Bursaspor bu kentte bir avuç insan haricinde hiç kimsenin umurunda değil ve hatta birçoğu büsbütün kendi menfaatleri doğrultusunda hareket ediyorlar. Tersine muhakkak inanmayın. Bizim vazife süremizce bırakın maddi dayanak vermeyi, tek bir maça dahi gelmeyen, ben buradayım diye takviye vermeyen kentimizin dinamiklerini ve istifa etmem için elinden geleni yapanları Bursaspor’a sahip çıkmaya davet ediyorum.”
“Temiz bir yola çıkmıştık. Gayemiz Bursaspor’u hayatta tutmaktı. Bilhassa son birkaç yıldır içerisinde bulunduğu durum hepimizi epeyce üzmüştü ve Bursaspor’u hayatta tutmak için elimizden ne geliyorsa yapacağımıza kelam vermiştik. her insanın sorumluluktan kaçtığı, insanların gelişen olaylar ve durumlar karşısında yalnızca yorum yaptığı, Bursaspor ve ülke iktisadının zorluğunun en yüksek olduğu periyotta misyona talip olduk. nazaranve talip olurken seçilmemiz durumunda mutlaka Bursaspor’dan maddi hiç bir yarar elde etmeyeceğimizin, gayri resmi yollarla kulübümüze ziyan vermeyeceğimizin ve bizim devrimizde kulübümüzün hayatta kalması, Muhteşem Lig’e çıkması için gerekli tüm adımları atacağımızın kelamını verdik. Genel Heyette büyük çoğunluğun oylarıyla seçildik. Çabucak çalışmaya başladık. Kurumlarla bağlantıya geçtik. Yetkililerle masaya oturduk, pazarlık ve taksitlerle UEDAŞ+Bursagaz’a olan toplam 5.074.000 borcu ödedik. Bu bir beceri değil, asli vazifem, kendi dönemimde yaktığımı öderken övünecek değilim, lakin bunlar geçmiş periyot borcuydu. Akabinde, Bursaspor’un kapalı olan Transfer Tahtası’nı açmak için yola koyulduk, yalnızca 6 ay geriye dönmenizi ve bütün kentin Transfer Tahtasını açtığımız müddette verilen emeği düşünmesini rica ediyorum. Önümüzde FİFA’nın asla açamayacağımızı tez ettiği 45 evrak, 155.000.000 tahta borcu ile dünyanın hayli farklı ülkelerinde yaşayan ve kulübümüzle uzun yıllardır sorun yaşayan ki bunların içerisinde 2010 yılından kalan belgeler var, bütün mesaimizi harcamaya başladık. Yaptığımız görüşmeler ve pazarlıklar kararı 52.000.000 lira bedelle tahtayı açtık.”
“Takım olmayı başaramadık”
Emin Adanur, istifa açıklamasına şu sözlerle devam etti:
“Başta ailem, yönetici arkadaşlarım ve yola çıktığım beşerler, akabinde bütün kent Transfer Tahtası’nın açılması için maddi-manevi neler yaptığımızı gördüler o yüzden tekrar vaktinizi almayacağım. Transfer Tahtası sorunu o kadar büyüktü ki ligimizin başlamasına 1 hafta kala üzere bir müddetde açtık ve neredeyse birfazlaca transferi de bir daha bu mühlet zarfında yapmaya çalıştık. Yapılan transferlerin birçoğuna tek tek baktığınızda Üstün Lig düzeyinde oyuncu olduğunu hepimiz söylemiş olduk ama ekibimizi oturtamadık, grup olmayı başaramadık. Adanaspor maçı ligin ve başkanlık devrimizin birinci maçıydı, farklı bir sonuç beklerken beni hayli üzdü ve o anki heyecan ile yanlışlı bir tweet attım, Teknik Grup ile yollarımız ayrıldı, bu ayrılmanın niçini muhtemelen o tweet değildi, ama bir daha de atmamalıydım. 2. hafta Erzurumspor maçına Ali Hocamızla çıktık, süratli karar verip yanlış bir teknik grupla yola çıkmak istemedik. Penaltı kaçırdık. 85. dakikada biz karşı karşıya atamadık ve karşı atakla gol yiyerek 2-1 mağlup olduk, işte o gün “Yönetim İstifa” sesleri duyulmaya başlandı. Teknik Yöneticilik muahedesi için başta Tamer Tuna Hocamız olmak üzere biroldukca isimle görüşme yaptık. Teklimizi sadece Fatih Tekke hocamız kabul etti. Akabinde gittiğimiz çabucak hemen 3. maç olan Altınordu maçında bir tık yükselerek “Toplayın Bavulu Defolun gidin” sloganları atılmaya başlandı. Bugün bize “Sportif muvaffakiyet olmadığı için istifa etmenizi istiyoruz” diyenler, 2.haftadan idare istifa diye bağırmaya başlayanları unuttular sanırım.Ardından 21. haftaya kadar bu sesler şiddeti daha da artarak çoğaldı ve demokratik bir istifa davetinin dışına çıkılarak, kulüp liderimizin meskeninin basılacağı tehdidi yapıldı. İstanbul’da deplasmandayken ve kendisinin meskende olmadığını bilmelerine karşın meskeninin önünde hareket yapıldı, eşi ve çocukları rahatsız edildi. Bu hiç bir vicdana sığmayacak kepazeliğe tüm kent göz yumdu.”
“Hatalarımız oldu fakat asla arka niyetli olmadık”
Açıklamanın devamında, “Seçim günü, ahlaksızca Türk-Kürt polemiği yapıldı, bu polemiği yapanlar ile 2. hafta bağırmaya başlayanlar maalesef tıpkı takımdı, bu takım soyguncu liderlerin güzellemelerini en âlâ yapan gruptu ve 20 yıldır Bursaspor’u yok eden asıl zihniyet buydu. Avanta para alacağım diye, lider seçip lider deviren bu zihniyete, ne yaptığını bilmesine ve görmesine karşın kimse ses çıkarmadı, bilakis savunuldu ve bugünlere gelinmesine göz yumuldu. Gelelim bu zihniyeti kullananlara! En yeterli Teknik Yönetici geldiğinde bile “Senin gelmene fazlaca şaşırdım, gelmedilk evvel beni arayıp sorsaydın, sana gelme derdim” diyebilecek kadar düşmanlar. Divan Şurası Liderimize “O koltukta O oturduğu sürece Bursaspor’a asla takviye olmam” diyecek kadar düşmanlar. Yönetici kardeşlerimin ve büyüklerimin hepsine kefilim. hiç bir yanlışa imza atmadılar, Bursaspor’u ziyana uğratacak hiç bir hareketin içerisinde bulunmadılar. Kusurlarımız oldu lakin asla arka niyetli olmadık, tüm emekleri için kendilerine, ailelerine sonsuz şükranlarımı sunuyorum, onlarla yol yürümek benim için gururdu. Bu yola birlikte çıktığım, Bursaspor Başkanlığı üzere kutsal bir bakılırsavi kabul eden ve ailesinden, işinden, sıhhatinden feragat ederek Bursaspor için taşın altına elini koyan, bu yolda bana ve idare konseyi arkadaşlarıma yoldaşlık, ağabeylik yapan Hayrettin Gülgüler liderime ve ailesine farklı ayrı epeyce teşekkür ediyorum. bir daha bu süreçte bizleri kırmayarak vazifeye gelen başta Tamer Tuna olmak üzere tüm takımına fazlaca teşekkür ediyorum. Kendisi Bursaspor için fazlaca hoş bir fırsattı lakin benimle olmadı maalesef. Kulüp Genel Müdürümüz Nihal Ferik ve ailesi başta olmak üzere, tüm işçi arkadaşlarımıza ve ailelerine epey teşekkür ediyorum. Sizlerle vakit geçirmek ve tıpkı davada yürümek benim için onurdu, hepinize minnettarım. Lütfen haklarınızı helal edin” sözleri kullanıldı.
“Bursaspor, birkaç kişinin egosu yüzünden bu duruma geldi”
Emin Adanur son olarak şu kelamları kullandı: “Bizlere güvenip oy veren üyelerimize, bugüne kadar dayanağını hiç esirgemeyen Bursaspor taraftarına, Amatör kulüplerimizin yöneticilerine, dayanak kampanyamıza maddi-manevi takviye veren herkese teşekkür ederim. Gelinen 6 aylık süreçte; Bursaspor Futbol Okullarımız yeniden kulüp bünyemize geçti ve aylık önemli bir gelir elde etmeye başladı. Stadyum İsim hakkımız tarihinde birinci sefer satıldı. bir daha Stadyum altı dükkânların kiralama süreçleri yapıldı. Transfer Tahtası açıldı. Kurumlara olan borçlar kapatıldı. Büyük Bursaspor’un değerli işçilerinin hakları ödendi. Amatör Branşlarda faaliyetler başladı. 3 yıllık misyon süremizin 6. ayına kadar, bugüne kadar olmamış tüm baskıları üzerimizde hissettik. Bu baskıları kuranların Bursaspor topluluğuna uzun yıllardır verdiği ziyanı hepimiz biliyoruz. Bursaspor hayli büyük bir topluluktur. Bize gelene kadar birçok muvaffakiyetler elde etmiştir ve bizden daha sonra da kesinlikle edecektir. Ancak milyonlarca insanın gönül verdiği, yüzbinlerce insanın takip ettiği, onbinlerce insanın peşinden koştuğu ve binlerce insanın hayatı olan Bursaspor, birkaç kişinin egosu yüzünden bu duruma geldi.
Vakıfköy’den Teksas’a, oradan da başkanlığa kadar gelen bu yolda şunu gördüm; Bursaspor bu kentte bir avuç insan haricinde hiç kimsenin umurunda değil ve hatta birçoğu büsbütün kendi menfaatleri doğrultusunda hareket ediyorlar. Tersine muhakkak inanmayın. Bizim vazife süremizce bırakın maddi dayanak vermeyi, tek bir maça dahi gelmeyen, ben buradayım diye takviye vermeyen kentimizin dinamiklerini ve istifa etmem için elinden geleni yapanları Bursaspor’a sahip çıkmaya davet ediyorum.”