Semedov
New member
Beşiktaş, Muhteşem Lig’in 26. haftasında Altay’ı 1-0 mağlup ederek 3 maçlık galibiyet hasretine son verdi. Galibiyet golünü 64. dakikada Domagoj Vida kaydetti.
Hürriyet muharrirleri Güntekin Onay ve Uğur Meleke, bu müsabakayı köşelerinde kıymetlendirdi.
GÜNTEKİN ONAY: İKİNCİ GOLÜ ATMAK YASAK MI?
Beşiktaş 1-0’ı bulana kadar çok bocaladı. Bilhassa birinci yarıda yavan bir futbol izledik. Altay kalesine en yakın durumda oynayan İnanç Yalçın fazlaca fazla top kaybı yaptı, çabucak her topu ezdi ve Beşiktaş rakip ceza alanı ortasında aktiflik sağlayamadı. Kerem ve Ghezzal ile ısrarla sağ kanadı kullanan siyah beyazlılar, birinci yarıda Alex ve Kenan ile bulduğu 2 durumdan sonuç alamadı.
2 DEFA DiREK, 2 KERE LiS
İkinci yarıda daha baskılı görünen Beşiktaş, Kenan ve Güven’in final bölgesindeki maharet eksikliğini hissetmeye devam etti. Bu tabloda siyah beyazlılar, golü Alex Teixeira’nın ferdî mahareti yahut duran toptan bulacaktı. Hakikaten Vida’nın kornerle gelen golü Kartal’ı öne geçirdi. Bu golün daha sonrası Necip-Atiba değişikliği ile daha yüksek pas kalitesine ulaşan ve topun suratını artıran Beşiktaş, üst üste net durumlar yakaladı. 2 sefer direği, 2 sefer de kaleci Lis’i geçemedi.
ALEX düzgündü ANCAK…
Maçın güzellerinden Alex Teixeira dün epey fırsat yakaladı ve fizikî olarak her geçen gün daha düzgüne gidiyor. Dün Welinton ve Vida da düzgün bir maç çıkartırken genç Kerem oynadığı futbolla bir daha göz doldurdu. Son kısımda Beşiktaş’ın artık kronikleşen sancıları bir daha ağır bir biçimde hissedildi. Altay’ın baskısından çıkamayan Beşiktaş, Paixao ve Kappel ile İzmir takımına son anlarda 2 durum verdi.
FELAKETiN KIYISINDAN DÖNDÜ
Başkan Karaveli, 1-0 öne geçtiği vakit ikinci golü bulmanın yollarını kesinlikle bulmalı. Beşiktaş, maçların son 10 dakikasında rakiplerine hayli fazla teslim oluyor. Bu kadar durum kaçıran Beşiktaş, ikinci golü bulamayınca bir daha Malatya ve Rize’deki üzere bir felaketle yüzleşmeye epeyce yaklaştı. Beşiktaş kazandı lakin maçların son dakikalarında niye bu kadar zorlandığını sorgulamalı.
UĞUR MELEKE: KORNERLERDE HAVANIN SAVUNULDUĞU LİG
Beşiktaş’ın bu sezonki oyununun dört ana arteri yani kanı kalpten başka organlara taşıyan ana damarı var: Pjanic, Ghezzal, Rosier ve Rıdvan… Şayet bu dördü alanda şayet olmazsa kan bir daha damarları dolaşıyor, lakin yavaş ve amaçsız.
Dün Beşiktaş’ın ana top dağıtıcı dörtlüsünün üçü alanda yoktu, mesken sahibi grup birinci 1 saatte topa sahip olsa da oyunu anlamlandıramadı. bu biçimde bir maç, ya bir Ghezzal sihriyle ya da bir duran topla çözülecekti. O denli de oldu. Dünkü maçın 4 dakikalık özeti yapılsa bunun 3 dakikası muhtemelen Ghezzal’in ortalarından üretilen durumlardan ibaret olacaktır.
GEÇEN DÖNEMLE BAĞ KOPTU
Beşiktaş bu dönem başında kalbini, hem bir numaralı bitiricisi, tıpkı vakitte bir numaralı oyun kurucusu Aboubakar’ı kaybetti. Aboubakar’ın yeri doldurulamadığı için geçen dönemle bağ koptu, Batshuayi-Larin’in de düşük konsantrasyonlu futbolları düşüşü hızlandırdı. Dün santrfor bölgesinde başlayan Güven’den umutluydum lakin genç oyuncunun çeviklik-çabukluk çalışmaları yapması lazım.
İnanç saklanmıyor, gizlenmiyor. Topla kritik noktalarda buluşuyor, yalnızca bitirmek değil, başlatmak için de çabalıyor. Bence oyunu anlıyor, boşlukları yanlışsız yorumluyor. Lakin epey kritik bir eksiği var: Çok yavaş… Biraz daha hızlanması gerek. Süratle kastım asla uzun ara koşuculuğu değil, hızlı olmak değil. Çabuk olmak. Çabuk davranmak. İnanç süratli düşünüp, yavaş uygulayan bir futbolcu.
ViDA DAHA EVVEL DE ATABiLiRDi
Altay’ın Vida’dan 64’te yediği gole de bir parantez açmak lazım… Vida 58’de esasen bomboş durumda teğe bir tıpkı golü atacaktı, top omzuna çarptı. 64’te attı. Zira motamot Beşiktaş üzere Altay da alan savunması yapıyor. Lakin golleri alanlar değil, adamlar atıyor!
İddialıyım, Türkiye’de teknik adam ve takım istikrarı olmayan hiç bir kulüp alan savunmasını beceremez. Onlar kornerlerde havayı savunurken, arttan gelenler atmaya devam edecekler golleri.
Hürriyet muharrirleri Güntekin Onay ve Uğur Meleke, bu müsabakayı köşelerinde kıymetlendirdi.
GÜNTEKİN ONAY: İKİNCİ GOLÜ ATMAK YASAK MI?
Beşiktaş 1-0’ı bulana kadar çok bocaladı. Bilhassa birinci yarıda yavan bir futbol izledik. Altay kalesine en yakın durumda oynayan İnanç Yalçın fazlaca fazla top kaybı yaptı, çabucak her topu ezdi ve Beşiktaş rakip ceza alanı ortasında aktiflik sağlayamadı. Kerem ve Ghezzal ile ısrarla sağ kanadı kullanan siyah beyazlılar, birinci yarıda Alex ve Kenan ile bulduğu 2 durumdan sonuç alamadı.
2 DEFA DiREK, 2 KERE LiS
İkinci yarıda daha baskılı görünen Beşiktaş, Kenan ve Güven’in final bölgesindeki maharet eksikliğini hissetmeye devam etti. Bu tabloda siyah beyazlılar, golü Alex Teixeira’nın ferdî mahareti yahut duran toptan bulacaktı. Hakikaten Vida’nın kornerle gelen golü Kartal’ı öne geçirdi. Bu golün daha sonrası Necip-Atiba değişikliği ile daha yüksek pas kalitesine ulaşan ve topun suratını artıran Beşiktaş, üst üste net durumlar yakaladı. 2 sefer direği, 2 sefer de kaleci Lis’i geçemedi.
ALEX düzgündü ANCAK…
Maçın güzellerinden Alex Teixeira dün epey fırsat yakaladı ve fizikî olarak her geçen gün daha düzgüne gidiyor. Dün Welinton ve Vida da düzgün bir maç çıkartırken genç Kerem oynadığı futbolla bir daha göz doldurdu. Son kısımda Beşiktaş’ın artık kronikleşen sancıları bir daha ağır bir biçimde hissedildi. Altay’ın baskısından çıkamayan Beşiktaş, Paixao ve Kappel ile İzmir takımına son anlarda 2 durum verdi.
FELAKETiN KIYISINDAN DÖNDÜ
Başkan Karaveli, 1-0 öne geçtiği vakit ikinci golü bulmanın yollarını kesinlikle bulmalı. Beşiktaş, maçların son 10 dakikasında rakiplerine hayli fazla teslim oluyor. Bu kadar durum kaçıran Beşiktaş, ikinci golü bulamayınca bir daha Malatya ve Rize’deki üzere bir felaketle yüzleşmeye epeyce yaklaştı. Beşiktaş kazandı lakin maçların son dakikalarında niye bu kadar zorlandığını sorgulamalı.
UĞUR MELEKE: KORNERLERDE HAVANIN SAVUNULDUĞU LİG
Beşiktaş’ın bu sezonki oyununun dört ana arteri yani kanı kalpten başka organlara taşıyan ana damarı var: Pjanic, Ghezzal, Rosier ve Rıdvan… Şayet bu dördü alanda şayet olmazsa kan bir daha damarları dolaşıyor, lakin yavaş ve amaçsız.
Dün Beşiktaş’ın ana top dağıtıcı dörtlüsünün üçü alanda yoktu, mesken sahibi grup birinci 1 saatte topa sahip olsa da oyunu anlamlandıramadı. bu biçimde bir maç, ya bir Ghezzal sihriyle ya da bir duran topla çözülecekti. O denli de oldu. Dünkü maçın 4 dakikalık özeti yapılsa bunun 3 dakikası muhtemelen Ghezzal’in ortalarından üretilen durumlardan ibaret olacaktır.
GEÇEN DÖNEMLE BAĞ KOPTU
Beşiktaş bu dönem başında kalbini, hem bir numaralı bitiricisi, tıpkı vakitte bir numaralı oyun kurucusu Aboubakar’ı kaybetti. Aboubakar’ın yeri doldurulamadığı için geçen dönemle bağ koptu, Batshuayi-Larin’in de düşük konsantrasyonlu futbolları düşüşü hızlandırdı. Dün santrfor bölgesinde başlayan Güven’den umutluydum lakin genç oyuncunun çeviklik-çabukluk çalışmaları yapması lazım.
İnanç saklanmıyor, gizlenmiyor. Topla kritik noktalarda buluşuyor, yalnızca bitirmek değil, başlatmak için de çabalıyor. Bence oyunu anlıyor, boşlukları yanlışsız yorumluyor. Lakin epey kritik bir eksiği var: Çok yavaş… Biraz daha hızlanması gerek. Süratle kastım asla uzun ara koşuculuğu değil, hızlı olmak değil. Çabuk olmak. Çabuk davranmak. İnanç süratli düşünüp, yavaş uygulayan bir futbolcu.
ViDA DAHA EVVEL DE ATABiLiRDi
Altay’ın Vida’dan 64’te yediği gole de bir parantez açmak lazım… Vida 58’de esasen bomboş durumda teğe bir tıpkı golü atacaktı, top omzuna çarptı. 64’te attı. Zira motamot Beşiktaş üzere Altay da alan savunması yapıyor. Lakin golleri alanlar değil, adamlar atıyor!
İddialıyım, Türkiye’de teknik adam ve takım istikrarı olmayan hiç bir kulüp alan savunmasını beceremez. Onlar kornerlerde havayı savunurken, arttan gelenler atmaya devam edecekler golleri.