Aşı hayat kurtarıyor

Semerkant

Global Mod
Global Mod
PAZARTESİ SOHBETİ - EBRU AKARPAT Alanya’da koronavirüsle mücadele kapsamında canla başla mücadele eden hekimlerden ALKÜ Alanya Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Hüseyin Lakadamyalı Pazartesi Sohbeti’nin bu haftaki konuğu oldu. Hastanede verilen eğitim faaliyetlerini ve sağlık hizmetini aktaran Lakadamyalı, koronavirüs sürecine dair uyarılarda bulunurken, sağlık hizmetinin aksamaması için vatandaşlara düşen görev ve sorumlulukları da aktardı. Aşı olan sağlık çalışanlarının antikor seviyelerindeki yükselmeye dikkat çeken Lakadamyalı aşının hayat kurtardığına bir kez daha vurgu yaptı. -Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinin değerli başhekimi Profesör Doktor Hüseyin Lakadamyalı, pazartesi sohbetine hoş geldiniz. Özellikle bölgemizde ve tıp dünyasında tanınan bir hekimsiniz fakat sizi sizden de dinlemek isteriz. Hüseyin Lakadamyalı kimdir? 1973 yılında Kıbrıs’ta doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi Kıbrıs’ta tamamladıktan sonra 1991 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde tıp eğitimime başladım. 1997 yılında mezun olduktan sonra eski adı ile Atatürk Sanatoryumu bugünkü adı ile Atatürk Göğüs Hastalıkları Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Göğüs Hastalıkları asistan hekimi olarak çalışmaya başladım. 2002 yılında Alanya’da önce özel bir hastanede çalıştım ardından 2012 yılında Doçent oldum. 2019 yılında da Profesör olarak ALKÜ’de göğüs hastalıkları ana bilim dalında görevliyim. 2019 yılı eylül ayından itibaren afiliye yani ortak bir kullanım hastanesi olan, Sağlık Bakanlığı’nın imkanları ve donanımları ile birlikte üniversitemiz tarafından ortak kullanılan hastanesinin başhekimi olarak görev yapmaktayım. Evliyim, iki kız çocuğu babasıyım. ‘LAKADAMYA, GÜNEY LEFKOŞA’DA BİR KÖY ‘-Soyadınızın bir hikayesi var, anlatır mısınız? Şuandaki Lefkoşa kenti biliyorsunuz bölünmüş bir kent. Kuzey ve Güney kısmı var. Güney Lefkoşa’nın hemen dışındaki bir köydü Lakadamya, şu anda Güney Lefkoşa’nın bir mahallesi haline geldi.Babamız Lakadamya’lı. 1950’li yılların ortasında köylerini bırakarak Rum tehdidi nedeni ile Kuzey Lefkoşa’ya gelip yerleşmişler. Doğduğu ve büyüdüğü köyü terk etmek zorunda kalan babam, bize de 1975 yılında geldiğimiz köyü, kültürümüzü unutmamamız için Lakadamyalı soyadını almış. Nurlar içinde yatsın, kendisini rahmetle yad ediyorum. ‘TIP EĞİTİMİ VE UZMANLIK EĞİTİMİ(İHTİSAS) VERİLİYOR’-Tıp fakültesi öğrencilerinin eğitim ve görev aldığı aynı zamanda bir eğitim yuvası olan ALKÜ'de, sağlık hizmeti veriyorsunuz. Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin statüsü nedir? Eğitim Araştırma Hastaneleri adı üzerinde hem eğitim faaliyetinin hem de sağlık hizmetinin verildiği bir çatı. Bu eğitim faaliyetlerinin bir bölümünde Tıp Fakültesi öğrencilerinin temel tıp eğitimi bittikten sonra 4,5 ve 6. sınıflar, sağlık hizmeti içerisinde sağlık eğitimlerini tamamlarlar. Dolayısı ile buranın en önemli parametresi bizim için tıp fakültesinden gelen öğrenciler. 5 Ekim 2020 tarihinde tıp fakültemizin 4. sınıf öğrencileri de hastanemizde hem teorik hem de uygulamalı eğitime başladılar. Bu eğitim hastaneleri için en kritik virajlardan birisiydi ve bunu başlatmış olduk. Yine eğitim faaliyetleri içerisinde, asistan yani uzman hekim eğitiminin başlaması idi. 2019 yılı içerisinde eğitim kliniklerinin oluşması için Tıpta Uzmanlık Kurulu’na yapmış olduğumuz başvuruların neticesinde bugün toplam 9 eğitim kliniğimiz var. Bu 9 eğitim kliniği içerisinde sayıları 18’i bulan uzmanlık eğitim öğrencilerimiz var. Hem tıp öğrencilerini hem de uzman hekimlerimizi eğitiyoruz. Bu bizim için Eğitim Araştırma Hastaneleri içerisinde en önemli parametreleri oluşturuyor. ‘HAYIRSEVERLERİ DESTEĞE DAVET EDİYORUZ’-Burası hem eğitim kurumu hem de hastane. Haliyle eksiksiz eğitim ve hizmet için teçhizat ve kadro çok kıymetli. Kadro ve teçhizat eksikliği var mı? Var ise bu eksikliği nasıl gidermeyi düşünüyorsunuz? Bu konuda haklısınız. Biz, tüm eğitim kliniklerini henüz oluşturmuş değiliz. Eğitim kliniklerinin tamamının oluşması için hem akademik kadronun belli bir sayıda ve nitelikte olması gerekiyor hem de fiziksel koşulların ve sizin de bahsettiğiniz gibi cihaz ve donanımın eksiksiz olması gerekiyor. Bu iki parametre ile birlikte Tıpta Uzmanlık Kurulu, yerinde değerlendirmeler yaparak kurumların klinikler için nitelikli olup olmadığını belirler. Bir çok birimde bunu gerçekleştirdik. Burada önemli olan bir başka unsur donanım ve teçhizat. Özellikle tıp alanında ileri teknoloji gerektiriyor. Çok hızlı değişim de gösteren tıp alanındaki teknolojik teçhizatlara sahip olmak elbette çok önemli. Biz hem sağlık hizmeti içerisinde eksiklerimizi tamamlamak, daha iyi ve daha nitelikli sağlık hizmeti sunmak için sürekli bir planlama içerisindeyiz. Bu planlamalar doğrultusunda da yeni donanımlar, ekipmanlar ve elbette ki bu donanım ekipmanı kullanabilecek hekim arkadaşlar aramıza katıldıkça iyi bir noktaya taşıyoruz. Sağlık hizmeti katmanlı bir iş. Temel sağlık hizmetinin üzerine ekleyerek daha nitelikli sağlık hizmetlerini ekliyoruz. Hem kadronun tamamlanması hem de buna paralel olarak ileri teknolojinin hastanemize kazandırılması için zamana ihtiyaç var. Eksik donanım ve ekipman ile ilgili temin yöntemleri birkaç kola ayrılıyor. Bir tanesi belli nitelikteki hem pahaca hem de nitelik olarak yüksek teknoloji gerektiren cihazlar, doğrudan Sağlık Bakanlığı’nın iznine tabii cihazlar olarak karşımıza çıkıyor. Belli bir pahada olan cihazların bir kısmı hastanenin döner sermayesi içerisinde, kendi imkanları ile temin edilebilir, ilgili bütçe kalemlerinde yer olduğu müddetçe bir başka yöntem de bağış ile temin. Bize bu yöntem ile bağışta bulunan iyiliksever pek çok insanımız var, kendilerine tekrar şükranlarımı sunmak isterim. Kendilerinin yapmış olduğu bağışlar sayesinde hastanemiz gerekli olan teçhizatlara ulaşmış oluyor. Bu sayede hem bölge halkı daha iyi bir sağlık hizmeti alıyor hem de tıp öğrencilerimiz ile uzman hekim adaylarımız daha nitelik eğitim almış oluyor. Bu bağışların artarak sağlık alanında daha iyi hizmet vermemiz için hayırseverlerden destek bekliyoruz. -Başhekim olarak atandığınız günden bugüne çalışmalarınız neler oldu? ALKÜ sizden sonra ne kadar gelişti ve bu gelişme yeterli mi? Benim için önemli unsurların başında bir eğitim hastanesi olarak, eğitim kliniklerine sahip olmaktı. Göreve geldikten kısa bir süre sonra yetişmiş hekimlerimizin ve öğretim üyelerimizin olduğu birimlerde gerekli olan tüm eksikleri giderdik. 27 Aralık 2019 tarihinde Tıpta Uzmanlık Kurulu’nun denetiminden başarıyla geçtik. 2020 şubat ayında da eğitim kliniklerimizi ilan ettik ve buralarda eğitimlerimize başladık. Diğer bir unsur da, sağlık hizmeti kapsamının genişletilmesi oldu. Bu noktada da özellikle acil sağlık hizmetinin en başında kalp merkezi geliyordu. Kalp krizi ile acil servisimize başvuran hastalarımızın hem kroner damarlarının görüntülenmesi hem de işlem ile açılmasını içeren anjiyo laboratuvarını kurduk, ameliyathane koşullarını açık kalp ameliyatı yapabilecek seviyeye getirdik, kalp damar cerrahisi yoğun bakımlarını oluşturduk. “BİR ÇOK İLDEN ÖNCE KURDUK”Önemli bir dönüm noktamız, koronavirüsün başlaması ile birlikte virüsün erken ve hızlı teşhisi için moleküler tanı bilinen adı ile PCR laboratuvarımızı birçok ilden önce kurmak oldu. Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Ekrem Kalan’ın direktifi ile üniversitemizdeki PCR cihazımızı hastanemize getirdik, üniversiteden ve sağlık bakanlığı kadrolarındaki hekimlerimiz ile birlikte bu uygulamaya başladık.6 Nisan itibari ile de sadece Alanya’nın değil toplamda 5 ilçenin tanı işlemlerini yapmaya başladık. Bugüne kadar yaklaşık 70.000’e yakın test yaptık, erken tanı ve tedavi ile birlikte hem salgını kontrol altına almak, temaslılarını tespit etmek, temaslıların taranması, izole edilmesi, hastaların tedavisi başlaması noktası önemliydi. Bunu da üniversitemizin katkısı ile gerçekleştirdik. “ONKOLOJİ MERKEZİNİ KURDUK”Yine sıfırdan başladığımız idealimiz ise onkoloji merkezini Alanya’ya kazandırdık. Bu kapsamlı onkoloji merkezi çerçevesinde ilk basamakta tanı alan hastalarımızın kemoterapi ilaç tedavilerinin hastanemizde yapılması ile ilgiliydi. Bu amaçla ayaktan kemoterapi merkezimizi kurduk. Buradaki amacımız temel tanı ve tedavi hizmetlerini süreç içerisinde hem hekim kadromuzun genişlemesi hem de cihaz ve donanımlı ekipmanların arttırılması ile birlikte kapsamlı onkoloji merkezine dönüştürmeyi hedefliyoruz. Bunlar bir anda değil; kademe kademe olacaktır. Planlarımıza göre haziran ayında doku tanısının konulduğu patoloji birimimizde tadilat yapacak, laboratuvarlarımızı genişleterek cihazlarımızın donanımlarını arttıracağız. Üremeye yardımcı tedavi merkezi ile çalışmalara başladık. Çocuk sahibi olamayan kişilere özel uygulanan aşılama ile gebelik görülmeye başlandı. Yakın zamanda üremeye yardımcı tedavi merkezimizde tam anlamı ile hizmet vereceğiz. “TALASEMİ İÇİN ARTIK İLE GİDİLMİYOR”Bölgemize kan hastalığı yani talasemi çok görülüyor. Bu kişiler artık kan almak, tedavilerini sürdürmek için il merkezine gitmek zorunda kalmıyor. Talasemi ünitemizi de kurduk. Acil afet durumlarında, patlama, doğal afet, yangın, toplu kaza, salgınlar da dahil olmak üzere hastanenin hazır olması ve reaksiyon üretebilmesi açısından kriz koordinasyon merkezini Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden sonra kurduk. Diğer bir önemli unsur ise herkese sağlık hizmetlerini kesintisiz olarak sunmaktı. Sadece ana dallar değil, yan dallarda da uygulamaları genişlettik. Bu çerçevede şuanda çocuk birimimizde; çocuk psikiyatrisi, çocuk alerjisi, çocuk nefrolojisi hizmetleri veriyoruz. Yetişkin gruba yetişkin nefrolojisi, yetişkin gastroenteroloji, yetişkin endokrinoloji, yetişkin tıbbı onkoloji, yetişkin hematoloji, yetişkin romatoloji gibi yan dal hizmetlerimizi bu süre içerisinde genişlettik. Öğretim üyesi kadromuzda da şu anda 11 profesör, 14 doçent ve 28 öğretim üyemiz var. Bu da bir ilçeye göre ciddi bir güçlü kadro derinliğine sahip olmak demek. Bizim gibi bir ölçekte bu kadar güçlü bir kadronun olduğunu da düşünmüyorum açıkçası. ‘TEDBİRLERE UYULUR İSE SAĞLIK SİSTEMİMİZ AKSAMAZ’-Bir yılı aşkın süredir koronavirüs maalesef hayatımızda. Bu süreçte en çok sizler çalıştınız, halen de çalışmaktasınız. İlk günden bugüne süreç nasıl ilerledi? Sağlık hizmeti ve yoğun bakım üniteleri yeterli geldi mi? Pandemi hayatımızı kökten etkiledi. Yaşam biçimimiz değişti, özgürlüklerimiz kısıtlandı ve salgının en ön sahasında sağlık çalışanları yer aldı. Bu vesile ile gösterdikleri özveri ve çalışkanlık nedeniyle kendilerine minnetlerimi sunmak istiyorum. Alanya ölçeğinde tek kamu ve pandemi hastanesiyiz bu görevin sorumluluğu ağır elbette. Çünkü bir yandan olağan poliklinik işleyişi, ameliyatlar, olağan hasta yatışları ve yoğun bakım hizmetleri, bir yandan salgınla uğraşıyoruz. bu salgın doğrultusunda koronavirüs polikliniği, tanı laboratuvarı, servisi, yoğun bakımları ve yurt dışı çıkışları için PCR test noktaları oluşturduk. Yoğun bakım üniteleri ile ilgili şunu söyleyebilirim ki şu ana kadar herhangi bir olumsuzluk yaşamadan tüm hatalarımızı kabul edebildik. Salgın bitmedi, salgın tedbirlerine uyulduğu zaman salgınla başa çıkabiliriz. Çok geniş bir nüfusa hizmet veriyoruz. Bir anda 1000’leri bulan yoğun bakım hastası ile karşılaşma durumunda hiçbir sağlık sistemi yeterli kalamaz. Sağlık sisteminin ayakta kalabilmesi, yetersiz duruma düşmemesi için tüm vatandaşlarımızın tedbirlere uymaya davet ediyorum. ‘CAN KAYBI YAŞAMAMAK İÇİN TÜM TEDBİRLERE UYMAK ZORUNDAYIZ’-İlk vaka haberinde vatandaşlar müthiş bir korkuya kapılmıştı fakat bu durum kısa sürdü ve şimdilerde pek çok kişi dikkatsiz ve kurallara uymuyor. Varyantların da çoğaldığı bu dönemde 3. pik söz konusu oldu bile. Önümüzdeki günlerde bizi neler bekliyor? Salgının son bulması için toplumsal bağışıklığı sağlamak gerekiyor. Bu ya aşı ile gerçekleşir ya da herkesin bu hastalığa yakalanması ile. Bu tercih vatandaşa ait. Aşılama çalışması yeterli sayıya ulaşana kadar tüm tedbirlere uymak gerekiyor. Aksi halde 3,, 4., 5. piki konuşmak zorunda kalır; can kayıplarının önüne geçemeyiz. ‘SAĞLIK ÇALIŞANLARIMIZIN ANTİKOR SEVİYELERİ YÜKSELDİ’-Yoğun bakımdaki ve servisteki hekimlerin günü nasıl geçiyor? Yapılan aşılar beklenen antikor seviyesine ulaştı mı? Hekimlerde ve sağlık çalışanlarında görülen COVİD-19 vakalarından istatistik paylaşır mısınız? Sağlık çalışanlarımız aşılamada ilk sıradaydı ve iki doz aşılarını oldular. Aşılamadan sonra hastanemiz düzeyinde antikor seviyelerini değerlendirmek için yürüttüğümüz çalışmanın sonucu oldukça başarılı. Antikor seviyesi neredeyse tüm çalışanlarımızda ciddi bir oranda yükseldi. Elimizdeki en önemli silah aşı. Aşı güçlü bir şekilde bağışıklık sağladı. Elbette aşı sonrası hastalanan sağlık çalışanları oldu ancak hiçbiri hastaneye yatmadı, evlerinde tedavi süreçlerini tamamladılar. Hastanemizde görev yapan 200’e yakın hekimimiz var. Hekimlerimiz acil servis, koronavirüs servisi, koronavirüs polikliniği, koronavirüs yoğun bakımlarında görev yaparken hastalıkla ilgili olan maruziyetlerini minimilize etmek amacıyla rotasyon dediğimiz bir döngü içinde çalışıyorlar. Aynı zamanda başta hekimlerimiz olmak üzere tüm sağlık çalışanlarımız olağan işlerine de devam ediyor. Hastalar kabul ediliyor, ameliyatlar yapılıyor, koronavirüs dışı yoğun bakım ünitelerinde hastalarımızı takip ediyoruz. Bununla ilgili halkımızdan istediğimiz unsur, hastaneye randevulu olarak gelmek. Hastaneye gelirken çok ihtiyaç var ise tek refakatçı ile hastaneye gelinmesi. Yine hasta ziyaretleri ile ilgili, yatan hastaların korunması için ziyaretçi taleplerini karşılayamıyoruz. ‘AŞI OLAN KİŞİLERDE HASTANEYE YATIŞ ORANI ÇOK DÜŞÜK’- Göğüs Hastalıkları alanında uzman bir hekim olarak aşı yaptıran ile yaptıramayan arasındaki hastalık seyrini anlatır mısınız? Aşı olan kişiler hastalanabilirler. Aşı, hastalığı tamamen ortadan kaldırmaz fakat aşı olan kişilerde hastalığa bağlı ölüm yaşanmaz, hastane ve yoğun bakımda yatan kişilerin sayısı çok daha kısıtlı olur. Verilerimize göre, aşı olan kişilerde hastalığa bağlı nedenlerle can kaybı yaşanmadı ve hastaneye yatışlarda ciddi anlamda seyrelme gözlemlendi. Aşı, bu hastalıktan dolayı ölümden korur, uzun süreli hastane yatışlarını engeller. Bununla birlikte aşı olmayan toplumu karşılaştırdığımızda, maalesef hasta olan kişilerin %5-10’unun koronavirüs zatürresine bağlı hastaneye yatmak zorunda kaldığını ve bunların bir kısmının yoğun bakımda takip edilmek durumunda olduğunu, bir kısmını da kaybettiğimizi biliyoruz. Dolayısıyla bu insan kaybını ortadan kaldırmak için, sırası gelen kişilerin aşı olması gerektiğini, aşı olduktan sonra da tedbirleri elden bırakmamak gerektiğini yeniden söylemek istiyorum. ‘AŞI OLAN OLMAYAN HERKESİN TEDBİRLERE UYMASINI İSTİYORUZ’-Pazartesi Sohbeti’ne katıldığınız için teşekkür ederim. Eklemek istediğiniz bir şey var ise dinlemek isteriz. Sonuç olarak, koronavirüs salgınının sonuna gelmiş değiliz. Dolayısıyla hem aşı olan hem de henüz aşı olmayan herkesin tedbirlere en iyi şekilde riayet etmesini istiyoruz. 2021 yılının tüm insanlığa sağlık ve esenlik getirmesini diliyorum. Sağlık hizmetinin herhangi bir sekteye uğramaması için tedbirlere uyulması gerektiğini yeniden vurgulamak isterim. Beni Pazartesi Sohbeti’ne konuk ettiğiniz için ayrıca Dim Medya’ya teşekkürlerimi sunarım.

ircfrm.net için Yenialanya-com sitesinden alıntı yapılmıştır.
 
Üst