Kendi adıma yürüyüşe çıkarken aldığım çöp poşetine doldurabildiğim kadarını topluyorum, fakat bu kadar çöpe yetişmek mümkün değil. Benim gibi elinde poşet, çöp toplayan birkaç kişi daha var. İkinci sorun, mangalcılar ! Geçenlerde Arapça konuşan bir aile ile neredeyse birbirimize giriyorduk. Adam ailesini almış, çam ormanının hemen yanında gelişigüzel bir ateş yakmış, hem de ağacın altında alevler biraz yükselse ağaç tutuşacak, çocuklar ortalıkta koşturuyor vs.vs. Gidip kibarca ateş yakmanın yasak olduğunu söylemeye çalıştım, söndürmelerini istedim. Adam ayaklandı, yanındakiler de diğer yandan, “La havle” deyip biraz uzaklaştım, mahalleden birkaç arkadaşımı aradım, sağ olsunlar beş dakikaya yetiştiler, biz de olduk 5 kişi. Yeniden uyardım, ateşi söndürmelerini istedim, baktım tık yok, ben de sesimi yükselttim ve ateşe yakın duran 5’lik şişeyi kapıp ateşi söndürdüm. Uzun etmeyeyim kavgasız belasız aileyi oradan postaladık. Üçüncü sorun, yalnız gezen yabancı bayan turistleri “avlamaya” çıkanlar. Bu grup Alanya deyimiyle “avara” gezen, öğrendiği üç beş cümle yabancı dille tarzanca turistlerle konuşmaya çalışan, sotaya yatmış olanlar. Yerlerde çöp olarak gördüğünüz küçük kutularda extra alkollü satılan içecekleri atanlar genellikle onlar. Kanlanmış gözleriyle “Coşkun” misali gelenleri gözleyip iletişim kurmaya çalışıyorlar. Şimdi de gece olanlardan bahsedelim. Alkol alıp şişe fırlatanlar, “Uyuşturucu” kullananlar ve “Bally” çekenler. Bu gruplar genelde karanlık çöktükten sonra ortaya çıkıyorlar. Kafayı yapıp bademlikteki tepede bağıran çağıran, polis ekipleri geldiğinde 150 metreden ışıkları görüp kayalıktaki kovuklara yuvalanan, polis gittiğinde kaldığı yerden devam edenler. Gündüz yürüyüş yapanlar, eğer etrafa bakarsa “Bally”sıkılmış poşetleri ve “Sarılmış sigara” atıklarını görebilirler. Bu yazıda bahsettiğim yer Alanya Kalesi’nin Batı tarafı. Doğu tarafında yer alan Tophane mahallesi ve kale yolunda şu anda TEDAŞ tarafından taşeron firmaya ihale edilen, plansız ve projesiz yol inşaatı, “Çirkin, Zevksiz” ve bu tarihi mirasımıza çıkan yola yakışmayan “Aydınlatma Direkleri ve Elektrik Panoları” tamamen ayrı bir yazının konusu. Konuyu toparlamak gerekirse; Alaeddin Keykubat’tan miras kalan Alanya kalesi, batı yamacındaki orman ve kale genelinde uyarı levhaları, kamera sistemleri ve güvenlik konusunda gereken önlemler alınmazsa, Allah muhafaza yeniden çıkabilecek bir yangında güzelim çam ormanı yok olabilir. Fetih’in 800. Yıldönümünde, Alanya Kalesi sahip çıkılması gereken yegâne miras. Bizlere emanet bir mücevher. Selçuklu’dan bugüne uzanan, farklı dinlere mensup, farklı milletlere tabi insanların oluşturduğu birlikte yaşama kültürü, Alanya Kalesi sayesinde bu topraklarda kök salıp bugünlere kadar ulaşmış. Güvenlik görevlisi ve kontrol şart. Gereği için saygılarımla arz ederim. Sevgiyle kalın.
ircfrm.net için Yenialanya-com sitesinden alıntı yapılmıştır.
ircfrm.net için Yenialanya-com sitesinden alıntı yapılmıştır.