YingYang
New member
ABD’nin Kabil’de düzenlediği 7’si çocuk 10 sivilin vefatına niye olan hücum ile ilgili skandal ayrıntılar ortaya çıkmaya devam ediyor. ABD’nin, DEAŞ Horosan’ın (DEAŞ-K) suikast timini vurduğunu argüman ettiği hücumda, 6 yıldır kendisi ismine tercümanlık hizmeti veren Naseer’i öldürdüğü ortaya çıkmıştı. New York Times’ın (NYT) haberine göre ABD, bu taarruzda kendisi ismine çalışan bir sivil toplum kuruluşu çalışanı olan Zemari Ahmedi’yi de katletti. NYT’nin paylaştığı görüntüde, öldürülen Ahmedi’nin bidonlara su doldurup konuta götürdüğü görülürken, ABD’li yetkililer bidonlarda patlayıcı olduğunu ve yaptıkları operasyonla yeni bir taarruzun önüne geçtiklerini sav etmişlerdi.
PALAVRASI ORTAYA ÇIKTI
Pentagon yetkilileri taarruz daha sonrası açıklamalarında, DEAŞ-K militanı olduğunu sav ettiği Ahmedi’yi saatlerce insansız hava araçları (İHA) ile izlediklerini ve şahsın kuşkulu hareketlerinin istihbaratlarını doğruladığını açıklamıştı. ABD’li yetkililere göre yeni bir atak hazırlığında olan Ahmedi ve DEAŞ-K üyeleri, taarruzda kullanılabilecek 2 adet dizüstü bilgisiyarı ofisten aldı. ondan sonrasında Ahmedi, öteki örgüt üyelerini meskenlerine bıraktı ve burada patlayıcı dolu bidonları otomobiline yükleyip yola çıktı. Tam bu noktada hem teröristlere tıpkı vakitte Ahmedi’ye operasyon düzenlendi ve etkisiz hale getirildiler. NYT’nin paylaştığı görüntü ise, gerçeğin bu biçimde olmadığını ve ABD’nin “DEAŞ’ın suikast timini vurduk” palavrasını gün yüzüne çıkardı.
ABD İSMİNE ÇALIŞIYORDU
NYT’nin haberine nazaran öldürülen şahıslardan biri, 43 yaşında olan ve 2006’dan beri Kaliforniya merkezli bir yardım kuruluşu olan Nutrition and Education International’da elektrik mühendisi olarak çalışan Zemari Ahmedi’ydi. İşvereninin isteği üzerine ofisinden bilgisayarları alan mühendis, sonrasındasında iş arkadaşları ile Kabil’de Taliban’ın denetimi altındaki bir parkta bulunan mültecilere besin yardımı dağıttı ve öğlenden daha sonra aracıyla arkadaşlarını aldığı yere bıraktı. Ahmedi’nin, iş arkadaşlarını bıraktığı yerde yanında getirdiği bidonlara su doldurarak araca yüklemesi, ABD’ye ilişkin İHA kamera imajlarında “patlayıcı” olarak algılandı.
31 Ağustos’ta ABD’nin kendisine çalışan tercümanı vurduğunu duyurmuştuk.
SANİYE SANİYE GÖRÜNTÜLENDİ
ABD Genelkurmay Lideri Mark Miley de operasyon daha sonrası yaptığı açıklamalarda, öldürülen Ahmedi’nin yeni bir atak düzenlemek için bidonlarla patlayıcı taşıdığını tez etmişti. Ahmedi’nin parkta yemek dağıttığı, ofise uğrayıp bilgisayar aldığı ve bidonlara hortumla su doldurduğu imajlar, yayınlanan görüntü ile saniye saniye tescilendi. NYT’ye konuşan Ahmedi’nin ailesi ve iş arkadaşları, Afgan hükûmetinin çöküşünden daha sonra öldürülen mühendisin yaşadığı mahalleye su dağıtımının durduğunu, bu yüzden iş çıkışı konuta sık sık bidonlarla su götürdüğünü belirtti.
7’Sİ ÇOCUK 10 SİVİLİ KATLETTİ
Ahmedi’nin bıraktığı iş arkadaşları, konutlarının bahçesine girdikleri sırada ABD hava saldırısı düzenlendi ve birebir aileden 7’si çocuk olmak üzere 10 sivil katledildi. Bahçede öldürülen sivillerin, ABD ismine 6 yıl tercüman olarak hizmet etmiş olan Naseer ve ailesi olduğu ortaya çıkmıştı. bir daha Ahmedi de tıpkı hava taarruzunda ömrünü kaybetti. yıllardir ABD ismine bir sivil toplum kuruluşunda mühendis olarak çalışan Ahmedi’nin öldürülmesi, Washington’ın istihbarat zaafiyetini ve operasyonel rezaletini bir defa daha gözler önüne serdi. Kendisi ismine çalışanları bir bir katleden ABD, ne kadar güvenilmez olduğunu da bir sefer daha göstermiş oldu.
PALAVRASI ORTAYA ÇIKTI
Pentagon yetkilileri taarruz daha sonrası açıklamalarında, DEAŞ-K militanı olduğunu sav ettiği Ahmedi’yi saatlerce insansız hava araçları (İHA) ile izlediklerini ve şahsın kuşkulu hareketlerinin istihbaratlarını doğruladığını açıklamıştı. ABD’li yetkililere göre yeni bir atak hazırlığında olan Ahmedi ve DEAŞ-K üyeleri, taarruzda kullanılabilecek 2 adet dizüstü bilgisiyarı ofisten aldı. ondan sonrasında Ahmedi, öteki örgüt üyelerini meskenlerine bıraktı ve burada patlayıcı dolu bidonları otomobiline yükleyip yola çıktı. Tam bu noktada hem teröristlere tıpkı vakitte Ahmedi’ye operasyon düzenlendi ve etkisiz hale getirildiler. NYT’nin paylaştığı görüntü ise, gerçeğin bu biçimde olmadığını ve ABD’nin “DEAŞ’ın suikast timini vurduk” palavrasını gün yüzüne çıkardı.
ABD İSMİNE ÇALIŞIYORDU
NYT’nin haberine nazaran öldürülen şahıslardan biri, 43 yaşında olan ve 2006’dan beri Kaliforniya merkezli bir yardım kuruluşu olan Nutrition and Education International’da elektrik mühendisi olarak çalışan Zemari Ahmedi’ydi. İşvereninin isteği üzerine ofisinden bilgisayarları alan mühendis, sonrasındasında iş arkadaşları ile Kabil’de Taliban’ın denetimi altındaki bir parkta bulunan mültecilere besin yardımı dağıttı ve öğlenden daha sonra aracıyla arkadaşlarını aldığı yere bıraktı. Ahmedi’nin, iş arkadaşlarını bıraktığı yerde yanında getirdiği bidonlara su doldurarak araca yüklemesi, ABD’ye ilişkin İHA kamera imajlarında “patlayıcı” olarak algılandı.
31 Ağustos’ta ABD’nin kendisine çalışan tercümanı vurduğunu duyurmuştuk.
SANİYE SANİYE GÖRÜNTÜLENDİ
ABD Genelkurmay Lideri Mark Miley de operasyon daha sonrası yaptığı açıklamalarda, öldürülen Ahmedi’nin yeni bir atak düzenlemek için bidonlarla patlayıcı taşıdığını tez etmişti. Ahmedi’nin parkta yemek dağıttığı, ofise uğrayıp bilgisayar aldığı ve bidonlara hortumla su doldurduğu imajlar, yayınlanan görüntü ile saniye saniye tescilendi. NYT’ye konuşan Ahmedi’nin ailesi ve iş arkadaşları, Afgan hükûmetinin çöküşünden daha sonra öldürülen mühendisin yaşadığı mahalleye su dağıtımının durduğunu, bu yüzden iş çıkışı konuta sık sık bidonlarla su götürdüğünü belirtti.
7’Sİ ÇOCUK 10 SİVİLİ KATLETTİ
Ahmedi’nin bıraktığı iş arkadaşları, konutlarının bahçesine girdikleri sırada ABD hava saldırısı düzenlendi ve birebir aileden 7’si çocuk olmak üzere 10 sivil katledildi. Bahçede öldürülen sivillerin, ABD ismine 6 yıl tercüman olarak hizmet etmiş olan Naseer ve ailesi olduğu ortaya çıkmıştı. bir daha Ahmedi de tıpkı hava taarruzunda ömrünü kaybetti. yıllardir ABD ismine bir sivil toplum kuruluşunda mühendis olarak çalışan Ahmedi’nin öldürülmesi, Washington’ın istihbarat zaafiyetini ve operasyonel rezaletini bir defa daha gözler önüne serdi. Kendisi ismine çalışanları bir bir katleden ABD, ne kadar güvenilmez olduğunu da bir sefer daha göstermiş oldu.