37 örgüt üyesi hanımı taciz eden tabip FETÖ’yü karıştırdı
Fetullah Gülen ölmeden iç savaşa girerek bölünme yaşayan örgütteki güç odakları rakiplerini tasfiye etmek için taciz, tecavüz ve kaset taktiklerini kullanıyor. Ali Bayram, kendinden 40 yaş küçük yabancı asıllı bir bayanla gayri legal münasebete girdiği argümanıyla saf dışı bırakılan elebaşlarından biri olarak biliniyor. Baykal ve MHP’lilere kaset kumpası yapan FETÖ’nün kasetle şantaj sicili kabarık. 1967’de girdiği örgütle 2000’li senelerda yollarını ayıran Nurettin Veren ile 1988-1998’de Emniyet’teki FETÖ’cüleri yöneten Kemalettin Özdemir benzeri savlarla tasfiye edilmişlerdi.
Para ve güç savaşına girerek 5’e bölünen FETÖ’deki liderlik arbedesinde bel altı vuruşlar başladı. CHP’yi kasetle dizayn edip Kemal Kılıçdaroğlu’nu koltuğa oturtan örgüt üyeleri, bu sefer benzeri taktikleri rakiplerini saf dışı etmek için kullanıyor. Grup başkanları ya da referanslı isimlerin gaye alındığı iç savaşta yıllardır bilinen ve gizlenen kimi taciz olayları liderlik hengamesinde ortaya çıktı.
BİRİNCİ DARBE BÜYÜKÇELEBİ’YE
Örgüt ortasındaki çatışma Haldun Çetinkanat olayında su yüzüne çıktı. FETÖ mensubu firari hekim Haldun Çetinkanat’ın örgüt üyesi 7 bayana tecavüz ettiği, 30 bayana da cinsel tacizde bulunduğu olay daha sonrası örgüt ortasında hekimden epeyce referansları konuşuldu. Çetinkanat’ın FETÖ elebaşının veliaht ilan ettiği İsmail Büyükçelebi tarafınca örgütün karargahına alındığı açıklandı. Bilhassa örgütün ‘yenilikçi’ kanadı Mustafa Özcan Kümesi (MÖZ) Büyükçelebi’nin olayı örtbas etmeye çalıştığını söylemiş oldu.
YENİ SAVAŞIN FİTİLİNİ ATEŞLEYECEK TEZLER
Çetinkanat olayında tasfiye edilmek istenen Büyükçelebi, Twitter hesabından “Benim referansımı kullanarak etraf edinmeye çalışan bir hekim ile ilgili olumsuz birtakım şeyler duydum, fazlaca üzüldüm. bu biçimde bir bireye muhakkak referans olmuyorum” açıklamasını yapmak zorunda kaldı. Son günlerde ise örgüt içerisinde değerli kimi isimlerin, kocası cezaevinde olan bayanları taciz ettiği savları ortaya atıldı. Yaşı ilerlemiş elebaşlarının örgütten gizlediği ikinci evlilikler ve yurt haricinde örgüte müzahir okullarda müdürlük yapan kimi şahısların oradaki esnaf ile mütevellilerin eşlerinin yaşadıkları gayri yasal ilgiler de örgütte konuşulmaya başlandı. İstihbarat kaynakları tarafınca da doğrulanan bu savların önümüzdeki süreçte birbirini saf dışı bırakmak isteyen kümeler içinde yeni bir savaş başlatacağı açıklandı.
ÖZDEMİR BU TÜRLÜ TASFİYE EDİLDİ
Örgüt içerisindeki klikler içinde geçmişte yaşanan emsal arbedelerde da gayrimeşru ilgi argümanları kullanıldı. 2010 yılında örgütten kopan Kemalettin Özdemir bunlardan birisiydi. 1988-1998 içinde emniyetteki mahrem yapılanmanın zirvesinde olan Özdemir, konuşmalarıyla da örgütte önemli bir hayran kitlesini toplayınca rahatsızlık ortaya çıktı. Şahsen Fetullah Gülen bile Özdemir’i kendisine rakip olarak gördü. Emniyet teşkilatından toplanan ’himmetlerle’ de kasasını doldurduğu öne sürülünce düğmeye basıldı. Evli bulunmasına karşın kendisinden yaşça küçük bir bayanla alakası olduğu argümanıyla Özdemir, yavaş yavaş tasfiye edildi.
‘ALÜFTE’ AHLAKSIZLIĞI ORTAYA ÇIKARDI
Özdemir, kelamda irşat için Güney Afrika’ya yollandıktan daha sonra emniyetteki mahrem yapılanmadaki bütün grubu Osman Hilmi Özdil (Kozanlı Ömer) tarafınca hissettirmeden devraldı. Tasfiye edildiğini 2003 yılında anlayan Özdemir, Gülen ile görüşmek istedi lakin başaramadı. Hatta Özdemir, örgütün teşebbüsüyle ABD polisince ülkeye dahi alınmadı. Özdemir 2010 yılında örgütten ayrıldıktan daha sonra da misal savlarla muhatap oldu.
Gülen, 2013’ün aralık ayında bir konuşmasında, kendisine Türkiye’den bir telefon geldiğini ve bir kişinin nefsine uyarak alüfteye (fahişe) gideceği bilgisinin geldiğini tez etti. Gülen o şahsa yakın bir ismi arayarak ‘Sakın gitmesin’ söylemiş olduğini öne sürdü. Gülen isim vermese de örgüte yakın gazetecilerden Nazlı Ilıcak, o ismin Kemalettin Özdemir olduğunu öne sürdü. Tekraren yalanlasa da şahsen Gülen’in ortaya attığı sav Özdemir’in yakasına yapıştı.
“GENÇ BAYANLA MÜNASEBETİ VAR”
Nurettin Veren de benzeri argümanlarla örgütten tasfiye edilen isimler içinde yer alıyor. 1967 yılında girdiği örgütte üst seviye vazifelerde bulunan, 2004 yılında fiilen bağlarını koparan Nurettin Veren’in örgütten para çaldığı ve genç bir bayanla gayri yasal ilgi yaşadığı öne sürüldü. Bu argümanlar üzerine Gülen, Veren’e denetim altında tutulabileceği bir bakılırsav verdi. Lakin örgütten birtakım talepleri kabul görmeyince kopuş başladı. Vakit Gazetesi ve FEM Dershaneleri’ndeki paylarını devretmesi istenen Veren’in paylar karşılığında para talep etmesi ve mahrem yapılanma hakkında bildiklerini devlet kurumlarına aktaracağını söylemesi üzerine tasfiye planında yeni bir perde açıldı.
GÜLEN’İN KASET KORKUSU
Ankara’da Hamdi Akın İpek’ in de bulunduğu bir görüşmede Veren’in para karşılığında paylarını devrettiği argüman edildi. Nurettin Veren de çabucak sonrasında yaptığı açıklamalarında örgütün değerli isimlerinden K.Ö ve Abdullah Aymaz’ın kendisine kumpas kurduğunu öne sürdü. Veren, “Gülen’i benim onu öldüreceğime ve kasetlerini para ile sattığıma inandırmışlar. Bu olayı K.Ö. ve Abdullah Ayvaz’ın yaptığını bana Necdet Başaran söylemişti” dedi.
KAYNAK: YENİ ŞAFAK GAZETESİ / ŞAHİN ŞEN
Fetullah Gülen ölmeden iç savaşa girerek bölünme yaşayan örgütteki güç odakları rakiplerini tasfiye etmek için taciz, tecavüz ve kaset taktiklerini kullanıyor. Ali Bayram, kendinden 40 yaş küçük yabancı asıllı bir bayanla gayri legal münasebete girdiği argümanıyla saf dışı bırakılan elebaşlarından biri olarak biliniyor. Baykal ve MHP’lilere kaset kumpası yapan FETÖ’nün kasetle şantaj sicili kabarık. 1967’de girdiği örgütle 2000’li senelerda yollarını ayıran Nurettin Veren ile 1988-1998’de Emniyet’teki FETÖ’cüleri yöneten Kemalettin Özdemir benzeri savlarla tasfiye edilmişlerdi.
Para ve güç savaşına girerek 5’e bölünen FETÖ’deki liderlik arbedesinde bel altı vuruşlar başladı. CHP’yi kasetle dizayn edip Kemal Kılıçdaroğlu’nu koltuğa oturtan örgüt üyeleri, bu sefer benzeri taktikleri rakiplerini saf dışı etmek için kullanıyor. Grup başkanları ya da referanslı isimlerin gaye alındığı iç savaşta yıllardır bilinen ve gizlenen kimi taciz olayları liderlik hengamesinde ortaya çıktı.
BİRİNCİ DARBE BÜYÜKÇELEBİ’YE
Örgüt ortasındaki çatışma Haldun Çetinkanat olayında su yüzüne çıktı. FETÖ mensubu firari hekim Haldun Çetinkanat’ın örgüt üyesi 7 bayana tecavüz ettiği, 30 bayana da cinsel tacizde bulunduğu olay daha sonrası örgüt ortasında hekimden epeyce referansları konuşuldu. Çetinkanat’ın FETÖ elebaşının veliaht ilan ettiği İsmail Büyükçelebi tarafınca örgütün karargahına alındığı açıklandı. Bilhassa örgütün ‘yenilikçi’ kanadı Mustafa Özcan Kümesi (MÖZ) Büyükçelebi’nin olayı örtbas etmeye çalıştığını söylemiş oldu.
YENİ SAVAŞIN FİTİLİNİ ATEŞLEYECEK TEZLER
Çetinkanat olayında tasfiye edilmek istenen Büyükçelebi, Twitter hesabından “Benim referansımı kullanarak etraf edinmeye çalışan bir hekim ile ilgili olumsuz birtakım şeyler duydum, fazlaca üzüldüm. bu biçimde bir bireye muhakkak referans olmuyorum” açıklamasını yapmak zorunda kaldı. Son günlerde ise örgüt içerisinde değerli kimi isimlerin, kocası cezaevinde olan bayanları taciz ettiği savları ortaya atıldı. Yaşı ilerlemiş elebaşlarının örgütten gizlediği ikinci evlilikler ve yurt haricinde örgüte müzahir okullarda müdürlük yapan kimi şahısların oradaki esnaf ile mütevellilerin eşlerinin yaşadıkları gayri yasal ilgiler de örgütte konuşulmaya başlandı. İstihbarat kaynakları tarafınca da doğrulanan bu savların önümüzdeki süreçte birbirini saf dışı bırakmak isteyen kümeler içinde yeni bir savaş başlatacağı açıklandı.
ÖZDEMİR BU TÜRLÜ TASFİYE EDİLDİ
Örgüt içerisindeki klikler içinde geçmişte yaşanan emsal arbedelerde da gayrimeşru ilgi argümanları kullanıldı. 2010 yılında örgütten kopan Kemalettin Özdemir bunlardan birisiydi. 1988-1998 içinde emniyetteki mahrem yapılanmanın zirvesinde olan Özdemir, konuşmalarıyla da örgütte önemli bir hayran kitlesini toplayınca rahatsızlık ortaya çıktı. Şahsen Fetullah Gülen bile Özdemir’i kendisine rakip olarak gördü. Emniyet teşkilatından toplanan ’himmetlerle’ de kasasını doldurduğu öne sürülünce düğmeye basıldı. Evli bulunmasına karşın kendisinden yaşça küçük bir bayanla alakası olduğu argümanıyla Özdemir, yavaş yavaş tasfiye edildi.
‘ALÜFTE’ AHLAKSIZLIĞI ORTAYA ÇIKARDI
Özdemir, kelamda irşat için Güney Afrika’ya yollandıktan daha sonra emniyetteki mahrem yapılanmadaki bütün grubu Osman Hilmi Özdil (Kozanlı Ömer) tarafınca hissettirmeden devraldı. Tasfiye edildiğini 2003 yılında anlayan Özdemir, Gülen ile görüşmek istedi lakin başaramadı. Hatta Özdemir, örgütün teşebbüsüyle ABD polisince ülkeye dahi alınmadı. Özdemir 2010 yılında örgütten ayrıldıktan daha sonra da misal savlarla muhatap oldu.
Gülen, 2013’ün aralık ayında bir konuşmasında, kendisine Türkiye’den bir telefon geldiğini ve bir kişinin nefsine uyarak alüfteye (fahişe) gideceği bilgisinin geldiğini tez etti. Gülen o şahsa yakın bir ismi arayarak ‘Sakın gitmesin’ söylemiş olduğini öne sürdü. Gülen isim vermese de örgüte yakın gazetecilerden Nazlı Ilıcak, o ismin Kemalettin Özdemir olduğunu öne sürdü. Tekraren yalanlasa da şahsen Gülen’in ortaya attığı sav Özdemir’in yakasına yapıştı.
“GENÇ BAYANLA MÜNASEBETİ VAR”
Nurettin Veren de benzeri argümanlarla örgütten tasfiye edilen isimler içinde yer alıyor. 1967 yılında girdiği örgütte üst seviye vazifelerde bulunan, 2004 yılında fiilen bağlarını koparan Nurettin Veren’in örgütten para çaldığı ve genç bir bayanla gayri yasal ilgi yaşadığı öne sürüldü. Bu argümanlar üzerine Gülen, Veren’e denetim altında tutulabileceği bir bakılırsav verdi. Lakin örgütten birtakım talepleri kabul görmeyince kopuş başladı. Vakit Gazetesi ve FEM Dershaneleri’ndeki paylarını devretmesi istenen Veren’in paylar karşılığında para talep etmesi ve mahrem yapılanma hakkında bildiklerini devlet kurumlarına aktaracağını söylemesi üzerine tasfiye planında yeni bir perde açıldı.
GÜLEN’İN KASET KORKUSU
Ankara’da Hamdi Akın İpek’ in de bulunduğu bir görüşmede Veren’in para karşılığında paylarını devrettiği argüman edildi. Nurettin Veren de çabucak sonrasında yaptığı açıklamalarında örgütün değerli isimlerinden K.Ö ve Abdullah Aymaz’ın kendisine kumpas kurduğunu öne sürdü. Veren, “Gülen’i benim onu öldüreceğime ve kasetlerini para ile sattığıma inandırmışlar. Bu olayı K.Ö. ve Abdullah Ayvaz’ın yaptığını bana Necdet Başaran söylemişti” dedi.
KAYNAK: YENİ ŞAFAK GAZETESİ / ŞAHİN ŞEN