Prof. Dr. Şevket Özkaya: Ayırt edilmesi sıkıntı. Ne grip ne Covid-19… Bu harika enfeksiyon!
Hastanelerde yoğunluk oluşmasına niye olan virüsün girip ve covid-19’a pek benzemediğini belirten Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Kolu Lideri Prof. Dr. Şevket Özkaya, bunu klinik olarak ayırt etmenin hayli güç olduğunu söyleyerek, laboratuvar olarak da covid-19 testlerinin büyük kısmının negatif geldiğini lakin covid-19 testlerinin negatif olmasının, covid-19 olmadığımız manasına gelmediğini söylemiş oldu. Prof. Dr. Şevket Özkaya “Klinik olarak; Grip virüsü olağanda 2 yahut 3 gün sürer ve bulaştırıcılığı bir iki günde biterdi. Lakin artık konutta biri hasta oluyor ve 1 hafta 10 gün ortasında tüm mesken hastalanıyor ve günlerce sürüyor. Artık 3 yıldır hepimizde subklinik dediğimiz bir virüs yükü oluştu. Covid-19 salgını öncesi bizi hasta etmeyecek seviyede aldığımız grip ve teneffüs yollarımızı etkileyen virüsler, artık bizi daha kolay hasta etmeye başladı. Yani hastalığa yakalanma eşik bedelimizi düşürdü. O yüzden uzadıkça uzuyor bu durum” tabirlerini kullandı.
VITAMIN DESTEĞİNE GEREK VAR MI?
Covid-19’un öteki virüslere karşı bağışıklığımızı da olumsuz istikamette etkilediğine de değinen Prof. Dr. Şevket Özkaya, “2 yıl, epeyce izole bir hayat sürdük. Maske ve paklığa o kadar ihtimam gösterdik ki 3 yılda bedenimiz mikroplarla savaşma özelliğini unuttu. Bundan daha sonra alacağımız en akılcı tedbir; kendinizi halsiz hissettiğinizde, eklem ağrıları ve ateş şikayetlerimiz olduğunda 2 gün dinlenmek ve kendinizi izole etmek” diyerek kelamlarına devam eden Dr. Şevket Özkaya, salgının başında bağışıklık sistemini güçlendirmek için D vitamini başta olmak üzere vitamin tüketim çılgınlığı yaşandığını fakat bunun virüse hiç bir yararının olmadığını hatırlattı. Dr. Özkan, olağan beslenme, bol sıvı ve günlük kâfi meyve ve zerzevat tüketiminin kâfi olduğunu söz ederek, ekstra bağışıklık sistemini güçlendirecek bir şey kullanmaya gerek olmadığını, bu hastalıkta temel olan bedeni yormadan, mümkün olduğunca dinlenmek olduğunun altını çizdi.
SÜPER ENFEKSİYONUN TEDAVISİ NASIL OLMALI?
Çocuklarda bu hastalığın daha risksiz olduğuna değinen Şevket Özkaya “Ateş, kusma ve halsizlik 3 gün sürüyor. Ciğerlerine inmesi halinde öksürük ve hırıltılı başlıyor. Çocuklarda bu şikayetler üzücü olağan olarak fakat önemli bir hastalık oluşturmuyor. Çocuklarda şu anda bronşit ve astım yaygın olarak görülüyor. Fakat çocuklar hastalıklarını tam olarak söz edemedikleri için bir tabibe danışılması kaide. Bu virüste temel sorunu anne ve babalar yaşıyor hem şikayetler epey uzuyor tıpkı vakitte konut ve iş kalitesi etkileniyor. Lakin her neyse ki önemli akciğer tutulumu artık eskisi üzere değil” formunda konuştu.
“SÜPER ENFEKSIYON”DAN NASIL KORUNACAĞIZ?
Maskeye geri dönme vaktinin geldiğine işaret ederek, korunmanın maske ve aralık olduğunu belirten Dr. Özkaya, meskende takmaya gerek olmasa da toplu yerlerde ve bilhassa toplu taşımada kesinlikle maske takılmasını önerdi. Özkan son olarak, grip aşısını da 65 yaş üstü ve kronik hastalığı olan ve risk altında bulunan sıhhat çalışanlarına öneriyoruz diyerek kelamlarını tamamladı.
KAYNAK: İHA
Hastanelerde yoğunluk oluşmasına niye olan virüsün girip ve covid-19’a pek benzemediğini belirten Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Kolu Lideri Prof. Dr. Şevket Özkaya, bunu klinik olarak ayırt etmenin hayli güç olduğunu söyleyerek, laboratuvar olarak da covid-19 testlerinin büyük kısmının negatif geldiğini lakin covid-19 testlerinin negatif olmasının, covid-19 olmadığımız manasına gelmediğini söylemiş oldu. Prof. Dr. Şevket Özkaya “Klinik olarak; Grip virüsü olağanda 2 yahut 3 gün sürer ve bulaştırıcılığı bir iki günde biterdi. Lakin artık konutta biri hasta oluyor ve 1 hafta 10 gün ortasında tüm mesken hastalanıyor ve günlerce sürüyor. Artık 3 yıldır hepimizde subklinik dediğimiz bir virüs yükü oluştu. Covid-19 salgını öncesi bizi hasta etmeyecek seviyede aldığımız grip ve teneffüs yollarımızı etkileyen virüsler, artık bizi daha kolay hasta etmeye başladı. Yani hastalığa yakalanma eşik bedelimizi düşürdü. O yüzden uzadıkça uzuyor bu durum” tabirlerini kullandı.
VITAMIN DESTEĞİNE GEREK VAR MI?
Covid-19’un öteki virüslere karşı bağışıklığımızı da olumsuz istikamette etkilediğine de değinen Prof. Dr. Şevket Özkaya, “2 yıl, epeyce izole bir hayat sürdük. Maske ve paklığa o kadar ihtimam gösterdik ki 3 yılda bedenimiz mikroplarla savaşma özelliğini unuttu. Bundan daha sonra alacağımız en akılcı tedbir; kendinizi halsiz hissettiğinizde, eklem ağrıları ve ateş şikayetlerimiz olduğunda 2 gün dinlenmek ve kendinizi izole etmek” diyerek kelamlarına devam eden Dr. Şevket Özkaya, salgının başında bağışıklık sistemini güçlendirmek için D vitamini başta olmak üzere vitamin tüketim çılgınlığı yaşandığını fakat bunun virüse hiç bir yararının olmadığını hatırlattı. Dr. Özkan, olağan beslenme, bol sıvı ve günlük kâfi meyve ve zerzevat tüketiminin kâfi olduğunu söz ederek, ekstra bağışıklık sistemini güçlendirecek bir şey kullanmaya gerek olmadığını, bu hastalıkta temel olan bedeni yormadan, mümkün olduğunca dinlenmek olduğunun altını çizdi.
SÜPER ENFEKSİYONUN TEDAVISİ NASIL OLMALI?
Çocuklarda bu hastalığın daha risksiz olduğuna değinen Şevket Özkaya “Ateş, kusma ve halsizlik 3 gün sürüyor. Ciğerlerine inmesi halinde öksürük ve hırıltılı başlıyor. Çocuklarda bu şikayetler üzücü olağan olarak fakat önemli bir hastalık oluşturmuyor. Çocuklarda şu anda bronşit ve astım yaygın olarak görülüyor. Fakat çocuklar hastalıklarını tam olarak söz edemedikleri için bir tabibe danışılması kaide. Bu virüste temel sorunu anne ve babalar yaşıyor hem şikayetler epey uzuyor tıpkı vakitte konut ve iş kalitesi etkileniyor. Lakin her neyse ki önemli akciğer tutulumu artık eskisi üzere değil” formunda konuştu.
“SÜPER ENFEKSIYON”DAN NASIL KORUNACAĞIZ?
Maskeye geri dönme vaktinin geldiğine işaret ederek, korunmanın maske ve aralık olduğunu belirten Dr. Özkaya, meskende takmaya gerek olmasa da toplu yerlerde ve bilhassa toplu taşımada kesinlikle maske takılmasını önerdi. Özkan son olarak, grip aşısını da 65 yaş üstü ve kronik hastalığı olan ve risk altında bulunan sıhhat çalışanlarına öneriyoruz diyerek kelamlarını tamamladı.
KAYNAK: İHA